Suudi Arabistan’da yaşanan kepazelik milat oldu...

Aynı zamanda da “Turnusol kağıdı” vazifesi gördü! Oynanmayan maçın ardından, kısa bir zaman dilimi içinde öylesine olaylar, öylesine açıklamalar gördük ki, aklı başında olan, yurdunu seven herkesin aklında aynı soru filizlendi:

-Türkiye nereye gidiyor?

“Nereye koşuyor?”, “Nereye sürükleniyor?” başlıklarını da kullanabilirsiniz! Türkiye’yi ayağa kaldıran “Atatürk’e saygısızlık” karşısında uzunca bir süre sessiz kalan AKP’li Cumhurbaşkanı 2023’ün son gününde katıldığı Necip Fazıl Kısakürek Ödülleri gecesinde “Hadiselerden büyük üzüntü duyduk” açıklamasıyla yetinirken, önceki gün o “hadiseler” ile ilgili olarak bu kez şöyle dedi:

-Burada Türkiye’ye ve Türkiye’nin çıkarlarına yönelik sinsi bir operasyon, çok açık bir sabotaj girişimi vardır...

Sabotaj sözcüğü ile tam olarak neyi kastettiğini açıklamayan Cumhurbaşkanı, Suudi Arabistan’da yaşananları “kardeş ülkelerle ilişkileri bozma girişimi” olarak nitelendirdikten sonra muhalefeti de şu sözlerle suçladı:

-İslam düşmanlığına ve yabancı karşıtlığına varan bir furya ile karşı karşıyayız. Muhalefet aktörleri de gündeme gelmek uğruna maalesef bu mülevves, bu pespaye, bu son derece tehlikeli nefret siyasetine gönüllü figüranlık yapmaktadır!

Çok ağır bir suçlamaydı... Muhalefet de gerekli yanıtı verdi ancak gerginlikten kopma noktasına gelen toplumun zaten tıklım tıklım dolmuş “ayrımcılık” dağarcığına bir kötücül fikir daha eklenmiş oldu!

-Sonrası ise daha da vahimdi...

Hilafet naraları ve Kelime-i Tevhid bayrağı!

Aynı zaman dilimi içinde yaşanan olaylar da aynı işareti veriyordu, ne yazık ki...

Önceki gün İstanbul’da Galata Köprüsü üzerinde, Milli İrade Platformu üyesi 308 sivil toplum kuruluşu (STK) ve AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜGVA’nın öncülüğünde “Şehitlerimize Rahmet, Filistin’e Destek, İsrail’e Lanet” yürüyüşü düzenlendi. 

Öncelikle, hiçbir mitinde Avrupa yakasında Yenikapı, Anadolu yakasında ise Maltepe dışında izin verilmezken bu yürüyüşe özel izin verilmesi dikkat çekiciydi! Bu yürüyüş sona ererken Kelime-i Tevhid bayrağı taşıyan bir kişiyle bir üniversiteli gencin tartışması sonrası gencin o kişiye yumruk atması bir anda gündeme oturdu.

-O bayrak şeriat ya da hilafet bayrağı mıydı?

Resmi olarak değildi elbette...

Üzerinde Arapça “Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed Allah’ın elçisidir” yazar.

İslam dininin ilk şartıdır.

Ancak Kelime-i Tevhid, Suudi Arabistan ve Afganistan devletlerinin bayrağında yer aldığı gibi El Kaide ve IŞİD gibi terör örgütlerinin bayraklarında da yer alıyor...

Hilafet mitinglerinde, gösterilerinde de bu bayrak kullanılıyor.

Bu nedenle de içerik hakkında yeterli bilgisi olmayan insanlar bu bayrağı Şeriat ya da hilafet bayrağı olarak algılıyor... Zaten o duygu ve istekle kullanılıyor! Suudi Arabistan’da yaşanan kepazeliğin hemen ardından düzenlenen mitingde o öğrencinin önce gözaltına alınıp sonra tutuklanması da ayrıca manidar bulundu...

Anıtkabir’de şeriat çağrısı!

Sonrası ardı ardına geldi...

Suudilerin Atatürk’e saygısızlığının ardından Anıtkabir ziyaretçi akınına uğramıştı.

Geçtiğimiz Cumartesi günü, yani maç skandalının hemen ardından Anıtkabir’in geniş avlusunda bir yobaz aniden bağırmaya başladı:

-Kahrolsun cumhuriyete, şeriat gelecek, lanet olsun cumhuriyete...

Etraftan insanlar “saygısız, terbiyesiz” diyerek müdahale etti, Anıtkabir görevlileri adamı derdest edip karakola teslim etti.

Sonrasında ise bu yobaz tutuklandı.

Hizb ut-Tahrir isimli radikal bir dinci örgüte bağlı derneğin başkanı olan Yılmaz Çelik ise sosyal medyadan attığı mesajda özlemini açıkça haykırmıştı:

-Geliyor gelmekte olan! Hiçbir güç, hiçbir kuvvet bu gelişi durduramayacaktır! Hilafet devletini görmeyi bizlere nasip eyle...

Tam 3 kez din değiştirmiş bir manken var, adı Tuğçe Kazaz...

O da bir mesajla bu senaryo içinde yerini aldı:

-Türkiye 2030’a kadar tam manasıyla hilafet sistemine geçmiş olacak. Çünkü bölgedeki şartlar Türkiye’yi buna mecbur bırakacak...

Şimdi, yukarıdan aşağıya yaşananları üst üste koyun, ne görüyorsunuz?

Yıllardır defalarca önce pişirilip sonra rafa kaldırılan “hilafet-şeriat” senaryosunun bir kez daha hem de yerel seçimlerin hemen öncesinde önümüze konuluşunu tabii...

-Hafife almayın... Galata mitinginde konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı’nın oğluydu!