Saray’ın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Sekreteri pardon bakanı gayet enteresan bir kişiliğe sahip...

Öncelikle çok sakin ve çok yumuşak bir sesle konuşuyor; öyle ki, en felaket açıklamaları dahi sanki büyük bir “müjde” verirmiş gibi sunuyor! Bakan Vedat Işıkhan, örneğin istemediği takdirde asla ve kat’a ağzını açmıyor, sorulan sorulara yanıt vermiyor!

Konuşmak durumunda olduğu zaman ise öyle bir tablo çiziyor ki, kendinizi “Alice Harikalar Diyarında” türü bir mutluluklar hatta “aşırı” mutluluklar dünyasında zannediyorsunuz!

Kısacası, bu iktidarın, özellikle Saray’ın “ideal” çalışma bakanlığına adeta “cuk oturan” bir kişilik...

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, önceki gün yaptığı basın toplantısında, Vedat Bey’e sorduğu “aşırı yoksulluk içinde yaşayan kişi sayısı kaç?” sorusuna bakanın, asgari ücreti örnek göstererek verdiği yanıtı açıkladı. Bakan Işıkhan şöyle yanıtlamış bu vahim soruyu:

- Asgari ücret 11 bin 402 liradır. Bu kapsamda çalışıp aşırı yoksulluk veya açlık sınırı içinde yaşayan kişi bulunmamaktadır!

Okuyunca gerçekten acı acı gülümseyerek “Ya Vedat Bey, kendini İsveç çalışma bakanı filan sanıyor, ya da biz Somali’de yaşıyoruz” diye düşündüm!

Bakan Bey’in mensubu olduğu iktidarın ülkeyi ne hale getirdiğini de anlatacağım ancak önce son açıklanan açlık ve yoksulluk sınırı verilerini paylaşayım...

- Bakalım hangi ülkede yaşıyormuşuz?

Yoksulluğun dibi!

Yapılan son araştırmalar, Vedat Bey’in hayal dünyasının çok uzağında maalesef!

DİSK Metal-İş Sınıfsal araştırmalar Merkezi’nin (BİSAM) önceki gün açıkladığı en az ücretle çalışan kesimin sefalet tablosunu hiçbir şüpheye yer bırakmayacak bir kesinlik ve keskinlikle ortaya koydu. Çalışma bakanlığına da gitmiş olduğunu umuyorum:

- Ekim ayı verilerine göre, açlık sınırı 13 bin liraya yaklaştı. Bu rakam sayın Bakan Bey’in övünerek anlattığı 11 bin 402 TL’nin bin 600 lira üzerinde!

- Yoksulluk sınırı ise yalnızca bir ay içinde 1095 TL artarak 44 bin 798 TL’ye ulaşmış vaziyette!

Bu rakamları daha yüksek gösteren araştırmaların da bulunduğunu hatırlatayım! Başka veriler de var tabii; mesela gıda enflasyonu... TÜRK-İŞ’in Eylül ayı sonunda açıkladığı 4 kişilik bir ailenin temel beslenme harcaması 12 aylık ortalaması yüzde 107’ye ulaştı!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ise her zamanki “aşırı iyimserliğinden” asla ödün vermiyor doğal olarak, 2023 Eylül ayı verilerine göre enflasyon yüzde 61.53... Diğer bir deyişle TÜRK-İŞ verilerinin neredeyse yarısı kadar...

- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bey’in hayallerine pek uygun yani!

Neresinden baksanız felaket!

Önce dünya genelinde neredeyiz sorusunun yanıtını görelim:

- BM raporuna göre, Türkiye’nin “hedefler ve ilerleme durumları”na göre yapılan sıralamada 166 ülke arasına 72. sırada yer aldığı belirtiliyor. Sıralamada Finlandiya’nın 1’inci, Güney Sudan’ın ise; sonuncu sırada olduğu görülüyor..

Bu rapor geçtiğimiz Temmuz ayında açıklandı. Yaklaşık 5 ay sonra bugün ne hale geldiğimizi de yakında göreceğiz... Rakamlar çok genel geldiyse biraz da “özele” girelim:

Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı (WFP), 6 Haziran 2022 tarihinde gerçek zamanlı veri paylaştığı ‘Açlık Haritası’na göre, 92 ülkede toplam 866 milyon kişi yeterli gıda tüketmediğini açıkladı.

- Haritaya göre, 82.3 milyon nüfuslu Türkiye’nin 14.8 milyonu yeterli gıda tüketemiyor. TNSA’nın 2018 yılında Hacettepe Üniversitesi ile yaptığı araştırma ise beş yaş altı çocukların yüzde 6’sı bodur ya da yaşına göre çok kısadır.

Dikkatinizi çekerim bu dünya raporu 18 ay öncesine ait; o zamandan bu zamana köprülerin altından çok “seller geçti!” Devam edelim:

-Türkiye Çocuk Araştırması 2022 Raporu’na göre; peynir ve yoğurt gibi süt ürünlerini her gün tüketemediği belirtilen çocukların oranı yüzde 42.2, ekmek veya makarna gibi tahıl içeren yiyecekleri her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı yüzde 62.4, meyveyi her gün tüketmediği belirtilen çocukların oranı yüzde 49.5, sebzeyi her gün tüketmediği belirtilen çocukların oranı yüzde 67; et, tavuk veya balığı her gün tüketmediği belirtilen çocukların oranı yüzde 87.3.

Bu rapor da yaklaşık 2 yıllık... Bugün gelinen noktayı takdirlerinize bırakıyorum! Ayrıca benim yüreğim dayanmıyor daha fazla anlatmaya...

- Bu yazıyı da sayın Bakan Bey’e armağan ediyorum!

Hepimiz seni çok özledik sevgili Metin...

Neredeyse 30 yıla yaklaşan bir dostluk bizimki...

Bana sorarsanız “kardeşlik” derim... Dünyanın en güzel, en özel insanlarından biridir Metin Uca... Şu anda bir hastanenin yoğun bakım servisinde acil bir ameliyat sonrasında uyutuluyor...

Tam 72 saat uyutulacak... Sevgili kardeşim biz dostların, arkadaşların, milyonlarca sevenin elimiz yüreğimizde seni bekliyoruz... Çok uzattın, gel artık... Daha oynayacağın yüzlerce oyun, yorumlayacağım dünya kadar mesele var...

- Daha fazla özletme kendini...