CANIMI SIKAN ŞEYLER

Teröriste destek veren devlet Berhan Şimşek’i gözaltına alıyor

Bursa Valiliği’nin skandal yazısını biliyorsunuz.

Üç gün önce yazmıştım.

Bursa’daki bir Suriyeli terörist gönüllü olarak ükesine dönmek istiyormuş. Bursa Valiliği bu nedenle Hatay Valiliği’ne yazı yazıp “Bu adamı gelin alın, sınıra bırakın” demişti.

Yabancı terörist savaşçısı olarak anılıyor bu durumda olanlar.

Yani bir anlamda devlet teröriste yardım etmiş oluyor, yargılamak yerine.

Ancak sıra Türk vatandaşlarına ve hatta bilinen isimlere gelince devletimiz nedense şahin oluveriyor.

Pek çok kişinin canını yakan “otellerde denetim mekanizması” var biliyorsunuz.

Kaldığınız otelin görevlileri kimlik bilgilerinizi polise veriyor. Onlar da bu kişinin aranıp aranmadığına bakıyor. Kişi bir nedenle aranıyorsa sabaha karşı otel odasına baskın yapılıyor ve o kişi gözaltına alınıyor.

Kaçakçı, terörist, cinayet sanığı olsa anlarım bir parça. Ama bir mahkemeye ifade vermeye gitmediği için hakkında arama kararı çıkarılanlar da bu kapsamda ele alınıyor.

Bugüne kadar özellikle gazeteci, akademisyen, yazar, televizyoncu bu nedenle bir konferans için gittikleri bir yerde kaldıkları otelden sabaha karşı böyle alındılar.

Bunun son kurbanı sanatçı, eski milletvekili Berhan Şimşek olmuş.

Balıkesir’in Burhaniye ilçesine bir etkinlik için giden Berhan Şimşek, oteline yerleşmiş.

Sabaha karşı kapı çalınmış, gelen polis ekibi.

Berhan Şimşek’in bir kişi hakkına kendi açtığı bir dava nedenile ifade vermesi gerekiyormuş. Ama her nedense bu ifadeyi vermeye gitmemiş.

Mahkeme de arama kararı çıkartmış. Burhaniye polisi de elindeki arama kararına dayanarak Berhan Şimşek’i gözaltına almış.

Tamam sabah olunca Berhan Şimşek mevcutlu olarak adliyeye götürülmüş oradaki savcı tarafından ifadesi alınmış ve serbest bırakılmış. Ama böyle ilkel bir uygulama olur mu?

Berhan Şimşek serbest bırakıldıktan sonra paylaştığı bir tweette şöyle demiş;

“Dün gece saat 03.00’te gözaltına alınma gerekçem; davacı olduğum bir dava. Türkiye’de yargının çalışmadığını söyleyemeyiz. Kırmızı bültenle arananlar villalarda yaşıyor, biz de gece yarısı sindirilmek için gözaltına alınıyoruz! Yaşasın adalet. Duyarlılık gösteren ve arayan dostlara teşekkür ederim.

Çoğu kez, hakkınızda arama kararı çıkarıldığından haberiniz bile olmayabiliyor.

Benim de başıma geldi. Bir dava nedeniyle polis karakoluna ifade vermek için çağırmışlardı.

Görevli polis ifademi yazarken “Can Bey bir de aramanız var” demez mi?

Meğer benim davacı olduğum biri için, bir ilçedeki savcı, ifademin alınmasını istemiş.

Bu nedenle yazı yazılmış ancak bu yazı bana ulaşmamış.

Ama ilgili karakola gönderilmiş. GBT’ye de girmiş.

Neyse ki o sırada kaynağında olduğum için hemen ifade verip, arama kararını kaldırtmıştım.

O gün karakola gitmek yerine bir otelde kalmış olsaydım sabaha karşı ben de gözaltına alınacaktım.

Adalet Bakanlığı’nın buna bir çözüm bulması gerek.

Kamuoyunda tanınan, bilinen isimlerin böyle sudan sebeplerle gittikleri yerde gözaltına alınması, mesai başlayana kadar nezarethanede tutulması çok ayıp bir şey.

