Korkusuz
Can Ataklı

Özelleştirme de safsata çıktı

ANALİZ

Özelleştirme de safsata çıktı


Günlerdir elektrik faturalarının nasıl can yaktığını konuşuyoruz.

Sadece konuşmakla da kalmıyoruz, Türkiye’nin hemen her yerinde protesto gösterileri de yapılıyor.

AKP’liler de çok şikâyetçi.

Onlar hem ceplerini yakan faturalardan yakınıyor hem de iktidarı kaybetme korkusu yaşıyorlar.

Bu süreçte konuşmayan bir tek yer var.

Özelleştirme adı altında elektrik dağıtım alanında adeta “kartel oluşturan” şirketler.

Şimdi şunu sormak istiyorum;

Elektrik işi gerçekten özelleştirildi mi?

Eğer öyleyse neden bütün açıklamaları saray yetkilileri yapıyor?

Neden vatandaşa satılan elektriğin kademeli olmasına saray karar veriyor?

Neden faturaları iyileştirme çalışmaları sarayda yapılıyor?

Saray medyasından öğrendiğimize göre, elektrik faturalarından şikâyetler üzerine 4 formül, bazılarına göre 3 formül üzerinde çalışılmaya başlanmış.

Belli ki saray fiyatları düşürecek böylelikle “Baba Tayyip, dar gelirliyi ezdirmeyen büyük başkan” edebiyatı yapılacak.

İyi de o zaman bu iş niye özelleştirildi?

Ya da özelleştirilmedi de işin asıl sahipleri zaten bu zamları yapan veya indirenler mi?

Özelleştirme adı altında bu işleri kapanlar aslında birer paravan mı?

Bir taraftan “serbest piyasa” nutukları atacaksınız, “devletin elinde şirket kalmaması gerektiğini” ileri süreceksiniz, diğer taraftan da sattığınız şirketlerin ne yapacağına siz karar vereceksiniz.

Peki, serbest piyasa nerede kaldı?

İşin aslını dünkü yazımda dile getirmiştim.

Elektriği devlet üretiyor.

Üretilen bu elektrik kilovatsaati 32 kuruştan özelleştirme adı altında ortaya çıkarılan şirketlere satılıyor.

Bu şirketler de 32 kuruşa aldıkları elektriği “fahiş fiyatlarla” halka satıyorlar.

Saray devleti ise sanki halka bir hizmet sunuyormuş gibi diyor ki “Vatandaşa kademeli elektrik vereceksiniz, şu kadar kilovatsaate kadar farklı tarifeyi, üstüne çıkana da daha yüksek tarife uygulayacaksınız.”

Kısacası halka fahiş fiyatı dayatan bizzat saray iktidarı.

Şimdi kalkıp “Formül bulacağız, halkı ferahlatacağız” diyen de aynı iktidar.

O halde tekrar sorayım;

Özelleştirme adına elektrik piyasasını ele geçiren şirketlerin hiç mi söz hakkı yok.

Fahiş zamları onlar mı yaptı yoksa iktidar mı?

Ve yine bir daha sorayım.

Elektrik üzerinden inanılmaz paralar kazanan bu şirketler görünürdeki kişilere mi ait yoksa sahipleri başkaları mı?

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Londra’da para arıyorlar ama nafile


Saray medyası sanki çok büyük bir iş yapılıyormuş gibi Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin Londra’da para aramasını çok önemli bir habermiş gibi sunuyor.

Aynı tornadan çıkmış gibi yayın yapan saray medyasındaki haber şöyle; Bakan Nebati 7-8 Şubat 2022 tarihlerinde Londra’da bankacı ve yatırımcıların üst düzey yöneticileriyle bir araya geldi. Toplam 2 gün süren görüşmelerde 18 varlık yönetim şirketi, 19 uluslararası kalkınma ve yatırım bankası ile 10’dan fazla özel sermaye, altyapı ve girişim sermayesi fonu ve teknoloji şirketi katılım sağladı ve toplam 100’e yakın üst düzey yönetici ile görüşmeler gerçekleştirildi.

Ekonomiden biraz anlayanlar ve haberi dikkatli okuyanlar yapılanın para bulmak için adeta yalvar yakar olunduğunu görüyorlar.

