ANALİZ

Özgür Özel’e zor sorular

Hemen yazının başında belirteyim, daha önce de yazdığım ve söylediğim gibi Özgür Özel’in Erdoğan ile görüşmesi önemlidir ve doğrudur.

Ancak bu önemli ve doğruyu bozacak her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak gerekir.

Görüşme ile ilgili en temel konu ne konuşulduğudur.

Ne Erdoğan ne Özel “Nezaket gereği açıklama yapmıyoruz, önce aramızdaki güveni tesis edelim” bahanesinin arkasına sığınamaz.

Erdoğan 2003 yılı Mart ayından bu yana ülkeyi tamamen keyfine göre yönetiyor, muhalefeti takmıyor, eleştiriye tahammül edemiyor.

Yaptığı yanlışlar sonucu Türkiye tarihinin en fakir haline düştü, milyonlar perişan oldular.

Böyle bir ortamda nihayet kurulan bir diyalogta ne konuşulduğunu kimse sır olarak saklayamaz, saklamamalıdır.

Kişisel olarak bu ketumluğa tahammülü ancak Erdoğan’ın yapacağı karşı ziyarete kadar sürdürebilirim.

Bu ziyaretten sonra da aynı sessizlik korunursa o zaman işin içinde bir iş olduğu ve CHP’nin yeni yönetiminin gizli birtakım hesaplar yaptığına yönelik şüphelere kapılırım.

Bu nedenle bugün Adalet Partisi Genel Başkanı Vecdet Öz’ün sosyal medya üzerinden yönelttiği bazı soruları sunacağım.

Özel ve görüşmenin detaylarını bilen küçük bir grubun bu sorulara hemen cevap vermeyeceğini tahmin ediyorum, ama eğer gerçekleşirse ikinci görüşmeden sonra bu soruların cevapları mutlaka verilmelidir.

Aksi takdirde Özel efsanesi başlamadan bitecektir.

Şimdi gelelim sorulara;

1. Seçimlerin hemen ardından sizi apar topar AKP ile görüşmeye zorunlu kılan asıl, öncelikli ve mücbir konu nedir?

2. Görüşmeyi tarafsız bir mekan olan Çankaya Köşkü ya da TBMM’de yapmak yerine neden AKP Genel Merkezi’ne giderek yaptınız?

3. Eski ABD Türk Büyükelçisi Namık Tan’ı beraberinizde götürmüş olmanızın özel bir nedeni mi vardı?

4. Ziyaret esnasında muhatabınızla eş ve eşit mesafede olmak yerine neden ikincil bir duruma düşerek oturdunuz? Onurunuz incinmedi mi? CHP’li seçmenin incineceğini düşünmediniz mi?

5. Ziyaret sonrası, “Toplantı verimli geçti” dediniz! Bununla neyi kastettiniz? Hangi konularda verim aldınız ve mutabakat sağladınız?

6. Görüşmenin hemen ardından sessiz ve suskun kalmış olmanızın asıl nedeni nedir?

7. İleride RTE ve avenesi hakkında devri sabık yaratmamak gibi bir düşünceniz var mı?

8. Yakın zamanda AKP ile daha yakın bir işbirliği ve ardından koalisyon gibi bir düşünceniz olabilir mi?

9. Böyle bir görüşme yapma planınız seçim öncesi de mevcut muydu?

10. Görüşme kararınız öncesinde CHP MKYK’sında onaylandı mı? Parti meclisiniz bu konuda ne düşünüyor?

11. Yakın yol arkadaşlarınız Sayın Ekrem İmamoğlu ve Sayın Mansur Yavaş’ın görüşme öncesi nezaketen onayını aldınız mı? Onlar bu konuda ne düşünüyorlar? Neden tek kelime dahi etmiyorlar?

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Bu rahatlık ne kadar sürecek?

Özgür Özel’in seçimden sonra yaptığı sürpriz çağrının karşılık bulması ve iki parti genel başkanının buluşması havayı yumuşattı doğal olarak.

Görüşmeden sonra tam 6 gün geçti.

20 yıllık bir sürede ilk kez 6 gün boyunca Erdoğan’dan hiç öfkeli konuşma dinlemedik.

Ne “CeHaPe zihniyeti” diye bağırdı ne “Özgür Efendi” diye küçümseme yaptı ne de içinde “hain, alçak, namussuz, ahlaksız, terörist, şerefsiz, cibilliyetsiz” kelimeleri geçen cümleler kurdu.

