İspanya, 20. yüzyılın sonlarına doğru, özellikle 1980’ler ve 1990’lar boyunca...
ETA (Euskadi Ta Askatasuna) adlı ayrılıkçı örgütün terör eylemleriyle ciddi bir mücadele yürüttü...
★
Bu süreç, ülkenin siyasi, sosyal ve ekonomik dinamiklerini derinden etkileyen bir dönem oldu...
Ancak...
İspanya, bu zorlu süreçten dersler çıkararak terörü sona erdirmeyi başardı...
Nasıl mı?..
Kısaca anlatmaya çalışayım...
★
İspanyol hükümeti, terörizme karşı kararlı bir siyasi duruş sergiledi...
2000’li yıllarda, özellikle José Luis Rodríguez Zapatero’nun başbakanlığı döneminde, ETA ile barış görüşmeleri başlatıldı...
Bu görüşmeler, terörün sona ermesi için önemli bir adım oldu...
★
Bu arada hükümet, barış sürecini desteklemek amacıyla çeşitli sosyal ve ekonomik programlar geliştirdi...
Ama...
Terörle mücadelede güvenlik önlemlerini arttırmayı da ihmal etmedi...
★
Polis ve askeri güçler, terörist örgütlerin faaliyetlerini engellemek için daha etkili bir şekilde çalışmaya başladı...
Özellikle Ulusal Polis ve Guardia Civil:
ETA’nın lider kadrosunu etkisiz hale getirerek örgütün gücünü önemli ölçüde azalttı...
Bu süreçte:
Uluslararası iş birliği de önemli bir rol oynadı...
★
Eş zamanlı olarak:
İspanyol toplumu, terörizme karşı birleşerek güçlü bir duruş sergiledi...
Terör eylemlerinin neden olduğu kayıplar ve acılar, halkı teröre karşı daha duyarlı hale getirmişti...
Bu bağlamda:
Anti-terör mitingleri ve kampanyaları, toplumsal bilincin artmasına katkıda bulundu...
Toplumun teröre karşı olan bu ortak duruşu, hükümetin aldığı önlemleri destekledi...
★
Bu arada:
Devletin eğitim ve kültür bakanlığı da boş durmadı...
Terörizmin kök nedenlerini anlamak ve önlemek amacıyla:
Eğitim ve kültürel projeler geliştirdi...
Genç nesillere barış ve hoşgörü değerleri aşılanarak:
Gelecekte benzer sorunların yaşanmaması için tedbir alındı...
★
Bu tür projeler, toplumda bir arada yaşama kültürünü güçlendirdi...
Ve sonunda:
İnsan ve para kaynağı bulamayan ETA, iflâs etti...
★
2000’lerin ortalarına gelindiğinde, ETA’nın iç yapısı zayıflamış ve liderliğindeki birçok figür tutuklanmıştı...
2011 yılında ETA, silahlı mücadeleyi sona erdirdiğini duyurdu...
2018 yılında tamamen silah bıraktığını açıkladı...
Bu gelişmeler, İspanya’nın terörle mücadelesinde önemli bir dönüm noktası oldu...
Günün sözü
“Kin ve nefret şeytana mahsustur...”.
Anonim
ALKIŞLIYORUM
Türkiye sağlık sektöründe yanlış karar ve politikalar ile bir çöküş yaşıyor.
Doktorlarımız:
“Giderlerse gitsinler” politikası ile yurtdışına giderken yerine, Türkçe bilmeyen eğitimi şüpheli 3. dünya ülkesi doktorları geliyor.
Ve böyle bir ortamda 26.000 genç hekim, iki aydır TUS kadroları için beklerken bakanlıkta muhatap bulamıyor.
Sınav sonrası kadroların %50 azaltılacağı bilgisi, genç hekimleri perişan bir bekleyişe sürükledi. Türkiye’nin en parlak beyinleri bunu hak etmiyorlar.
