Adı her ne kadar “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” olsa da Meclis’te kurulan komisyon “PKK’yı Aklama ve Paklama Komisyonu!”
Yani biz buna kısaca PKKAPK Komisyonu da diyebiliriz.
Bu PKKAPK Komisyonu’nda konuşanların bazıları ilginç bir öneride bulunuyor:
“Terör olaylarına bulaşmamış örgüt elemanları affedilsin...”
Komisyondaki diğer üyeler de sesini çıkarmadan dinliyor...
“İyi bir şey olmalı” diye düşünüyorlar herhalde...
“Teröre bulaşmamış terörist...”
“Alkolsuz içki” gibi bir şey yani...
O da öyle ya...
Hem içki, hem de alkolsüz!
Bunlarda terrorist ama olaylara bulaşmamış...
★★★
İyi de nasıl ayırt edeceksiniz onları diğerlerinden?
Ellerini mi koklayacaksınız tek tek; barut kokusu var mı diye?
Yoksa turnusol kağıdı mı kullanacaksınız?
Ya da PKK üst yönetimi size liste mi verecek, “Bu Şemdinli’de iki asker öldürdü, bu mayın döşedi beş sivilin ölümüne neden oldu, bu da polis lojmanını basan ekipteydi” mi diyecek?
★★★
İşin ilginci ne biliyor musunuz; Hikmet Çetin gibi aklı başında bazı isimler bile bu öneriyi dile getiriyor:
“Suça bulaşmamış...”
İyi güzel de... Terör örgütü, zaten suç örgütü değil mi?
Bu örgüte giren herkes öyle ya da böyle suç işlemiş olmuyor mu?
İlla adam öldürmüş olması mı gerekiyor?
Örgüte bilgi sağlaması, teknik ya da lojistik hizmet vermesi, o PKK’lıların masum olması anlamına mı geliyor?
Eğer öyleyse bugüne kadar sadece “terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla mahkum edilen ya da hala tutuklu bulunan on binlerce insanın farkı ne?
★★★
Devlet yönetmek akıl ister...
Biz ise aklın iflas ettiği bir noktadayız...
Koca koca adamlar diyor ki, “Terör olaylarına karışmamış teröristler...”
Allah’ım sen sabır ver...
Madem bunca deliyi veli yapacaktın...
Bizi de neden onlar gibi yapmadın?
Makarnayı kesince...
AKP’nin hazırlattığı “Gazze İçin Perde Açılıyor” belgeseli izleyiciyle buluşmuş...
Belgesel, yurdun farklı noktalarında düzenlenen etkinliklerle halk izletiliyormuş...
Ancak büyük paralar harcanarak hazırlanan meydanlar boş kalıyormuş...
Örneğin AKP Çorum Gençlik Kolları Kültür ve Sanat Politikaları Başkanlığı tarafından 30 bin kişilik bir açık hava gösterimi düzenlenmiş...
Bırakın halkı, AKP’li vekiller ve il yöneticileri bile izlemeye gelmemiş...
★★★
O meydanları doldurmanın formülü belli aslında:
AKP’nin eskiden yaptığı gibi paraya kıyıp bir kilo pirinç, iki paket makarna, bir paket margarin, iki kilo da soğan vereceksin; bak bakalım bir kişilik boş sandalye kalıyor mu?
Kitleyi buna siz alıştırdınız:
Ver makarnayı, gör sonucu!
100 binlik üzülme...
CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i 100 bin liralık üzmüş...
Diyorsunuz ki “100 bin liralık üzme de nedir?”
Anlatayım:
Hani, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ocak ayında Akın Gürlek’e “Seyyar Giyotin” dediği bir video paylaşmıştı ya...
Cem Aydın da almış bunu, kendi sosyal medyasında yayınlamıştı...
Hakkında bu yüzden “kamu görevlisine hakaret ve terörle mücadele eden kişileri hedef göstermek” suçlarından 5 yıl 4 aya kadar hapis cezası ve siyasi yasak istemiyle dava açılmıştı...
Yetmemiş; Akın Bey’in avukatları bir de tazminat davası açmış:
Dava dilekçesinde, Akın Gürlek’in uğradığı hakaret ve haksız ithamlar yüzünden “üzüldüğü” belirtilerek 100 bin lira tazminat istenmiş...
Çok merak ediyorum neden 50 bin ya da 200 bin değil de 100 bin lira?
İnsanın 100 bin lira istemesi için acaba ne “ölçüde” üzülmesi gerekir?
Örneğin dalıp gitmek 50 bin, gözlerinden bir iki damla yaş süzülmesi 100 bin, hıçkırarak ağlamak 200 bin lira gibi mi?
GÜNÜN SORUSU
Topuklu Efe’den sonra bir “dönme” olayına da futbol dünyasında tanık olduk... Galatasaray’da kaptanlık bile yapan, düne kadar bu kulübe övgüler düzen Kerem Türkoğlu, Fenerbahçe’ye transfer olmuş... Yetmemiş, “Türkiye’nin en büyük ve en şerefli kulübüne geldim” demiş... Sorum kendisine:
Şeref derecesini belirlemekte kullandığın kriterler neler? Sence sen; şerefli misin, şerefsiz mi?
‘Dış güç’ yakalandı!
Türkiye’ye seyahat eden İngiliz Lordu Rami Ranger, Antalya Havalimanı’nda karşılaştığı yüksek yiyecek ve içecek fiyatlarına tepki göstermiş...
İngiliz Lordu, “İngiltere’deki yaşam maliyetinden şikayet edenler, Türkiye’deki Antalya Havalimanı’nı ziyaret etmeli. Orada basit bir hamburger bile lüks gibi geliyor insana” demiş...
Hani bizi yönetenler her toplumsal olayı “dış güçler”e bağlıyor; biz de “Kim o dış güçler” diye sorup duruyoruz ya...
İşte; size dış güç...
Hem de en soylusundan!
Ülkesinden kalkıp gelmiş, halkımızı hayat pahalılığına karşı kışkırtmaya çalışıyor...
Seni dış güç seni...
Biz adamı böyle yakalarız işte!