Kara Harp Okulu’nda ettikleri yemin nedeniyle açığa alınan teğmenlerden dönem birincisi Ebru Eroğlu, yobazların hedefinde.

Barış Terkoğlu’nun dünkü yazısına göre kendini bilmez bir sapık sosyal medyada Ebru Teğmen’in fotoğrafının altına aynen şunları yazmış:

“Bunu insan s..z bile, o kadar çirkin bir Kemalist kaşar... Ama Kemalist olduğu için tecavüz edebilirim buna.”

★★★

Teğmen Ebru bu açık küfür ve tehdit hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuş...

Peki; Cumhuriyet Savcısı ne yapmış?

Takipsizlik kararı vermiş.

Çünkü bu paylaşımda bir suç görmemiş ve “Adını yazmamış sonuçta” diyerek “ifade hürriyeti” saymış...

★★★

Bu çocuklar vatana ihanet etmedi.

Casusluk yapmadı.

Asker şapkasının üstüne sarık sarıp şeyhlerin, şıhların elini, eteğini öpmedi.

Sadece geleneksel hale gelmiş bir yemini ettiler.

“Mustafa Kemal’in askeriyiz” diye haykırdılar ve askere yakışır biçimde kılıç çattılar.

Neresi suç bunun?

Şimdi, “Hizmete engel davranışlarda bulunmak”la suçlanıyorlar ve ihraçları isteniyor.

Hangi hizmete engel oldular?

Ordu savaşa girecekti de “Gitmem” mi dediler?

Sadece bu ülkenin kurucusuna bağlılıklarını dile getirdiler.

Sırf bu yüzden bizzat Cumhurbaşkanı tarafından hedefe konuldular.

★★★

Bu çocukları değil ordudan atmak, alınlarından öpmek gerekir.

Düne kadar FETÖ’yle kol kola girip “Ne istediniz de vermedik?” diye sitem edenlere, sonradan da “Aldatıldık” diye kendilerini aklamaya çalışanlara soruyorum:

“Kemalist askere tecavüz edebilirim” diyen o alçağa ve onu masum gören savcıya söyleyecek sözünüz yok mu?

★★★

Birileri yüz yıldır onun adını silmeye, yaptığı işleri yok saymaya, unutturmaya çalışıyor.

Sözüm onlara:

Yayınladığım bu fotoğrafa iyi bakın:

Her 10 Kasım’da Mustafa Kemal Atatürk’ün arkasından ağlayan bu çocukları nasıl yok edeceksiniz?

Yoksa onları da vatandaşlıktan mı atacaksınız?

Neden susuyorlar?

“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykırdıkları için ordudan ihraç edilmeye çalışılan teğmenler konusunda ne muvazzaf (halen silah altındaki) ne de emekli askerlerden en ufak bir ses çıkıyor.

Hadi; muvazzafları anladık, teğmenlerle aynı kaderi yaşamaktan korkuyorlar.

Peki; on binlerce emekli subaya ne demeli?

Sahi; onlar neden korkuyorlar?

Neden toplu halde olmasa bile tek tek çıkıp da “Biz de Mustafa Kemal’in askerleriyiz” demiyorlar?

Yoksa emekli maaşlarının kesilmesinden mi
çekiniyorlar?

Açık açık söylüyorum:

Emekli ya da muvazzaf, eğer bir asker bu sözü söyleyemiyorsa; ödediğim vergilerden bugüne kadar midelerine giren her kuruş haram olsun!

GÜNÜN SORUSU

Yakın zamana kadar saçının telini gösteren kadınları falakaya yatıran Suudi Arabistan, “reform” yaparak resmen olmasa da şeriatı askıya aldı. Jennifer Lopez’e bol popo danslı konser verdirdi... Sorum bizim din tacirlerine:

Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Muazzez İlmiye Çığ

Sümer, Akad ve Hitit dillerinde yazılan binlerce tableti temizleyen, Sümerlileri Türkiye’ye öğreten Türkiye’nin ilk Sümeroloğu, 110 yaşındaki Muazzez İlmiye Çığ’ı kaybettik.

Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşadı, her an ölecekmiş gibi üretti. Son nefesine kadar, bu ülkeye hizmet etmeye çalıştı.

O gerçek bir Atatürkçü’ydü.

Birlikte yaptığımız bir “Kral Çıplak” programında söylediği, “Atatürk, ne büyük bir temel atmış ki 100 senedir uğraşıyorlar, yıkamıyorlar” sözleri hala kulaklarımda.

Sağlığında konuşmaya cesaret edemeyen bazı “çıyanlar” ölümünün ardından konuşmaya başladılar ve onun bir “ajan” olduğunu bile iddia ettiler.

Evet; o bir ajandı...

Çarli’nin Melekleri’ndeki sarışındı!

Bunu keşfetmek için ölmesini mi beklediniz salaklar?