★
Bu acı ama gerçek cümlelerin sahibi, Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Ümit Özdağ’ı alkışlıyorum...
★
NOT:
Beni söyleyen değil, söylenenin haklılığı ve doğruluğu ilgilendiriyor...
MEHMET UÇUM VE YENİ DÖNEM
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Partililerle tokalaşması ve ardından yaptığı açıklamalar sonrası başlayan “çözüm süreci” iddialarına yönelik değerlendirmelerde bulundu...
★
Çok dikkatlice okudum...
Daha önce; AİHM ve AYM kararları ile demokrasi, hukuk ve yargı bağımsızlığı konusundaki pek çok açıklamalarını eleştirdiğim Mehmet Uçum’un “Çözüm süreci başlıyor” iddialarına ilişkin açıklamalarını haklı ve doğru buldum...
★
Bundan önce “Çözüm süreci” adı altında başlatılan çalışmaların iki ayağı eksikti...
Erdoğan’ın terörist gruplara karşı:
Bürokrasinin elini kolunu bağlaması...
Teröristle mücadeleden vazgeçilmesi...
Ve...
Meclis’in devre dışı bırakılması...
★
Mehmet Uçum bu açıklamasıyla...
Adına “çözüm süreci” denilmeyecek bu yeni dönemin mutlaka:
Bu üç ayağın üzerine oturtulması gerektiğini hatırlatıyor...
★
Açıklamasının en altı çizilmesi gereken bölümü (Bence) şurası:
“.... bu durum siyasette özellikle Meclis’te yapıcı bir dil geliştirme ve herkesle diyalog kurma yaklaşımlarını dışlamaz. Çünkü TBMM diyalog ve ortak dil geliştirmek konusunda halkın görev verdiği en yüksek devlet erkidir. Bu görevi Meclisteki her partinin her aktörün yerine getirmesi beklenir...”.
★
Mehmet Uçum’un bu:
Akılcı, gerçekçi ve yapıcı duruşunu tabi iki eleştirenler de olacaktır...
Ama ben...
Destekleyenlerdenim...
OLMUYOR, OLMAYACAK
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in kayıt dışı ve vergilendirilmeyen gelirler konusunda sıkı ve samimi çalışmalar yürüttüğünden endişem yok...
Meselâ...
★
AKP’li vekillere:
“Büyükşehirden 32 daire alan vatandaşın vergi kaydı yok. 65 milyona araba alan var, gelirini izah edemiyor” haykırışı da onlardan destek arayışı da haklı ve doğru...
Ancak...
★
Şimşek’in:
T.C.M.B. net döviz rezervin yükseltirken bu arada fiyat artış hızını (Dezenflasyon) kesmek hedefiyle...
Erdoğan’ın:
İşgalci emeği ülkelerine göndermeden ekonomik büyümeyi sağlama hedefi örtüşmüyor, uyuşmuyor...
★
Bu uyumsuzluğun deyim olarak tanımı şöyle:
“Elim günahta ama canım cennette olsun...”.
Olur mu?..
Kutsal kitaplara göre olmaz...
Olmuyor...
Olmayacak da...
ÖNEMLİ BİR ÖRNEK
Sözümün özü canlarım:
İspanya’nın terörle
mücadelesi:
Siyasi kararlılık...
Güvenlik önlemleri...
Toplumsal destek ve...
Eğitimsel çabaların bir araya gelmesiyle:
Başarılı oldu...
Lütfen unutmayalım...
Terörizmin sona ermesi, sadece bir güvenlik meselesi değildir...
Aynı zamanda...
Toplumsal bir birliktelik ve dayanışma gerektiren bir süreçtir...
★
İspanya bu deneyimle...
Terörizme karşı uluslararası düzeyde de...
Önemli bir örnek teşkil ediyor...
Bu süreçte elde edilen dersler, diğer ülkelerin terörle mücadele stratejilerine ışık tutacak niteliktedir.