Erdoğan ilk defa bir cuma namazı sonrası yaptığı açıklamalarda son derece sakin konuştu.

Yandaş medya da aynı.

Ne gazete manşetlerinde ne televizyonlarındaki abuk tartışma programlarında ne de sosyal medyasında muhalefete saçma sapan saldırılar yapıyor.

Şimdilik 6 gündür kafamızı dinliyoruz.

Bakalım bu sürecek mi?

YENİ ÖĞRENDİM

Kapısı sanatçıya kapatılan Köyceğiz Belediyesi

Faruk Peker

Sinema sanatçısı Faruk Peker uzun süredir gözlerden uzak yaşıyor.

İlkeli ve dik duruşu nedeniyle neredeyse tamamen iktidar kontrolüne geçen sinema dünyasında yer bulamıyor.

Geçen hafta konuştum Faruk Peker’le.

“Önce öfkeliydim sektöre” dedi ardından ekledi “Ama baktım herkes adeta araziye uyuyor, kendimi arındırdım bundan ve gelip Köyceğiz’e (Muğla’nın çok güzel ilçesi) yerleştim.”

Faruk Peker bir kenara çekilmiş olabilir ama ne sanattan ne de hayattan asla kopamaz.

Yerel seçimleri CHP’li adayın yüzde 60’ın üzerinde bir oyla kazanmasından sonra kalkıp gitmiş belediyeye.

Demiş ki “Bir süredir burada yaşıyorum. Atatürk’ün başbakanlarından Recep Peker’in torunu, bir sanatçı olarak bu güzel yerde kültür ve sanatla ilgili fazla bir çalışma olmaması beni üzüyor. Bana fırsat verin Köyceğiz’i hem dünya turizmi hem de kültür ve sanat etkinlikleri açısından örnek bir yer yapacak projeler hazırlayayım.”

Peki cevap ne olmuş.

Yılların sanatçısına “Şu anda bunu düşünmüyoruz” demişler.

Faruk Peker üzüntülüydü konuşurken.

“20 yıldır AKP’nin kültür ve sanata çarpık bakışını eleştirdim, mücadele etmeye çalıştım, ama benzer bir durumu CHP’li belediyede de görmek insanı gerçekten kahrediyor” derken sesinin adeta boğulacak gibi kısılması benim de canımı çok sıktı.

Köyceğiz’in CHP’li belediyesi elinin altına böyle bir cevher gelmişken neden çekingen davranır anlamadım.

BUNU YAZMAK GEREK

Deniz’ler bugün anılıyor

Bundan 52 yıl öncesiydi.

Saat gece yarısını geçmişti.

Cezaevinin soğuk koridorlarında başları dimdik üç genç yürüyordu.

Ölüme yürüyorlardı.

Yanlarındaki görevliler, subaylar askerler ise sessizliğin telaşındaydı.

01.25’te önce Deniz Gezmiş çıktı idam sehpasına.

02.25’te ise Yusuf Aslan’daydı Sıra.

Ve saat 03:00’ü gösterdiğinde Hüseyin İnan’ı çıkardılar sehpanın üzerine.

Darağacındaki üç fidanın katledilmesinden bu yana tam 52 yıl geçti.

Ama acıları hâlâ halkın büyük kesiminin kalbini sızlatıyor.

Bugün çeşitli anma törenleri düzenlenecek.

68’liler ise yıllardır yaptıkları gibi yine İstanbul Teknik Üniversitesi önünden yola çıkarak Dolmabahçe’ye inecekler.

Deniz ve arkadaşlarının 6’ıncı Filo’yu denize döktükleri yerde saygı duruşunda bulunduktan sonra her bir fidan için denize birer sigara atacaklar.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Anayasa’da tek madde bile yokmuş

Haftalardır hatta aylardır hep aynı soruyu soruyorum.

“Yeni anayasa diye tutturdunuz, ne var bu anayasanın içinde?”

Şu ana kadar kimse cevap vermedi.

Söylenen bir klişe var; “Sivil anayasa istiyoruz, Türkiye’ye yakışan anayasa olacak, asker anayasasını çöpe atacağız.”

İyi güzel de bu anayasada ne olacak?

Sivil olunca hangi maddeler olmayacak, yerine neler girecek?

Yakışan anayasanın yenilikleri nelerdir?

AKP elbette milleti bir de bu konuyla kandırmak istiyor, iyi de muhalefet ne yapıyor?

