İmralı heyetinde yer alan ve her açılım döneminde “Öcalan’ın Sözcüsü” rolünü üstlenen Sırrı Süreyya Önder isimli kendisini komik sanan adam geçenlerde bir televizyon kanalında yemin billah, “Bu işin pazarlığı veya şartı yok. Şerefimle temin ederim” dedi.
Sonra da ekledi:
“Bazı siyasi ve hukuki gereklilikler var elbette!”
Yani, “şart yok”, “gereklilik” var...
“Zam yok, fiyat güncellemesi var” örneğindeki gibi!
Yerseniz!
★★★
Gazeteci kardeşim Müyesser Yıldız, teröristbaşının çağrısından sonra Ahmet Türk’ün, Sırrı Süreyya Önder’in, Pervin Buldan’ın, Tülay Hatimoğulları’nın, Tuncer Bakırhan’ın ve Ayşegül Doğan’ın yaptığı açıklamaları taramış... Hiçbiri “şart” dememiş ama “gereklilik” kılıfında şu talepleri sıralamış:
★★★
Bir: Öcalan için bir sekretarya kurulmalı, sürecin ilerlemesi ve ilerletilebilmesi için yazacağı, tartışacağı bir ekip oluşturulmalı. Ayrıca gazeteciler, akademisyenler ve siyasi çevrelerle görüşmesi sağlanmalı.
İki: PKK kongresi toplanmalı ve bu toplantıya Öcalan’ın da katılması için gerekli hukuki zemin yaratılmalı.
Üç: Sınır ötesi operasyonlar durdurulmalı.
Dört: Türkiye, Suriye yönetimi ve PKK arasında arabuluculuk yapmalı.
Beş: Öcalan’ı çok öfkelendiren kayyım uygulaması ile HDK soruşturmasına son verilmeli.
Altı: TBMM’de bir çalışma komisyonu kurulmalı.
Yedi: Öcalan’ın İmralı’dan çıkmasını sağlayacak “Umut Hakkı” için düzenleme yapılmalı.
Sekiz: İnfaz Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu değiştirilmeli... (Binlerce PKK’lıya tahliye olanağı.)
Dokuz: Öncelikle hasta tutuklular bırakılmalı.
On: Kürt dilinin kendisini geliştirebileceği bir ortam hazırlanmalı... (Kürtçe eğitim)
On bir: Kürtlerin hakları ve statüleri verilmeli. (Özerklik.)
★★★
Hem Apo’nun sözcülüğünü, hem de Atatürk’ün kurduğu Yüce Meclis’in Başkan Vekilliğini yapan “kendini komik sanan adam” diyor ki:
“Bu işin pazarlığı veya şartı yok. Şerefimle temin ederim.”
İyi de bunlar ne?
Sen bizi aptal mı sandın Apo’nun emir subayı!
Erdoğan iyi yapmış!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, işyerlerinde psikolojik tacizin (mobbing) önlenmesi için bir genelge yayınlamış...
Amaç çalışanları yönetici teröründen korumakmış...
Haklı...
Çok da iyi yapmış.
Yürekten destekliyorum.
Ama sormadan da edemiyorum:
Bir patronun ya da şirket yöneticisinin çalışanlarına kötü muamelesi mobbingse, bir siyasetçinin, kendisi gibi düşünmeyen, farklı siyasi görüşleri ve yaşam tarzları olan vatandaşlarından, “Affedersiniz Ermeni”, “Cemevi, cümbüş evi”, “Bunlar ateist, bunlar zerdüşt”, “Niye kaçıyorsun lan İsrail dölü”, “Ermeni dölü”, “İki ayyaş”, “Bunlara oy veren vatan haini”, “Anneliği reddeden kadın eksiktir, yarımdır”, “Ya sen geri zekalı mısın?”, “CHP demek, tezek demektir”, “Bu Bahçeli’nin ağzından salyalar akıyor”, “Lan”, “Çürük”, “Sürtük”, “Çapulcu”, “Şerefsiz”, “Ahlaksız”, “Namussuz”, “Kız mıdır, kadın mıdır bilemem” diye söz etmesi normal midir?
Cumhurbaşkanı,
acaba kendi yurttaşlarına bu sözleri söyleyen kişi hakkında ne yapmayı düşünüyor?
Ağır hakaret içeren bu sözleri söyleyen kişinin de bir şekilde cezalandırılmasını isteyecek mi?
İsteyecekse, 22 yıldır ilk kez kendisini alkışlayacağıma söz veriyorum.
Hem de ayakta!
Kent Uzlaşısı suçsa...
CHP’li belediyelere yönelik “Kent Uzlaşısı” soruşturmasında İstanbul ilçe belediyelerinde görevli başkan yardımcıları ve meclis üyelerine dava açıldı.
Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Livan Gür, Kartal Belediye Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel, Adalar, Fatih, Tuzla, Sancaktepe, Üsküdar, Beyoğlu, Şişli ilçe belediye meclis üyesi 7 kişi ve bir de Beyoğlu Belediye Başkanlığı görevlisiyle toplamda 10 kişi hakkında “Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olma” suçlamasıyla İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Peki; bu insanların yaptığı şey ne?
Yerel seçimleri kazanmak için DEM Parti’yle CHP’nin yaptığı işbirliği sonucunda seçilmek!
Hepsi bu...
İşbirliği yapıp seçilemeyene bir şey yok...
Seçilen terör örgütü üyesi...
Ne garip bir adalet anlayışı!
★★★
Ayrıca DEM’le işbirliği, terör örgütü üyesi olma suçuysa...
Devlet Bahçeli’yi Apo’nun yanına mı gönderecekler?
GÜNÜN SORUSU
Sorum ramazan nedeniyle kadın personele eve gidip yemek yapmaları için işten erken çıkma izni veren Samsun Büyükşehir Belediyesi Başkanı’na:
Eşler arasındaki görev dağılımını belirleme yetkisini size kim verdi. “Yemeği kadınlar yapar” diye bir yasa maddesi var da bizim mi haberimiz yok?