MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin imzasıyla bir süre önce sosyal medyada yapılan bir açıklamada, teröristbaşı Apo için “PKK’nın kurucu önderi” denilmişti.

“Yanlışlıkla söylenmiştir, nasıl olsa düzeltilir” diye umut ederek görmezden geldim.

Ama aradan kaç gün geçti, konu televizyon programlarında tartışılır hale geldi; MHP’den en küçük bir düzeltme ya da özür gelmedi.

Demek ki düne kadar “bebek katili” dedikleri Apo alçağı, birden bire “kurucu önder” olmuş...

★★★

Biz bu ülkede “kurucu önder” kavramını kimin için kullanıyoruz?

Tek bir kişi için...

Mustafa Kemal Atatürk...

Sözüm ona Türk milliyetçisi olan bir partinin genel başkanı, şimdi Atatürk’ün yanına ikinci bir kişiyi ekliyor:

Terörist Abdullah Öcalan!

Kendisi nasıl bir ruh hali içinde, kafası nasıl çalışıyor, kimlere hizmet ediyor bilemem... Tek bildiğim şey, MHP Genel Başkanı’nın büyük bir gaflet ve delalet içinde olduğu.

Bu iki kavrama, “hıyanet”i de eklemek isterseniz, itirazım olmaz!

★★★

Kaderin cilvesine bakar mısınız? Doğuştan solcu olan ben, doğuştan milliyetçi olan arkadaşları, vatana, millete, ortak acılarımıza sahip çıkmaya davet eder hale geldim.

Çünkü bugün bebek katiline “kurucu önder” diyenlerin yarın PKK paçavrasına “bayrak”, onların belirlediği topraklara Kürdistan demeyeceğinden emin değilim...

Eğer bu gaflet ve delaletin sadece Devlet Bahçeli’ye ait olduğunu düşünsem, emin olun sesimi bile çıkarmazdım.

Ama görüyorum ki partisinden en küçük bir itiraz bile gelmiyor.

★★★

Sevgili ülkücü dostlar:

Bu yazıma kızdıysanız, yazdıklarımın haksızlık olduğunu düşünüyorsanız; lütfen kendinize şu soruyu sorun:

Başbuğunuzun başlattığı ve “delalet” noktasına kadar getirdiği bu “süreç” kimleri sevindirdi, kimleri üzdü?

Teröristlerin kamplarında mı bayram var; şehitlerin ve gazilerin evlerinde mi?

Ay yıldızlı bayrağa hayatlarını adayanlar mı mutlu; PKK’nın bayrak diye sallandırdığı o paçavraya tapanlar mı?

★★★

“Akan kan dursun” diye, katile taviz verilmez.

“Bir daha kan dökme” diyerek, sokağa bırakılmaz.

Siz; bugün bunu yapıyorsunuz.

Takıldınız bir adamın peşine, bebek katiline “kurucu önder” denilmesine bile tepki göstermiyorsunuz.

Yakında Apo’nun heykelleri önünde fotoğraf çektirenleri görünce sakın içiniz falan acımasın...

Çünkü oraya kadar gideceği belli olan bu süreci sizin lideriniz başlattı ve sizden en küçük bir itiraz dahi gelmedi.

★★★

Bu suskunluğunuzu bozun:

Ülkemizi uçuruma sürükleyen sözde “başbuğ”unuzun aklını başına almasını sağlayın.

Vize meselesi

Japonya, Türkler’den gelen iltica taleplerinin artmasından sonra vize uygulamasını başlatmayı düşünüyormuş...

Japonya nere, Türkiye nere?

Belki de şu dünyada bize gerçekten “dost” gözüyle bakan beş-on ülkeden biri.

Eğer onlar da böyle bir kararı tartışmaya başladıysa, suçu kendimizde aramamızın zamanı gelmiştir.

İşsizliği, yoksulluğu, adaletsizliği, hukuksuzluğu bu kadar artıranlar mı suçlu; yoksa kendi ülkelerinin sosyo-ekonomik dengesini korumak isteyenler mi?

Ben yıllardır Türkiye’ye vize uygulayan hiçbir ülkeye gitmiyorum.

Vize uygulamasını onur kırıcı buluyorum...

★★★

Türkiye’ye vize uygulayan tüm yabancı devletlere bir çağrıda bulunuyorum:

Sadece masum Türk vatandaşlarına değil, siyah pasaport sahiplerine de vize uygulayın...

Çünkü bu ülkeyi bu hale getirenler onlar!

Yemin etsinler!

Geçenlerde yazdım, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) şu anda ülkenin en güvenilmeyen kurumlarının başında geliyor... Yapılan bir araştırma da beni doğrulamış ve halkın yüzde 84’ünün bu kurumun açıkladığı verilere güvenmediğini ortaya koymuş...

AKP seçmeninin bile sadece yüzde 19.8’i TÜİK’in enflasyon verilerine güvendiğini söylemiş...

Durum buyken... Biz neden hala ücret ve kira artışları başta olmak üzere hayatımızı bu kurumun açıklamalarına göre yönlendiriyoruz?

Bugünden tezi yok; TÜİK Başkanı ve yardımcıları kameraların önüne geçip, açıkladıkları verilerin doğru olduğu konusunda namus ve şerefleri üzerine yemin etmeli.

Yaparlar mı?

Kendilerine güveniyorlarsa, yalan söylemiyorlarsa yaparlar...

GÜNÜN SÖZÜ

Yandaş bir gazete, terör örgütü PYD’nin elebaşı Salih Müslim ile yaptığı röportajı manşetine taşımış... Bu da geçtiğimiz Aralık ayında aynı kişiyle yaptığı röportaj yüzünden, terör örgütü propogandası suçu işlediğine hükmedilen ve 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan gazeteci Nevşin Mengü’yü akıllara getirmiş... Sorum ortaya:

Ne olacak şincik?