Hatırlatmalarla başlayalım...

2024’ün son gününde, çözüm süreci belirsizliklerle dolu iken dört evreli bir plandan bahsetmiştim.

Görüşmeler dört evreye ayrılacaktı. 

1- İmralı ile görüşme heyetinin ziyaretlere başlaması (yapıldı).

2- Görüşme heyetine eklenecek yeni isimler için müzakere (yapıldı).

3- Yeni yıldan itibaren görüşme takviminin aylık seyretmesi (planlandı). 

4- Terörün bitmesi çağrısına dek her görüşmede bir çerçeve çizilmesi (çizildi).

Bu dört evreli plan hayata geçtikten sonra çağrı aşaması geldi. O da yapıldı malumunuz...

15 Nisan 2025, başka bir yazı.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, DEM Parti heyetinin, yeni çözüm süreci kapsamında 18 Nisan Cuma günü Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile görüşeceğini duyurmuştu.

Peşi sıra DEM Parti’nin bu görüşmede neler talep edeceğini yazmıştım.

“Bakanlık kaynaklarından öğrendiğim yeni bilgi: DEM Parti görüşmede, gazetecilerin ve uluslararası heyetlerin İmralı’ya gidişi için talepte bulunacak. Belli ki bu durum son görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iletilmiş ve henüz nasıl olduğunu bilmediğimiz bir karşılık bulmuş. Verilecek listedeki isimler için son söz elbette Beştepe’de olacak, bakalım kimler onay mekanizmasından geçecek.”

Bu liste hâlâ bekliyor. Birkaç aydır ısrarla vurguladığım gibi; isimler ve heyetler belli. Gözler Beştepe’nin onayında hâlâ...

Son yazıda iddia ettiğim gibi önümüzdeki ayı aşmayacak şekilde ziyaretler olacak.

Tüm bunları harekete geçirecek olan ise komisyonun sıkıştığı İmralı ziyareti...

Bu kapıyı eski Meclis Başkanı Bülent Arınç açmaya niyetli. Hatırlarsınız, komisyonun dağılmasını önlemek için bir alt komisyonun veya eski parlamenterlerden birkaçının komisyon adına İmralı’ya gitmesinin muhtemel seçeneklerden biri olduğunu vurgulamıştım.

Arınç da bu formülün ilk talepkarı oldu. Dahası da var.

AK Parti içerisinde geçmişte görev yapmış başta Güneydoğu milletvekilleri olmak üzere herkes İmralı’ya gitmeye hazır.

Sürece inançları kadar kariyerleri açısından da konjonktürel bir hamle gördükleri açık. Kosterdeki bir koltuk, yarın kabinede bir koltuğa neden evrilmesin ki?

KÖŞENİN GÖZÜ

Her şey nasıl da hızlı değişiyor ülkemizde...

DEM Parti milletvekilleri TBMM Genel Kurulu’nda Hakkari Belediyesi’ne kayyum atanmasını protesto etmek için nöbete başlamıştı. Milletvekilleri, “Belediyeler bizimdir, gaspa izin vermeyeceğiz” yazılı pankartlar açmıştı.

Açıklamada “Kayyum sisteminin basit bir idari işlem olmadığını dünya alem biliyor. Kayyum sistemi bir rejimdir, darbe sistemidir. Biz eş başkanlarımıza, belediyemize, halkımızın demokratik iradesine ne pahasına olursa olsun canımıza da mal olsa sahip çıkacağız” denilmişti.

Hatta DEM Partililer “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atarken AK Partililer ise tepki olarak “Kahrolsun PKK, Meclis’te terörist istemiyoruz” diye karşılık vermişti. 

Bir süre karşılıklı slogan atmalarının ardından AK Parti milletvekilleri DEM Parti milletvekillerinin ellerindeki dövizleri alıp parçalamıştı. 

Sonra çok şey değişti, süreç gibi...

CHP’ye dönen dalga dalga operasyonlar gibi...

Bu fotoğraf ve eylemler de tarihe karıştı.

KÖŞENİN SÖZÜ

“Geçmişteki her şey dün öldü ve gelecekteki her şey bugün doğdu.”
- Çin Atasözü.