İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelen ABD Başkanı Donald Trump, Gazze’nin boşaltılacağını, bunun için gerekirse bölgeye ABD askeri göndereceğini söyledi.
Buna ilk ve şimdilik tek karşı çıkan ise Türkiye oldu.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Tehcir meselesi (zorunlu göç) ne bölgenin, ne bizim kabul edebileceğimiz bir durum. Bunu düşünmek bile abesle iştigal” dedi.
★★★
Hakan Fidan’ın bu sözlerinin haklı, iyi niyetli ama çok “aceleyle” söylenmiş sözler olduğunu düşünüyorum.
Çünkü... Taşıyamayacağın yükün altına girmeyeceksin...
Aksi halde ezilirsin!
Karşındaki siyasi güç ABD...
Onun da ötesinde Donald Trump!
Yani deli, çılgın, ne dediğini bilmeyen, dengesiz, kaprisli, şımarık ama çok güçlü bir adam...
Bugüne kadar da tükürdüğünü yaladığı görülmedi.
★★★
2019’un Ekim ayında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’de operasyonlara hazırlandığını öğrenince Erdoğan’a gönderdiği “Aptallık etme” diye biten mektup, hala sosyal medyada duruyor.
Sırf Türkiye üzerindeki gücünü göstermek için bunu medyaya kendi elleriyle servis etti.
Bizi yönetenler bu mektuba yanıt verebildi mi?
“Haddini bil küstah herif! Sensin aptal” diyebildi mi?
Hayır...
O yüzden, karşındaki güç Trump’sa...
Beş düşünüp bir konuşacaksın!
Gereğini yapamayacağın sözleri söylemeyeceksin...
Yoksa, bugün “asla kabul edebileceğimiz bir şey değil” dediğin cümleyi yerken bulursun kendini...
Bir bakmışsın Gazze’yi boşaltmışlar, Gazzeliler’in zorunlu göçünü organize etme işini de dalga geçer gibi “dost ve müttefik ülkenin Dışişleri Bakanı” olarak bizzat sana vermişler!
Bugünkü laflarını unutup geçersin kameraların karşısına, “Din kardeşlerimizi ortada bırakacak halimiz yoktu. Kendilerine kucak açarak Türkiye’nin büyüklüğünü gösterdik” falan demek zorunda kalırsın...
★★★
Bu tür iddialı sözler edebilmek için güçlü olman gerekir.
Eğer delinin biri, bir sopa salladı diye başını kuma gömecek kadar ürkeksen, hiç topa girmeyeceksin...
En azından ülkeni rezil etmeyeceksin!
AKP adaleti!
Bugün 6 Şubat 2025... Tarihimizdeki en büyük depremin üzerinden tam iki yıl geçti.
Milyonlarca vatandaşımız konteynerlerde yaşam mücadelesi veriyor.
Dün izledim; kendilerine mikrofon uzatılanlar çoğunlukla konuşmak istemiyor. Konuşanlar ise ayaklarının altındaki çamura bakmadan adeta sarayda yaşıyorlarmış gibi, “Allah bizi yönetenlerden razı olsun. Sayın Cumhurbaşkanımıza ve bakanlarımıza çok teşekkür ediyoruz” diyor.
Neden?
Çünkü korku dağları sarmış durumda!
Kimse başının belaya girmesini istemiyor.
★★★
Tüm bunlar olurken Kahramanmaraş’ta yıkılan Ebrar Sitesi mağdurlarıyla bir araya gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, ilginç bir bilgiyi paylaştı:
“300 dolayında site sakinine konut verilmedi ama nasıl olduysa yıkılan Ebrar Sitesi’nin müteahhidi Tevfik Tepebaşı ve yakınları kurayla hak sahibi oldu.”
Yani yıkılan evi yapan müteahhide ödül, o evde oturanlara ceza...
İşte deprem gerçeği ve işte AKP adaleti!
GÜNÜN SORUSU
Ülkemize gelen yabancı devlet adamlarının Anıtkabir’i ziyaret etmesi bir gelenektir. Bu geleneğe şimdiye kadar Suudi Arabistan Kralı uymamıştı, ona Suriye Geçiş Dönemi Cumhurbaşkanı Ahmed Şara eklendi. Sorum bu adamı sarayında ağırlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a: Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’e saygı duymayan bu adamları şımartmaya daha ne kadar devam edeceksiniz?
Deprem şovmenleri!
İki yıl önce bugün meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, hem yeniden imar hem de bölgedeki vatandaşlara yardım için “Türkiye Tek Yürek” isimli bir kampanya düzenlenmişti.
Bütün yandaş kanallarda canlı olarak yayınlanan ve saatlerce süren bu kampanyayı, Acun Ilıcalı sunmuş, ünlü isimler de telefonların başına geçerek saatlerce yardım toplamıştı.
Kamu bankaları ve kurumları başta olmak üzere irili ufaklı bir çok kurum ve kuruluşun yöneticileri ve sahipleri canlı yayına bağlanarak yapacakları bağış miktarını açıklamıştı.
Sonra da toplanan bağışın 115 milyar lira olduğu duyurulmuştu.
★★★
Aradan bir yıl geçtikten sonra bu paranın muhalefet kaynaklarına göre 40, iktidar kaynaklarına göre 30 milyar lirasının hala hesaba yatırılmadığı ortaya çıkmıştı.
AFAD Başkanı’na soruyorum:
Bir yıl daha geçti.
Bugün itibarıyla söz verildiği halde hesaba yatırılmayan toplam tutar kaç lira?
Yatırmayanlar kimler?
Bu firma ya da şahısları neden açıklamıyorsunuz?