ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ağzındaki baklayı nihayet çıkarmış... İsrail’in Suriye’ye yönelik son saldırıları için “Meşrudur” yorumunu yapmış ve bize de mesaj verircesine eklemiş:
“Çünkü, güçlü ulus devletler bölge barışı için tehdittir.”
Bu sözleri nerede söylediğinin farkında mısın Allah’ın Barrack’ı...
Sormazlar mı adama, “Siz kimsiniz? Ne zamandan beri başka ülkelerin sınırlarını delik deşik etmek, barışı sağlamak oluyor?”
Ve asıl önemlisi güçlü ulus devletler, kimleri tehdit ediyor?
Ben söyleyeyim:
Elbette sizin gibi emperyalistleri...
Elbette, bundan 100 yıl önce Ortadoğu ülkelerinin sınırlarını cetvelle çizen işgalcileri...
★★★
Amerikan aklı, ulus devlet lafını duyunca kaşınmaya başlar...
Çünkü bilir ki bir halk eğer kendi topraklarına, kendi bayrağına ve kendi kaderine sahip çıkarsa, onun üzerinden ne boru hattı geçirilebilir, ne üs kurulabilir, ne de “demokrasi götürülür!”
Ama parçalanmış devletçikler, kimlik savaşlarının verildiği etnik otonomiler sözkonusuysa, ABD işte oraları çok sever...
Silah şirketleri sevinir.
İstihbaratçılar ellerini ovuşturur...
Ve Büyükelçi Barrack gibiler kameralar karşısında ahkam keser.
★★★
Bu Barrack kafalı arkadaş ne kadar biliyor bilmiyorum ama; bu topraklar Çanakkale’yi gördü...
Bu ulus, Kurtuluş Savaşı ile emperyalizmin dişlerini söktü.
Yedi düvele dünyayı zindan etti.
Dün yaptı, gerektiğinde hiç çekinmez yarın yine yapar!
Bugünkü işbirlikçileri kenara iter, dağlara çıkıp “çoban ateşleri”ni yeniden yakar!
★★★
Bir çift söz de Türkiye’yi yönetenlere ve bugünlerde “ümmet devlet” hayali kuranlara:
Hani yerli ve milliydiniz?
Hani bize ayar vermeye çalışanlara derslerini verirdiniz?
Bizim Washington Büyükelçimiz gidip “ABD çok güçlendi. Tehdit oluşturmaya başladı” dese, aynı gün sınır dışı edilmez mi?
Ya siz?
Kendisini “sömürge valisi” zanneden bu densizin tehdit kokan “ulus devlet” açıklamasını sineye mi çekeceksiniz?
Bu sözler ortadayken hala, “stratejik müttefik” masalını anlatmaya devam mı edeceksiniz?
Yoksa bu maskeli baloya bir son verme zamanının geldiğini nihayet anlayacak mısınız?
★★★
Ulus devletler tehdit değil, vatandaşlarının sigortasıdır.
O sigorta da barış, demokrasi, adalet, refah, huzur, gelişmişlik gibi temel insan haklarını kapsar...
Emperyalizm bunları sevmez.
Barracklar bunları sevmez.
Onlar kendi ülkeleri dışındaki her yerde ya bitmek bilmeyen savaş ve kargaşa ya da tam teslimiyet ister...
Atatürk Türkiyesi’nin sigortası ise ne dediğini bilmeyen yaşlı ve güçsüz siyasetçiler değil, İstiklal Marşı’na da yansıyan şu ruhtur...
“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım.
Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım...”
★★★
Tercümanları yukarıdaki dizeyi Mr. Barrack’a çevirsin...
Yoksa... Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef alan o dilini alırız...
Bir yerine dikeriz!
Vah ki vah!
Murat Çetinkaya, mütedeyyin bir aileden gelen ve iyi eğitim görmüş genç bir adamdı...
Boğaziçi Üniversitesi gibi bir kurumda iki ana dal birden okudu.
Sonra finans sektörünü seçti...
Kuveyt Türk ve Al Baraka gibi İslami esaslara göre faaliyet yürüten bankalarda çalıştı.
Sonra AKP tarafından keşfedildi.
Önce Başkan Yardımcısı sonra da Merkez Bankası Başkanı oldu.
Merkez Bankası bağımsızlığına tam olarak sahip çıkamasa ve “en büyük ekonomist” Erdoğan’ın isteklerini yerine getirmek zorunda bırakılsa da; kendisini tam olarak mutlu edemedi.
Bu yüzden tek adam sistemine geçilir geçilmez görevden “affedildi...”
Şimdi...
Hakkında iş insanı Cem Atilla Saygın tarafından nitelikli dolandırıcılık, görevi kötüye kullanma, tehdit ve casusluk suçlarından suç duyurusunda bulunuldu...
Şu anda tam 100 milyon lirayı zimmetine geçirmekle ve devlet sırlarını başka ülkelere satmakla suçlanıyor.
★★★
Merkez Bankası, Türkiye Cumhuriyeti’nin en saygın kurumuydu...
Başkanlarına öldükleri güne kadar büyük saygı duyulurdu.
Bu iktidarın “liyakat” değil “itaat” esasına göre atadığı insanlar ise dolandırıcılıkla suçlanıyor...
Yazık sana güzel ülkem...
Sen bunlara müstehak değilsin!
GÜNÜN SORUSU
Akciğer kanseri tedavisi gördüğü sırada hayatını kaybeden yazar ve Veryansın TV kurucusu Nihat Genç’in 3. doz akıllı ilacını karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu, ilacın parasının iade edilmesi için açtığı davayı kazanmış... Sorum SGK yönetimine:
Nihat yandaş gazeteci olsaydı, bu davayı yine açabilecek miydiniz?