BUNU YAZMAK GEREK

Bu böyle olmaz Özgür Bey!

Erdoğan’ın CHP’yi ziyaretinden sonra iki genel başkan, ortak bir açıklama yapmadılar.

Oysa 18 yıl önce yapılan Erdoğan-Baykal görüşmesinden sonra ortak açıklama yapılmıştı.

Bu görüşmeden 40 gün önce yapılan ilk görüşmeden sonra da bir açıklama yapılmamıştı.

Bu kez hiç olmazsa Erdoğan adına AKP Sözcüsü Ömer Çelik, konuşulan konuları açıkladı.

CHP Genel Başkanı ise hâlâ sessiz.

En azından bu yazıyı yazdığım ana kadar görüşme ile ilgili bir açıklama yapmamıştı.

Ancak Halk TV’den İsmail Küçükkaya, Özgür Özel’le konuşmuş.

Nedense “Ne konuştunuz?” diye sormak yerine “Görüşmeyi tek kelime ile özetlerseniz ne dersiniz?” diye sormuş.

Özgür Özel de “Olumluydu” yanıtını vermiş.

Olumlu olan ne?

Kamuoyu görüşmenin olumlu olup olmadığını merak etmiyor ki.

Herkes görüşmede neler konuşulduğunu öğrenmek istiyor.

Buna karşı Özel, tıpkı ilk görüşmede olduğu gibi ser veriyor sır vermiyor.

Açık söyleyeyim, bu böyle olmaz Özgür Bey!

22 yıldır ülkeyi kendi keyfine göre yöneten

 AKP Genel Başkanı ile yapılan görüşme sır olarak kalamaz.

Kamuoyu ne cevap verildiği açıklanmayan Erdoğan’ın sözleriyle tatmin olamaz.

Özgür Özel, Ömer Çelik’in açıkladığı görüşme notlarında Erdoğan’ın sözlerine ne yanıt verdiğini açıklamak zorundadır.

Aksi halde CHP içindeki hoşnutsuzluğu ve endişeyi asla gideremez.

Gideremeyeceği gibi yaratılacak olumsuz havadan, ağır hasar görür.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Ömer Çelik’e “konuşulan” konular “önceden” verilmişti

Tam 18 yıl sonra gerçekleşen CHP Genel Merkezi’nde AKP ve CHP genel başkanlarının buluşmasından sonra herkes ne konuşulduğunu merak ediyordu.

Ama iki lider de ilk görüşmede olduğu gibi bir açıklama yapmadılar.

Özgür Özel’in açıklama yapması beklenirken sürpriz biçimde AKP Parti Sözcüsü Ömer Çelik kameraların karşısına geçti ve Erdoğan-Özel görüşmesinde ele alınan konuları anlattı.

Bu açıklama görüşmeden 1 saat sonra yapıldı.

O sırada Erdoğan, Saray’da Ayşe Ateş ve çocukları ile görüşüyordu.

Erdoğan’ın arada kalan kısacık sürede Ömer Çelik’i bilgilendirmiş

olması pek mümkün değil.

Demek ki Erdoğan ne konuşacağını önceden Ömer Çelik’e verdi ve “açıklamayı sen yap” dedi.

Nitekim Çelik, gazetecilerin ısrarlı “Bu konularda Özgür Özel ne dedi?” sorularına ise “Onu açıklamak nezaketen bize düşmez” cevabını verdi.

Oysa istese de açıklayamazdı çünkü bilmiyordu.

Bunun bir başka kanıtı da şu;

Ömer Çelik görüşmede “Erdoğan’ın bazı CHPli belediyelerin yabancılara karşı nefret duygusu ile hareket ettiğini, bunun olmamasını istediğini” söyledi.

Daha sonra konuşan CHP Sözcüsü Deniz Yücel ise “Bu konunun konuşulduğu konusunda elimde bir bilgi yok” dedi.

Demek Erdoğan “söyleyeceğim” dediği bu konuyu görüşmede dile getirmemiş, Ömer Çelik nereden bilsin.

YENİ ÖĞRENDİM

TCDD, İzmir Belediyesi’nin “ray kullanma” kirasını 71 milyondan 245 milyon liraya çıkarmış

İzmir’de yaşamadığım için hiç bilmiyorum ama İzmir’i güneyden kuzeye bağlayan bir banliyö tren hattı var. İZBAN isimli bu hat 80 kilometre uzunluğunda.

