Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla 5-7 Mayıs’ta kongresini toplayan terör örgütü PKK, kendisini feshettiğini açıkladı.

PKK’ya yakın Fırat Haber Ajansı’nda yayınlanan açıklamada özetle şunlar söyleniyor:

- Ölen PKK’lılar şehit, yaralananlar gazidir.

- PKK’nin silahlı mücadele yöntemi amaca ulaştı; devleti masaya oturttuk.

- Sadece PKK adıyla yürütülen silahlı eylemleri sonlandırdık.

- Lozan Antlaşması’nı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 1924 Anayasası’nı tanımıyoruz. 1924 Anayasası’nın öncesini referans alıyoruz.

- Önder Apo’nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını istiyoruz.

Yukarıdaki satırlar, uzun PKK bildirgesinin özetiydi.

Özetin de özeti şudur:

“Biz Türk devletini dize getirdik, yolumuza devam ediyoruz.”

★★★

Dün bütün haber kanallarını izledim.

Sözcü TV dışında neredeyse hepsi bu açıklamayı bize “yutturmaya”, bilerek ya da bilmeyerek halkı “kandırmaya” çalıştı.

Çünkü PKK’nın sözde feshi ile ne akan kan duracak, ne de dillerine doladıkları “barış” sağlanacak.

Dikkat edin; devletle terör örgütü arasında yapılan anlaşmanın en kritik maddeleri henüz belli bile değil...

Lider kadronun kaderi ne olacak?

Onlar da YPG’ye, PYD’ye mi transfer olacak?

Yoksa bizzat Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından korumaya mı alınacak?

Eli kanlı katiller salıverilecek mi?

Anayasa’nın hangi maddeleri değişecek?

Kimse bilmiyor!

Ama sadece dün yapılan “Lozan’ı ve 1924 Anayasası’nı tanımıyoruz” açıklaması bile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin köküne kibrit suyu dökmekten başka bir şey değildir.

Bunları kabul eden ya da edecek olan iktidar ya da muhalefet partileri, anayasal suç işler!

★★★

Tek umudum CHP’nin uyanması...

Cumhuriyet’in kurucu partisi, Lozan’ı ve 1924 Anayası’nı inkar, Türkiye’yi de Kürt soykırımcısı ilan eden bu metne şiddetle karşı çıkmazsa, iktidarı uyarmak için elinden geleni yapmazsa yandı gülüm keten helva!

O zaman söylenecek tek söz kalır:

Lozan kahramanı İsmet İnönü’nün ve 1924 Anayasası’nın mimarı Mustafa Kemal Atatürk’ün adını bir daha asla ağzınıza bile almayın, fotoğraflarını da duvarlarınızdan indirin!

★★★

Biliyorum; kafanız karışık...

Hepimiz akan kanın durmasını istiyoruz elbette...

Ama katillerin kahramanlaştırılmasını...

“Terörsüz Türkiye” bahanesiyle
“Türkiye”nin ortadan kaldırılmasını hoşgörecek halimiz de yok.

Terör ve uyuşturucu baronlarını bu kadar şımartan ve başımıza çıkartanlara gelince...

Elbette onların da hesap vereceği gün gelecektir. 

Kimlerin başbuğu?

PKK’nın Türkiye’yi dünyaya “Kürt soykırımcısı” olarak şikayet ettiği “sözde fesih” açıklamasından sonra iktidar kanadından ilk değerlendirme, sürecin mimarı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi.

Yaptığı açıklamadan keyfinin yerinde olduğu belli oluyordu.

★★★

PKK’nın açıklamasını, “Türk vatanının her yöresine emek, sabır ve fedakarlıkla ekilen barış tohumları umutla sulanmış, nihayet tomurcuklanmış ve çiçek açmıştır” sözleriyle karşıladı.

Ne Lozan’ın yok sayılmasından söz etti; ne de 1924 Anayasası’nın tanınmamasından...

Hatta Türkiye’nin Kürt soykırımcısı ilan edilmesini bile görmezden geldi.

Çok merak ediyorum; böyle bir “silah bırakma kararı”nın mimarı CHP olsaydı; acaba aynı Devlet Bahçeli neler söylerdi?

Şimdi eseriyle gurur duyan sanatçı pozlarında kurum kurum kuruluyor...

O artık Türk milliyetçilerinin değil, PKK’lıların başbuğu...

Kendisine ve partisine hayırlı olsun!

Benim anladığım...

PKK’nın dünkü açıklamasından benim anladığım, önümüzdeki günlerin çok önemli bir anayasa değişikliğine gebe olduğu...

Cumhur İttifakı üyeleri, yanlarına DEM’i de alıp cumhuriyetin ilanından önceki 1920 Anayasası’na dönülmesini gündeme getirecek...

Böylece hem laiklik ilkesi anayasa dışında bırakılacak; hem de Kürtler ayrı bir federasyon kurma olanağı bulabilecek.

Bunun önündeki tek engel ise... Anayasanın “değiştirilmesi teklif bile edilemez” ilk dört maddesi...

Bir şekilde bu engeli aşarlarsa, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin ruhuna fatiha!

GÜNÜN SORUSU

PKK’nın dünkü açıklamasında, sözde fesih kararının alındığı kongrenin saldırı ihtimaline karşı gizli tutulduğu ve iki ayrı yerde toplandığı belirtildi. Sorum MİT Başkanı İbrahim Kalın’a: Sözde kongrenin toplandığı bu yerleri önceden bildiğinize eminim. Ajanlarınız eli kolu bağlı bir şekilde o toplantıları izlerken acaba ne hissetti?