Merkez Bankası, daha bir ay önce yüzde 21 olarak belirlediği 2025 enflasyon tahminini yüzde 24’e yükseltti.
“Canım alt tarafı yüzde 3” deyip geçmeyin...
Yüzde 3 dediğiniz bizdeki bir aylık sapma oranı, birçok ülkenin yıllık enflasyonundan bile daha yüksek!
Peki; bu bir ayda ne oldu ki Merkez Bankası bu kadar yanıldı?
Savaş mı patlak verdi?
Salgın hastalık mı çıktı?
Yer mi yarıldı?
Hiçbir şey olmadı...
Sadece devletimizi yönetenler bizi kandırdı!
★★★
Evet, açık açık yazıyorum:
2025’te enflasyonun yüzde 21’e düşmeyeceğini herkes gibi Merkez Bankası yöneticileri ve uzmanları da biliyordu ama bize yanlış bilgi verdiler.
Peki, neden yaptılar bunu?
“İktidarın kendilerinden talebi doğrultusunda para piyasalarını ve faizleri yönlendirmek için...”
Oysa faizler de fiyatlar da enflasyon da “algı operasyonları”yla değil, ülke ekonomisinin gerçekleri ile belirlenir.
★★★
Dünyada, “enflasyon hedeflemesi” (inflation targeting) olarak bilinen, bizde “enflasyon tahmini” olarak hayata geçirilen uygulamanın amaçlarından biri de faizleri kontrol altında tutmaktır.
Ama bunu “Nas var nas” diyerek, zorlamayla yapamazsınız!
Hiçbir ülkede, hiçbir Merkez Bankası siyasi iktidarın baskısıyla enflasyon hedefi ya da faiz belirlemez.
Enflasyon da faiz de kurlar da fiyatlar da sadece ekonomik dengelere göre oluşur.
Bizim Merkez Bankamız ise “ekonomist tek adam” sistemine geçtiğimiz günden beri fiilen özerk ya da bağımsız olmadığı için, tüm para politikalarını siyasi aktörlerin taleplerine göre belirliyor.
Onlar “Düşür” diyor, düşürüyor; “Yükselt” diyor, yükseltiyor.
Böyle olunca da hedef daha ilk ayda yüzde 3 şaşıyor ve düzeltme ihtiyacı ortaya çıkıyor!
★★★
Necip milletimizin yüzde 95’inin farkına bile varmadığı ve asla varmayacağı bu “tahmin hatası”, başka bir ülkede olsa piyasaların altı üstüne gelir, fiyatlar birden yükselir, bankalar faizler düzenlemesine giderdi.
Bizde ise fiyatlar zaten her gün yükseldiği, bankalar kafalarına göre takıldığı, piyasalar zaten fil girmiş züccaciye dükkanına benzediği için, bu tür revizeler bir panik yaratmıyor...
Ama...
★★★
Özellikle yabancı yatırımcıların Türk ekonomisine duyduğu güven sarsılıyor.
Ülkeye gelebilecek uzun ve kısa vadeli tüm yatırımlar erteleniyor ya da iptal ediliyor.
Yani kimse bizi ciddiye almıyor!
Böyle olunca da üretim artmıyor, iç ve dış borçlanma maliyetimiz yükseliyor, devlet gelir-gider dengesini sağlamak için dargelirlinin boğazına yapışıyor, açlık ve yoksulluk yaygın hale geliyor...
★★★
Nasıl? Hâlâ, “Canım alt tarafı yüzde 3” diyor musunuz?
Boncuk sahipleri!
Milletvekillerine zaten vardı da; şimdi eski vekillere de ömür boyu trafik cezası muafiyeti getirilmiş...
Sözcü’den Başak Kaya’nın haberine göre mevcut milletvekilleri için iki, eski vekiller için ise bir aracı kapsayacak bu uygulama, toplamda 3 bin 600 kişiyi trafikte ayrıcalıklı kılmış...
★★★
Canımı en çok yakan ne biliyor musunuz?
Teklifi CHP’li vekiller gündeme getirmiş!
CHP’nin TBMM İdare Amiri Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan ile TBMM Başkanvekili ve CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca’nın ısrarlı çabalarıyla gerçekleşmiş bu düzenleme...
İyi de eski vekillere geçiş üstünlüğü tanısanız ne işlerine yarayacak?
Çişlerini altlarına kaçırmamak için tuvalete mi yetişecekler?
★★★
Gülizar Hanım’ı 20 yıl önce Atatürkçü Düşünce Derneği Denizli Şube Başkanı olduğu günlerde tanıdım.
Atatürkçü, eşitlikçi, demokrat, her türlü ayrıcalığa karşı, mücadeleci bir Cumhuriyet kadınıydı.
Anlaşılan milletvekili olmak kendisine pek yaramamış... Baksanıza; ülkenin bu kadar sorunu varken, o “ileride kendisinin de işine yarar” diye, “emekli vekillere trafikte geçiş üstünlüğü ve ceza ödememe ayrıcalığı” sağlamanın peşine düşmüş!
Gerçekten çok şaşkınım ve üzgünüm.
İktidarın “alternatifi” bu düşünceyse...
Ayvayı yedik demektir!
★★★
Sözüm kendi çıkarları sözkonusu olduğunda her türlü parti ve görüş farklılığını unutarak anında birleşen onursuzlara: B.kunuzda boncuk var ya...
Ayrıcalıklısınız ya...
Üstün ırksınız ya...
Hep kendinize yontun!
Bin defa yazıklar olsun!
GÜNÜN SORUSU
Sorum Özgür Özel’e:
Partinizin Meclis yönetiminde görevlendirdiği Gülizar Biçer Karaca ve Uğur Bayraktutan’ın, eski vekillere ayrıcalık sağlamak için verdiği mücadele hakkında ne düşünüyorsunuz?
Suç kimde?
Haftada bir gün partisinin Meclis’te gazetecileri tehdit eden, muhalefete kin kusan, partisinden ayrılan eski ülkücülere hakaret ve küfür yağdıran Devlet Bahçeli kalp ameliyatı olmuş...
İnsan bu gibi durumlarda büyük bir içtenlikle “Geçmiş olsun” der; değil mi?
Diyemiyorsam suç bende mi; beni, meslektaşlarımı ve ülkenin büyük bir bölümünü bu hale getiren Devlet Bey’de mi?