Şu ana kadar muhalefetten anayasa ile ilgili tek kelime bile duymadık.

AKP’nin ziyaretlerini kabul ediyorlar, konuşuyorlar, “çok verimli bir görüşme yaptık” gibi saçma sapan bir klişe cümle kullanıyorlar.

Sarayın adeta tetikçisi konumundaki Sabah, dün Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ile röportaj yayınlamış.

Sözde gazeteciler soru sormuşmuşlar.

Bir sürü soru var ortada ama “Yeni anayasada neler olacak?” sorusu yok.

Bunu sormamışlar ama cevabını vermişler.

Numan Kurtulmuş şöyle bir cümle kullanmış röportajda;

“Şu anda bizim elimizde, gündemimizde, dosyamızda belirlenmiş bir tek madde yok. Burada titizlikle üzerinde durduğumuz husus şeffaf, açık ve iyi niyetle süreci götürmektir.”

Eeee elinizde tek bir madde bile yokken neyi öneriyor, neyi tartışmaya açmak istiyorsunuz?

Her şey palavradan ibaret yani.

FIKRA GİBİ

Ticareti yalanlayanlar şimdi İsrail’in ne kadar zora gireceğini anlatıyor

Gazze’deki insanlık dramının üzerinden 200 günden fazla zaman geçti.

Bu süreçte iktidar Filistin halkı için ağıtlar yazarken İsrail yönetimine de ağır sözler söyledi sürekli.

Oysa bu yapılırken İsrail’le ticaret de devam ediyordu.

Önceleri inanamamıştım ben de.

Ancak ticaretin tüm belgeleri ortaya çıkınca ben de ısrarla sordum ve “Bu nasıl bir çifte standarttır, millete Filistin edebiyatı yaparken milyarlarca dolarlık mal satışını nasıl içinize sindiriyorsunuz, bu halka karşı saygısızlık değil midir?” diye.

Önceleri cevap vermediler.

Trollerini harekete geçirdiler, İsrail’le ticaret yapıldığını söyleyenlere binbir hakaret ettirdiler, hedef gösterttiler.

Yandaş medya “İsrail’le ticaret koca bir yalan, bunları söyleyenler vatan hainidir” diye yayınlar yaptı.

Ama sonunda ticareti itiraf etmek zorunda kaldılar, önce “kısıtlama” dediler sonra da “tümüyle bitti” açıklaması yaptılar.

Şimdi ise 6 aydır söyledikleri yalan değilmiş gibi İsrail’e ticaretin kesilmesinin bu ülke ekonomisine ne kadar ağır hasar vereceğini anlatıyorlar.

Yandaş medya “Yandı İsrail” başlıkları atıyor.

Bazen “Bunlarda mercimek kadar beyin yok” diyorum da kızıyorlar.

Yahu İsrail şimdi yandı ise, şu işi 6 ay önce yapsaydınız da İsrail bu kanı dökemeseydi.

AKP ve medyası yaptıkları fena işlerden bile zafer çıkarmaya pek alışmışlardı.

Ama halk uyanıyor artık, bu tür numaralar işe yaramıyor.

OKURDAN MESAJ

Konut kredisi alamayınca fiyatlar düşer

Yandaş medya konut fiyatlarının düştüğü müjdesini veriyor.

Fiyatlar ekonomi iyiye gittiği için değil, bankalar konut kredisi vermediği ya da faizler çok yüksek olduğu için satılamıyor, bu nedenle fiyatlar biraz geriliyor.

Bir izleyicim konuyu Flashhaber’de dile getirmemden sonra şu mesajı göndermiş;

Bu akşam bahsettiğiniz konut kredisi ile ilgili olarak söylediklerinize yakın zamanda bu krediye ihtiyaç duyup, fakat alamamış biri olarak ekleme yapmak istiyorum.

Üzerinizde sizin veya aile fertlerinden birinin konut tapusu bulunması halinde, tüm bankalar almayı düşündüğünüz ev için exper değerinin yüzde 12.5’ini veya yüzde 15’ini vereceklerini söylüyorlar.

Bu kıstaslar nedeniyle zaten nakit ihtiyacı nedeniyle başvurup almayı düşündüğün konut kredisinin bir anlamı olmuyor.

Vatandaş “buna bağlı kalmayın zaten mağduruz” dediğinde kredilerin BDDK tarafından takip edildiğini söylüyorlar. Bu durumda ev almamız mümkün değil.