O kadar çok “hile” iddiası var ki, insanın başı dönüyor, kalbi sıkışıyor, ister istemez bir karabasan içine yuvarlandığını hissediyor...
Seçim sisteminin daha kolay oy çalınabilmesi için değiştirildiği iddialarından, oyların taşınacağı torbaların önceden hazırlanan torbalarla değiştirilebileceğine kadar onlarca iddia adeta fink atıyor ortalıkta!
Bunların arasında ciddiye alınması gereken, önlem alınması mutlaka gereken oyunlar da mevcut tabii. Mesela, yurtdışında oy kullanılacak ülke sayısının 15 ülke artırılarak 45’e çıkarılması ve yine yurtdışında toplam yurttaş sayısının 6.5 milyon olarak ilan edilmesi bana epey tuhaf geldi. Bu konuda bir sosyal medya kullanıcısının şu benzetmesi gündeme oturdu:
-RTE, şapkadan yeni bir tavşan çıkardı!
Nasıl olacak yurtdışı seçimleri peki? Anlatayım:
-Yurttaşlar oylarını konsolosluklarda kullanacaklar. Oylar mühürlü çuvallara konacak, bu çuvallarda kilitli odalarda muhafaza edilecek ve sonrasında Türkiye’ye gönderilecek.
Gördüğünüz gibi son derece basit! Acaba gerçekten öyle mi, bir bakalım... Konsolosluklardaki personelin bu iktidar tarafından atandığı malum; odaların anahtarları da, içeride saklanan çuvalların mühürü de bunlarda! Ayrıca, muhalefet partilerinden sandık kurulu temsilcileri bu konsolosluklara gidebilecekler mi? Gidecekleri ülkelerden iktidara yakın olan şeriatçı hükümetler bu temsilcilere vize verecek mi? Verdi diyelim; muhalefet temsilcileri konsolosluklarda sonuna kadar özgür biçimde oy verme işlemini gözlemleyebilecek, çuvalların mühürlenmesine tanıklık edebilecek, kilitli odaların kapısında Türkiye’ye gönderilinceye dek bekleyebilecekler mi? Hepsi tamam diyelim. Türkiye’ye gönderilen çuvallara teslim noktasına dek refakat edebilecek, orada da bir kazaya kurban gitmemesi için durabilecekler mi?
-İçiniz kararmasın sakın!.
Ülkeler ve seçmen sayısı
Gördüğünüz üzere soru çok! Üstelik bu durum üç aşağı beş yukarı yurtiçi oy kullanımımda da yaşanacak!
Devam edelim; şu 6.5 milyon sayısı da biraz mübalağalı gibi geldi bana... Ülke sayısı 15 artırıldı demiştim; bu ülkeler arasında Afganistan, Sudan, Uganda, Somali gibi ülkeler de bulunuyor... İnsanın ister istemez aklına geliyor; acaba yurtdışındaki bazı ülkelerde çok sayıda insana vatandaşlık verilmiş olabilir mi? YSK’nın verdiği rakam ise 3.5 milyon oy kullanacak insan olduğu yönünde. Bunların çoğunun da Avrupa ülkelerinde bulunduğu biliniyor... Ama ya yurtdışında milyonlarca insana yurttaşlık verilmiş, rakam böylece kabarmışsa?
Biz daha Türkiye’de kaç Suriyeli’ye ya da yabancıya vatandaşlık verildiğini bilmiyoruz. İktidar 180-200 binden söz ediyor. Ümit Özdağ ile konuştum; 2022 yaz sonu itibarıyla 465 bin kişiye yurttaşlık verildiğini daha sonrasının izini sürdüklerini anlattı.
Bu arada kulislerde başta Ankara olmak üzere büyük kentlerdeki lüks otellerin en üst katlarında Suriyelilere vatandaşlık dağıtıldığının konuşulduğunu da ekleyeyim!
-Soru soruyu doğuruyor, insanın başına da büyük ağrılar saplanıyor!
Çok sıkı bir önlem!
Ama her zehirin bir panzehiri vardır!
Hem de yurtiçinde ve yurtdışında! Muhalefete çok büyük görev ve sorumluluk düşüyor bu kader seçimlerinde...
Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu, deneyimli siyasetçi Emin Şirin’in şu sözlerini almış köşesine:
-Parmak boyası kaldırıldığından bu yana her seçim şaibelidir!
Doğru söze ne denir! YSK’nın aldığı karar sonucu parmak boyası trenini bu seferde kaçırdık! Ancak bir başka önlem daha var; muhalefet, “en önemlisi ıslak imzalı tutanaklara sahip çıkmaktır” diyor ya, “daha iyisi de var diyor Mollaveisoğlu. Onun kaleminden paylaşayım:
-Islak imzalı tutanakların bile yolda, ulaşımda, kilit altında değiştirilme riski var. İşte bunu önlemek için tutanaklara muhalefet görevlilerinin imzanın yanı sıra parmak izi basmaları en garantili yöntem gibi görünüyor. Parmak izinin taklidini yapmak, parmak izine itiraz etmek mümkün değil!
Bu öneri tek kelimeyle şahane! Muhalefet bunu uygulayabilirse çok şey değişebilir. Halkın iradesi sandığa büyük ölçüde yansıyabilir.
-Hile yapmak isteyen varsa apışıp kalır!