Korkusuz

Tayyip Erdoğan’a hak; İmamoğlu’na yasak!

Tayyip Erdoğan’a hak; İmamoğlu’na yasak!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dünkü konuşmasında CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Malatya, Elazığ ve Diyarbakır gezisini eleştirdi. Bahçeli, konuşmasında Ekrem İmamoğlu’nu hedef alarak, “Kemal Kılıçdaroğlu bürokrasiye değil İBB Başkanı’na kafa yormalıdır. Bu şahsın sadece boş zamanlarında belediye binası ve İstanbul’a uğradığını görüyoruz” ifadesini kullandı.

Konuşması sırasında, “Bu şahıs neyi planlamaktadır?” diye soran Bahçeli, “Bu şahsın gezmediği gitmediği yer kalmamıştır. Sipariş bir senaryo devrededir” iddiasında bulundu.

[caption id="attachment_297645" align="alignnone" width="600"] Devlet Bahçeli[/caption]

RAHATSIZLIK SEBEBİ BELLİ

Bahçeli’nin hangi sipariş senaryodan bahsettiğini bilmiyorum… Böyle bir senaryonun olmadığını herkes biliyor. Ancak Bahçeli, belli ki CHP’li başkanın Diyarbakır özelinde, Doğu ve Güneydoğu halkıyla bütünleşmesinden rahatsız oluyor.

Şu unutulmasın; Belediye başkanlığı, siyasi bir makamdır. Başkanlar da siyasi kimlik sahibidirler. Dolayısıyla, bir belediye başkanının siyasi geziler yapması, partisinin mesajlarını halka taşıması ve partisini ilgi odağı haline getirmesi doğaldır.

ERDOĞAN DA GEZERDİ

Devlet Bahçeli unutmuş olabilir ama dönemin Refah Partili İBB Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da sık sık yurt gezilerine çıkar, ateşli konuşmalar yapardı. Muhabirlik  dönemlerimdeki görevlerimden biri de Recep Tayyip Erdoğan’ı takip etmekti. Hem TV 8’in kuruluş süreci hem de KENT TV’de çalışırken, Erdoğan’ı yakından izlerdim. Erdoğan, 4 yılık belediye başkanlığı döneminde tam 41 yurt gezisine çıktı. Neredeyse Türkiye’nin yarısını dolaştı.

[caption id="attachment_297644" align="alignnone" width="600"] Ekrem İmamoğlu[/caption]

SİZ DE ZİYARET EDİN

Demem o ki; hem Bahçeli hem de yandaşlar, Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı her şeyde bir hata, bir kusur, bir noksan arıyorlar. Oysa ki; İmamoğlu İstanbul’daki görevlerini aksatmadığı sürece, Türkiye’nin her yanını dolaşma hakkına sahiptir. Zira; İstanbul 16 milyon nüfusuyla, Türkiye’nin adeta bir mozaiğidir. Bu mozaiği oluşturan tüm renklerle buluşmak sadece İmamoğlu’nun değil her siyasetçinin görevidir.

AKP’deki paniğin sebebi ne?


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın hem ezberini, hem de sinirlerini bozmaya devam ediyor. Son dönemde üst üste yaptığı çıkışlarla AKP’yi ne yapacağını bilemez bir hale getiren CHP lideri, belli ki; son hamlesiyle iktidar partisinin ‘bam teli’ne bastı. AKP’lilerin, Kılıçdaroğlu’nun hukuksuzluğa alet olan bürokratları uyaran konuşmasına yönelik tepkilerinin bir türlü dinmemesi bunu açıkça gösteriyor.



KONUŞMAYAN KALMADI

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’dan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’dan milletvekillerine dek Kılıçdaroğlu’na tepki göstermeyen kimse kalmadı. Kimi; aklınca had bildiriyor, kimi beylik laflar ediyor! Ancak ne ilginçtir ki; hiçbiri “Bizim dönemimizde hukuksuzluk yoktur. Hukuksuz bir işlem yapılmamıştır” demiyor, diyemiyor.

TÜGVA’YI HATIRLADIKÇA…

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun hukuksuzluğa alet olan bürokratlara yönelik çıkışının, AKP’de panik yarattığı ve hesap verme günü yaklaştıkça, tansiyonlarının yükseldiği görülüyor. Bu devranın hep böyle döneceğini sananlar, bu kez karşılarında sert bir kaya görünce, yaşadıkları paniği saklayamaz hale geliyor.

Aslında kendi açılarından haklılar… Sadece TÜGVA rezaleti bile bir iktidarın panik yaşaması için yeterli bir sebep değil mi?

CHP her şeyi kayıt altına aldırmalı...


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hukuksuzluğa alet olan bürokratlara yönelik çıkışı, sadece ‘’uyarı’’ mahiyetinde kalmayıp somut bir eyleme de dönüşmeli. Aksi takdirde; sözün ağırlığı kaybolur, yapılan uyarının inandırıcılığı kalmaz.


SOMUT ÖNERİ

CHP bu yüzden, kim hangi hukuksuzluğa karışmışsa, “Hukuksuz İşleri Takip Komisyonu” adını verebileceği bir çatı altında bunları kayıt altına aldırıp derhal cumhuriyet savcılarına vermeli. CHP’de bunu yapabilecek çok sayıda hukukçu var. Eski ve yeni milletvekilleri de bu görevi rahatlıkla üstlenebilir.


RAPORLAR ÇÖPE GİDİYOR

Somut örnek olması açısından işe daha önce de yazdığım üzere SAYIŞTAY raporlarından ve TÜGVA rezaletinden başlayabilirler. CHP o raporların ve belgelerin çöpe gitmesine izin vermemeli; şu an için sonuç almayacağını bilse bile cumhuriyet savcılarına suç duyurusunda bulunmalıdır.

Bu yapıldığı takdirde, Türkiye’nin her yerinden bilgi ve belge yağacaktır. Bu hem CHP’nin yeni bir çekim merkezi olmasını beraberinde getirecek, hem de halkın yolsuzluk ve usulsüzlüklerden hesap sorulacağına yönelik inancını diri tutacaktır.