İZBAN trenleri adeta metro gibi çalışarak İzmir halkına hizmet ediyor. Bütün istasyonları belediyenin yaptığı modern bir toplu ulaşım aracı.

Bu hattın yüzde 50’si İzmir Belediyesi’ne yüzde 50 ise TCDD’ye ait.

Hattı Devlet Demiryolları da kullanıyor. Hat üzerinde yük trenleri ve bazı yolcu trenleri çalıştırıyor.

Öğrendiğime göre bu yük trenleri, sistemin sinyalizasyonu ve rayları bozuyormuş. Bu yüzden belediye her yıl milyonlarca Euro para harcıyormuş yabancı firmalara.

TCDD yarı yarıya ortak olmasına rağmen geçiş üstünlüğü de kullanıyormuş ve yük trenleri geçeceği zaman İZBAN trenleri bekliyormuş. Bu da sık sık gecikmelere neden oluyormuş.

Buraya kadar tamam da; aldığım bir bilgi bana çok şaşırtıcı geldi.

Çünkü TCDD hattı kullandığı için İzmir Belediyesi’nden “ray kullanım kirası” alıyormuş.

Geçen yıl bu kira 71 milyon liraymış.

Şimdi 245 milyon lira yapmışlar.

Bu zamma TÜİK bile şaşırır değil mi?

İZBAN ray döşemek yerine TCDD’nin raylarını kullansa belki anlaşılır bu kira işi, ancak İZBAN’a Demiryolları da yarı yarıya ortak.

Sanıyorum sırf belediye CHP’li diye böyle bir maliyet çıkarılıyor.

Oysa bu kira bedeli İzmir halkının cebinden çıkıyor.

Olan halka oluyor ama kimin umurunda.

ÇOK GÜLDÜM

Ne oldu yandaş medya?

Erdoğan’ın CHP Genel Merkezi’ni ziyaret ederek Özgür Özel’le görüşmesi yandaş medyada “tuhaf” bir sevince neden oldu.

Yandaş medya görüşmeyi “Yeni dönemin fotoğrafı”, “Görüşme memnuniyet yarattı” “İşte özlenen tablo” türünde başlıklarla sundu.

İyi de ne oldu böyle?

Niye bu tablo özlenen tablo, niye memnuniyet duyuluyor, niye yandaş medya bu kadar sevinçli?

Daha iki ay öncesine kadar bu CHP terörle iş birliği yapmıyor muydu?

Kandil’den emir almıyor muydu?

Vatan hainleriyle birlikte değil miydi?

FETÖ’cü değil miydi?

Bay Kemal gitmiş Özgür Efendi gelmemiş miydi?

Bir anda nedir bu tavır değişikliği?

KOMİK

“Bahçeli mesaj mı verdi?” diye  sormak komiklikmiş

Tam da Erdoğan’ın, alçakça öldürülen Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ve çocuklarını kabul ettiği gün Devlet Bahçeli üzerinde “Bize Allah yeter” yazan yüzükle poz verdi.

Doğal olarak aklı başında herkes Bahçeli’nin bu görüşmeden rahatsız olduğunu, bu şekilde mesaj verdiğini düşündü.

Ama MHP’lilere göre yüzükle mesaj falan verilmemiş.

CNN Türk’den Dicle Canova konuyu MHP’lilere sormuş.

Onlar da  “Bu masum bir yüzük. Bahçeli’nin yüzüklere ve rozetlere merakı var; kendi çizer ve yaptırır. Bu yüzük de yeni, kendi yaptırdı. Toplantılarda bunları takar ve gösterir” demişler.

MHP’liler Cumhur İttifakı’nda hiçbir sorun olmadığını savunarak, bundan bir anlam çıkarmanın komik olduğunu söylemişler.

MHP’lilere göre Bahçeli eğer Erdoğan’a söyleyecek bir lafı varsa böyle semboller kullanmazmış; gidip yüzüne söylermiş.

Komik bunlar tabii ama güldür-meyen cinsten komiklik bu.