Korkusuz
Ümit Zileli

Soma maden işçileri yine engellendi!..

Soma Uyar Madencilik işçilerinin çilesi sürüyor...

Maden işçileri 8 yıldır alamadıkları tazminatları için uzun süredir eylem yapıyordu. Son olarak Ankara’ya yürümek istemişler, Salihli’de polis-jandarma copu ve biber gazı ile durdurulmuşlardı!..

Geçen gün yazdığım “Öyle mi Alay komutanı” başlıklı yazımda anlatmıştım; yiğit bir madenci jandarma ve polisin karşısına dikilmiş, haklı olduklarını, asla vazgeçmeyeceklerini haykırmıştı...

-Vazgeçmediler ama ara verdiler!

Neden mi? Çünkü İzmir’deki felaketi izleyince hemen yardıma koşmuşlardı da onun için! Günlerce, birkaç saatlik uykuyla arama, kurtarma çalışmalarına katıldılar... Her kurtarılan insan için sevinç, her yitirilen yaşam için keder gözyaşı döktüler...

Depremin 6. günü arama kurtarma çalışmaları sona erince, eylemlerine kaldıkları yerden devam etmek, Ankara’ya yürümek için geri döndüler...

-Döndüler ve yine polis-jandarma copuyla karşılandılar!

Müdahalede bir işçi yaralandı. Bunun üzerine işçiler yol üzerine oturarak pasif eyleme başladı. Hazin görüntüler birbirini izledi. Benim en çok yüreğimi acıtan ise bir işçinin şu haykırışı oldu:

-Yeter artık yeter, adalet istiyoruz!

Her türlü baskı ve çileye rağmen Soma Uyar işçilerinin eylemi sürüyor...

Küçük tetikçi yine etrafa bulaşmış!


Aslında adını bile anmaya değmeyecek “Kripto FETÖ’cü” lakaplı küçük tetikçi geçenlerde Ümit Özdağ üzerinden yine etrafa bulaşmış... Okumadığım için haberim olmamıştı ancak sağ olsun bir arkadaşım “Haberin var mı?” diye yolladı.

Neredeyse 11 yıl önceki bir program üzerinden benim de adımı kullanarak aklı sıra konu ettiği insanlar hakkında “FETÖ” şüphesi yaratmaya kalkışmış! Bahsettiği program Kanaltürk televizyonunda yayınlanan “Ters Cephe” isimli, karşıt görüşlerin kıyasıya tartıştığı bir programdı.

Üstelik, Fethullahçı çetenin en güçlü olduğu, iktidarla el ele, kolkola hareket ettiği, kumpasların art arda sahneye konduğu, Ergenekon-Balyoz-Casusluk davalarıyla insanların Silivri zindanlarına atıldığı bir dönemdi. O kadar geniş bir seyirci kitlesine ulaşmıştı ki bizler dahi şaşkınlık içinde kalmıştık!

Küçük tetikçi, Ümit özdağ’a hitaben  “Mademki FETÖ’ye hep düşmandınız neden FETÖ’cü Akın İpek’in kanalında maaşlı olarak çalışmayı kabul ettiniz” diye sormuş ve programın diğer yorumcularını da şöyle saymış:

-O programın diğer yorumcuları Rasim Ozan ve Ümit Zileli idi. Ayrıca Fikri Akyüz, Mustafa Akyol, Enver Aysever, Salih Tuna da o dönemin bu popüler programında yorumculuk yaptılar...

Şimdi, yazıda ima edilen cibilliyetsiz imayı, kendi çıktığı televizyonları bir tarafa koyup “Ters Cephe”nin içeriğine bir göz atalım; arşivler yalan söylemez, her birine de kolaylıkla ulaşılabilir. O programda Ümit Özdağ, ben ve Enver Aysever kumpasları, soysuz savcıları, polisleri, bürokratları, siyasetçileri medya tetikçilerini ifşa etmek için her bölümde birçok şeyi göze alarak konuştuk.

İktidar cephesini ise Rasim Ozan, Fikri Akyüz, daha sonrasında da Mustafa Akyol temsil ediyordu. Salih Tuna’yı ise ayrı bir yere koymam lazım; sıkı bir “Reisçi” olarak bilinen Tuna, o programda hem de Fetullah belasının gücünün zirvesinde olduğu bir dönemde “Fetullah ve cemaatinin nasıl bir tehdit olduğunu” anlatmış, biz de hayretler içinde dinlemiştik!

Yazdıklarımı kontrol etmek de çok kolay; girin Youtube’a herhangi bir “Ters Cephe” programını açın, kimin neler söylediğine bir bakın...

-Anlattıklarımın teyidinin o programlarda nal gibi ortada olduğunu göreceksiniz!

Küçük tetikçiye gelince, öncelikle yapması gereken, etrafa çamur atmak değil, geçmişi ile yüzleşmek, üstüne yapışmış olan “Kripto FETÖ’cü” pisliğinden arınmaktır!

İBB Meclis Üyesi’nin kindar mesajı!


AKP Esenyurt ve İBB Meclis Üyesi Hamdullah Arvas sosyal medya hesabından   “Hepimiz Mısıroğluyuz” içerikli bir mesaj paylaştı.

Olabilir, Kadir Mısıroğlu gibi düşünenler vardır tabii. Ancak mesaj kin, nefret ve aşağılık hakaretler içeriyordu. Çok cingöz olduğu için mi yoksa zavallı bir korkak olduğu için mi çözemedim; Atatürk’e hakaret ederken bile adını anamıyordu! İşte mesaj:

-En büyük PUT’a karşı cesurca gerçekleri haykıran, hakkı ve hakikati olduğu gibi anlatan Üstad Kadir Mısıroğlu’nu rahmetle, minnetle yad ediyorum. Hepimiz Mısıroğluyuz, bu davanın mücahidleri bitmedi bitmeyecek...

Muhteremin “En büyük put” ile kimi kastettiğini anlamak için “Allame-i cihan” olmaya gerek yok! E, be birader bak iktidardasınız, güç, kudret elinizde, arkanız sağlam, niçin hala “korkak tavşan” modundasın anlamıyorum...

Unutmadan, bu zat Muğla’da erkek arkadaşı tarafından öldürülen üniversite öğrencisi Zeynep Şenpınar’ın katlini de şöyle meşrulaştırmıştı:

-Hikaye aynı; özgürlük düşkünü bir kadın ve gayrimeşru yaşantısı içinde geçen bir ölüm hikayesi.

Eyy insanlık, eyy vicdan, eyy haysiyet nerelerdesin!..