İktidar, en düşük emekli maaşını sadece 14 bin 469 liraya çıkardı.
Peki; açlık sınırı ne?
23 bin 256 lira!
Demek ki bizi yönetenler, “Ölürsen öl, bana ne?” diyor...
Ortada somut bir durum var:
Son 15 yılda emekli sayısı yüzde 85.3 arttı.
Yani 2009’da 9 milyon 174 bin kişiyken, 2024 sonu itibarıyla 15 milyon 851 bin 244 kişiye yükseldi.
Ama...
Aynı dönemde emeklilerin bütçeden aldığı toplam pay yüzde 2.7 azaldı!
Gelelim “Gayri Safi Yurtiçi Hasıla”dan (Bir yılda ülkede üretilen mal ve hizmetlerin piyasa değerinin toplamı) alınan paya...
İtalya’daki emekliler, bu konuda Avrupa birincisi... Yüzde 17,2 ile GSYH’den en çok pay alan emekliler onlar...
Türkiye ise bu sıralamada Avrupa sonunculuğuna demir attı.
2021’de bizim emeklilerimizin GSYH’dan aldığı pay yüzde 6.1’ken bugün yüzde 4’ün bile altına düştü.
★★★
Bu verilerin çok anlamlı birkaç sonucu var:
Bir: Emekliler, iktidarın iddia ettiği kadar bütçe üzerinde “yük” falan değil. Çünkü emekliler için genel bütçeden sosyal güvenlik kurumlarına aktarılan ödenek sıralamasında Türkiye, Avrupa’daki ortalamanın çok altında...
İki: Bizim emeklilerimiz ülkede yaratılan zenginlikten de hak ettiği payı alamıyor.
Üç: Bunlar gösteriyor ki emekli maaşlarının açlık sınırının bile altında kalması bir ekonomik zorunluluk değil, tamamen siyasi bir tercih...
Dört: Bu siyasi tercihin nedeni ise emeklilerin etkili bir “direniş mekanizması”na sahip olmaması... Yani iktidar, “Canım en fazla ne yaparlar ki, ağlayıp ağlayıp susarlar. Seçim vakti geldiği zaman gönüllerini alırız!” görüşünde.
★★★
Sevgili emekliler; değerli yaşıtlarım, büyüklerim.
Bizim kuşağımız mücadele kuşağı...
Hayatınız boyunca mücadele edip durdunuz. Bu yüzden bu yaştan sonra ağlanıp sızlanmak ağrınıza gidiyor ama... Bu ülkede de ağlamayan çocuğa emzik vermiyorlar!
Ağrılarınızın, sızılarınızın elverdiği ölçüde çıkın artık evinizden; yanınızda yörenizde yapılan hak arama toplantılarına katılın.
Bunu yapamıyorsanız, sosyal medyadan isyanınızı duyurun.
Ama lütfen bu büyük terbiyesizliğe, haddini bilmezliğe ve küstahlığa karşı sessiz kalmayın.
Çünkü her sessizlik, bir sonraki sene çok daha ağır bedeller ödememize neden oluyor.
★★★
Hadi; al bastonunu eline, salla şu densizlere doğru da...
Hak nasıl aranırmış görsün bütün dünya!
Esma Esat ajanmış!
Suriye’de Esad yönetimi çöktü ya... Şimdi kendisi ve eşi Esma Esad hakkında dünya basınında her gün yeni bir haber çıkıyor.
Son haber, Esma Esad’ın aslında bir ABD Ulusal Güvenlik Konseyi ve İngiliz M15 Servisi ajanı olduğu yönünde.
İddianın sahibi ise İngiltere’deki UK Declassified isimli kuruluş. İddiaya kanıt olarak da bir sürü belge yayınladı.
Şaşırdım mı?
Kesinlikle hayır!
Özellikle M15, bu işleri iyi bilir ve bizde de ülke yönetiminde söz sahibi olan bir çok siyasetçiye, bürokrata, diplomata ve hatta askere “gençlik yılları”ndan itibaren yatırım yaptığı ve kullandığı söylenir.
Üstelik bu isimleri herkes de bilir ama kimse bir şey yapmaz. Belli ki bizimkilerin aktif görevleri hala sürmektedir!
GÜNÜN SORUSU
ABD’nin ikinci kez seçilen Başkanı Donald Trump, “Kürtlerle Türkler birbirini sevmiyor. Erdoğan benim arkadaşım, onu Kürtlere yönelik olası bir operasyondan ben vazgeçirdim. Ancak bu barış uzun sürmez” demiş... Sorum Cumhurbaşkanı’na:
Neden çıkıp da şu şarlatana, “Biz Kürtlerle birbirimizi sever ve birlikte yaşarız. Yöneticilerimizin çoğu da Kürttür. Bizim sevmediklerimiz, sizin ellerine silah verip bize saldırttığınız katiller” diye had bildirmiyorsunuz?
Öldür ve ödül al!
Hatırlarsınız Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Hassan Shekh Mohamud, 30 Kasım 2023 tarihinde otoyolda motorsikletli kurye Yunus Emre Göçer’e arkadan çarparak ölümüne neden olmuş ve ülkesine kaçmıştı. Belli bir süre sonra geldi, yargılandı ve geçen yıl bu zamanlarda “taksirle ölüme neden olma” suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Cezası da 27 bin 300 lira adli para cezasına çevrildi.
Ölen de öldüğüyle kaldı!
Dün gazeteci Fatih Ergin, akıl almaz bir iddia ortaya attı. Bu iddiaya göre kazadan hemen sonra Somali Cumhurbaşkanı’nın oğluna ve yanındaki 36 kişiye apar topar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmiş...
Sorum İçişleri Bakanı Ali Yerlika’ya:
Bu iddia doğru mu?
Doğruysa yasal yollardan vatandaşlık almanın koşulları belliyken; bu ayrıcalık, bu arkadaşa ve yakınlarına kimin emriyle tanındı?
Acil yanıt bekliyoruz!