ABD eski Başkanı Reagan, Yeltsin ile beraber Sovyetleri nasıl parçaladıklarını anılarında yazmıştı. O dönem SSCB yurttaşları, bankalardan maaşlarını bile çekemediler!

Bankalar, siz önceki rejimin emeklisisiniz, biz yeni rejim ile anlaşmalıyız demişlerdi çünkü bankaların %80’i yabancı sermayenin eline geçmişti. İnsanların; diplomaları, hakları hatta kimlikleri hükümsüzdü!

Sovyet yurttaşları yaşamak için pazarlarda, tabak çanaklarını, pantolonlarını, ayakkabılarını sattılar! Askerler, madalyalarını sattılar!

Kadınları bedenlerini sattılar! Onlara Nataşa dedik, aşağıladık! Çift dil bilen, akademik kariyer yapmış, kadınların bedenlerini satmasına, ne yazık ki isterik teşhisi koyduk. Oysaki açtılar, vatansızdılar...

Bugün İmamoğlu’nun iptal edilen diploması ve yaşadıkları, değişen rejimin göstergesidir. Tüm bunlar, milleti yeni anayasaya ikna etmek içindir. Beklenen yeni anayasada diploma, genel af ve KCK elebaşının tüm talepleri olacaktır!

Rejim değişti, sıra sınırlarda!

BOP güçleri Yemen’i vuruyor!

ABD 15 Mart’tan itibaren Husileri vuruyor. Vurmaya da devam edeceğini açıkladı. Husiler, karşılık verdiğini açıklasalar da ABD’yi etkilemesi mümkün değil.

ABD, Aralık 2023’te, Husilerin ticaret gemilerine saldırısı önlemek için uluslararası deniz gücü kurmuştu. Refah Muhafızları Koalisyonu adı ile bilinen koalisyona katılan bazı ülkeler, adının açıklanmasını istememişti.

Ürdün ve Suudi Arabistan, İsrail’i koruyup Husi füzelerini düşürdüğünde adının açıklanmasını istemeyen ülkelerin Müslüman olduğu anlaşıldı. İsrail’i koruyanlar sadece Ürdün ve Suudi Arabistan değildi, ABD’nin en güçlü stratejik ortakları da işin içindeydi!

Yemenliler Osmanlı sonrası önce İngilizlere ardından da ABD’ye karşı direndiler. 1960’lardan 1990’a kadar iki ayrı devlet olarak yoluna devam eden Yemen, 1990’da birleşti.

Kuzeydeki ABD destekli Yemen Arap Cumhuriyeti, güneydeki SSCB destekli Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti birleşerek Yemen’i oluşturdu. Başına ABD yanlısı Ali Abdullah Salih getirilmişti. Hani BOP eşbaşkanlarından biri olan Ali Abdullah Salih’ten bahsediyorum.

ABD, 1994’de iç savaşı tekrar başlattı. Ocak 2011’de Arap Baharı Yemen’e ulaştı ve Salih düştü. Yerine ABD yanlısı Mansur Hadi getirildi. Husiler, Rusya ve İran’ın desteği ile ülkeyi ele geçirince Suudi Arabistan İran ile anlaşma imzalamıştı.

Bugün Ortadoğu’da ne İran ne de Rusya var. Açlıktan, hastalıktan ve iç savaştan kırılan Husilerin ve Yemen’in hiç şansı yok! BOP güçleri, Gazze’de, Filistin’de yaptığı katliamı Yemen’de de yapar!

ABD’nin İran’a gönderdiği mektuptan sonra Yemen’e saldırması, gözleri İran’a çevirdi. ABD, Husilerin yapacağı herhangi bir saldırıdan İran’ı sorumlu tutacağını açıkladı.

İran Dışişleri Bakanı Arakçi de sosyal medya üzerinden “ABD hükümetinin İran dış politikasını dikte etme yetkisi veya görevi yoktur. O dönem 1979’da sona erdi. İsrail soykırımına ve terörizmine desteği sonlandırın. Yemen halkını öldürmekten vazgeçin” diye karşılık verdi.

Geçen hafta BAE tarafından Tahran’a iletilen mektup için İran dini lideri Hamaney, ABD’nin bir aldatmacası olduğunu ve reddettiğini açıkladı. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bekayi, nükleer görüşmeleri öneren mektubuna ilişkin olarak incelemelerin ardından açıklamada bulunulacağını söyledi.

ABD’nin İran’ı vurma olasılığı da konuşuluyor. Ancak ABD’nin İran’ı vurma gibi bir maliyete gireceğini sanmıyorum çünkü buna ihtiyacı yok!

BOP görevlileri İran’ı, Gazze’den, Irak ve Suriye’den söküp attı. Bölgede sadece Husiler kaldı. ABD’nin Husileri vurmamasının sebebi ise Mısır’ı ekonomik kriz ile çökertmekti. Suveyş Kanalı’nı işlemez hale getirerek onu da başardı. Mısır ABD için eldeki kekliktir. Günü gelince en son düşecek domino taşıdır. Yazın bir kenara!

ABD, ellerinde 1980’lı yıllardan kalma silahlar ile direnen Husileri vurarak İran’ı karıştırmayı hedefliyor. İran dini lideri Hamaney ile İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan arasındaki sürtüşme ise devam ediyor.

ABD’nin mektubunu Hamaney reddetse de Pazeşkiyan dolaylı olarak cevap verdi! Arap Baharı’na destek verdiği için ev hapsinde olan Mehdi Kerrubi’yi serbest bırakıyor!

Pezeşkiyan seçim kampanyasında serbest bırakma sözü vermişti. Kerrubi’ye daha doğrusu ABD’ye verdiği sözü tutuyor...