Ezidiler, “Tanrı Ezda”ya inanır. Kutsal kitapları da “Kara Kitap”tır. Dört ayrı sınıftan oluşan Ezidilik’te kurallar son derece katıdır.
Örneğin ruhban sınıfından ya da peygamber soyundan gelmiyorsanız, asla okuma yazma öğrenemezsiniz...
Yasaktır!
Öğrenirseniz ne olur?
Dinden çıkarsınız!
★★★
Okuyan yazan insan sorgular.
Sorgulayan insan haksızlığa tahammül edemez.
Tahammül edemeyen, günün birinde isyan eder.
İsyan eden insan da kendisine binbir yasak koyan, cenneti sadece öte dünyada vaat eden “iktidarlar”ı devirir.
İşte; bu yüzden Ezidiler’in ruhban sınıfı önlemi peşinen almış ve alt sınıflardaki Ezidiler’e okuma yazma öğrenmeyi yasaklamıştır.
★★★
Bizim dinimizde ise çok şükür ki böyle bir şey yok!
Tam tersine kutsal kitabımız “Oku” emriyle başlar...
Bu yüzden İslam dünyasından sayısız bilim insanı çıkmıştır.
Ama son zamanlarda gerçek dini unutup dini ticarete ve siyasete alet eden bazı “egemen”ler tam tersini söylemeye, hatta yaptırmaya başladı.
“Okuma, yazma, konuşma, sorma, eleştirme.”
Neden?
Neden olacak, bunları yaptığımız sürece onların maskesini düşürüp iktidarlarını yıkma olasılığımız var da ondan!
★★★
Dikkat edin; son zamanlarda hedefte en çok kim var?
Gazeteciler, yazarlar, hukukçular, akademisyenler, sanatçılar...
“İkinci Adam” Devlet Bahçeli, haftada bir gazetecileri tehdit ediyor.
Cumhurbaşkanı’nın avukatları dava üstüne dava açıyor.
Savcılar “alenen kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan aydınları içeri tıkıyor.
Sokak röportajında konuşanların analarından emdikleri süt burunlarından getiriliyor.
Radyo Televizyon Üst Kurulu, bizzat Cumhurbaşkanı’nın hedef göstermesiyle dizi filmlerdeki karakterler için bile ağır cezalar yağdırıyor.
İnanmayacaksınız ama “Hükümeti eleştirmek” diye bir suç bile uydurdular bu ülkede...
Oysa; demokrasilerde birinci kuraldır hükümeti eleştirmek, hatta hükümeti demokratik yollardan düşürüp iktidar olmak.
★★★
Dün de üstelik demokrasinin beşiği olan Yüce Meclis’in çatısı altında yeni bir yasak getirildi:
Cep telefonlarıyla görüntü çekmek...
Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sadece AA ve TRT kameralarına izin verildi; diğer gazetecilerin cep telefonu ile görüntü alması yasaklandı.
Yine aynı soruyu sorayım:
Neden?
Beylerin canı öyle istedi de ondan!
★★★
Bu yasakları koyarken belli ki çok yoruluyorsunuz beyler. Kolay mı her gün yasaklayacak yeni bir şey bulmak!
Yazmayı ve okumayı yasaklayın siz de Ezidiler gibi.
Haber yapmayı yasaklayın.
Tüm gazeteleri ve Diyanet TV dışındaki televizyon kanallarını kapatın.
Nasıl olsa güç sizde...
Ha; adınız “diktatör”e çıkarmış diye de düşünmeyin...
Okuyan, yazan kalmayınca kim fark edecek ki bunu?
Garip bir dava!
İzmir’in Bayraklı ilçesinde özel bir firmada çalışan Aytuğ Arduç, evine gelen tebligatla hayatının şokunu yaşamış...
Daha önce hiç evlenmediği halde, hakkında boşanma davası açıldığını öğrenmiş.
Tebligatı yapan kurum, Adıyaman Gölbaşı 2. Asliye Hukuk
Mahkemesi...
Tebligat zarfının üzerinde “Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma (çekişmeli)” yazıyormuş...
Adalet mekanizmasının geldiği hali uzun uzun anlatıp başımı derde sokmama gerek yok...
Durum ortada...
Bekara boşanma davası...
Var mı daha ötesi!
GÜNÜN SORUSU
Sorum size:
AKP iktidarı, CHP’li belediyeleri köşeye sıkıştırmak için gösterdiği çabanın yarısını, bugüne kadar hangi sorunu çözmek için gösterdi?
Erdoğan’ın sınavı!
Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Kara Harp Okulu’ndaki subay adayları için “Türk Dili Kompozisyon ve Hitabet Dersi” başlıklı bir kitap bastırmış.
Gelin görün ki kitabın kapağındaki görselde, Türkiye’nin güneydoğusu, “Türkçe konuşulan yerler” arasında gösterilmemiş...
Olay sosyal medyada eleştirilmeye başlanınca da bakanlık bir açıklama yapmış ve bu skandala imza atan profesörün istifa ettiğini belirtmiş...
★★★
Atatürk’e bağlılıklarını dile getirdiler diye dönem birincisi üç kadın teğmeni ihraç ettirmeye ant içen Cumhurbaşkanı, bakalım bu büyük rezalet karşısında nasıl bir tavır takınacak?
MAYDANOZ
Ben esmeri fındık ile, fıstık ile, badem ile beslerdim.
Şimdi kuru ekmekle bile besleyemiyorum! (İ.L.)