Nebati’nin toplantı yaptığı kişiler dünya para hareketlerini kontrol eden “uluslararası bankerler” başka bir şey değil.

Ancak haberlerde Nebati’nin Türkiye’ye neyle döndüğü bilgisi yok.

Çünkü o piyasalardan para bulamıyorlar artık.

Para vermeye yanaşanlar ise inanılmaz faizler dayatıyor.

Kısacası bu temaslar sonunda Türkiye’ye yarar sağlayacak bir kuruşluk yatırım bile çıkmıyor.

Sadece faizle para almaya çalışıyorlar.

Onu da başaramıyorlar.

Bİ SORALIM BAKALIM

Neyi yanlış anladıklarını da açıklar mısınız?


Maliye Bakanı’nın Londra’da para arama toplantıları sırasında söylediği ileri sürülen bir cümle hayli yankı yarattı.

Bloomberg ekonomi kanalı Nebati’nin Londra bankerlerine “Türkiye’de enflasyonun yabancıların kültürel olarak anlayamayacağı sebepten yükseldiğini” söylediğini ileri sürdü.

Garip bir laf tabii.

Böyle bir cümle Türkiye’de söylense “Amanın ne derin bir görüş bu” diye heyecanlanacak bir saray medyası ve buna inanacak bir sürü insan var tabii de laf Londra’da söylenince bankerler birbirlerine bakıp “Bu adam ne diyor böyle?” diye soruyorlar.

Yani işin özü “komik bir laf” bu.

Nitekim sanıyorum bu saçmalığı fark etmiş bakanın danışmanları ve hemen bakanlık adına bir açıklama yapmışlar.

Demişler ki; “Bazı mecralarda Sayın Bakanımızın Londra’da yaptığı bir toplantıda, ‘Türkiye’de enflasyonun yabancıların kültürel olarak anlayamayacağı sebepten yükseldiğini söyledi’ şeklinde açıklaması yer almaktadır, Sayın Bakanımızın böyle bir açıklaması olmamıştır. Katılımcının yanlış anlamasından kaynaklanmaktadır.”

O halde soralım; o toplantıya katılanlar Bakanın hangi sözlerini yanlış değerlendirdiler ve böyle bir cümle sarf ettiğini sandılar?

KOMİK

Kaç formül buldunuz üç mü dört mü?


Tabii muhtemelen AKP genel başkanı Erdoğan korona olduğu için rutin talimatlarını veremiyor.

Böyle olunca da saray medyası ne yapacağını şaşırıyor.

Medyaya talimatlar daha yetkisiz ellerden gidince böyle şaşırıyorlar işte.

Hep söylüyorum ya, zor zanaat bu saray medyasının işi.

İpin ucu biraz gevşeyince böyle uyumsuzluklar baş gösteriyor hemen...



ŞAŞIRDIM

Zenginler pahalılıktan şikayet edemezler


Saray medyası şaşkın halde elektrik faturalarından yakınan ünlüleri dile doladı.

Neymiş adam yalıda oturuyormuş, kalkmış elektrik fiyatından yakınıyormuş,

Neymiş Ferrarisi varmış ama elektrik faturalarını şikâyet ediyormuş.

Neymiş karides yiyormuş ama elektrik faturaları canını yakıyormuş.

Güya dalga geçiyorlar.

Güya sarayı bu yolla koruyorlar.

Aptallık demeyeceğim ama şaşkınlığa bakar mısınız?

Zenginler zengin diye fahiş fiyatlara ses çıkarmayacak ve “Ben zenginim, öderim tabii” mi diyecek yani?

Allah bu çok zordaki saray yazarlarına akıl fikir ihsan etsin, tez elden bu cendereden kurtarsın.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Milli Piyango’da kaç bilet basıldığı satılmayan kaç bilete ikramiye çıkmadığı ticari sırmış


Yıllardır ben de hep sorarım.

Milli Piyango kademeli fiyatlarda sattığı biletlerden (tam, yarım, çeyrek) kaçar adet bastığını neden açıklamaz?

İkinci sorum da “Satılmayan biletlere çıkan ikramiye miktarı ne kadardır?”

Bu sorulara hiç cevap vermezler.

Devlette iken de böyleydi, şimdi böyle.

Okurlardan her konuda çok sıkı takipçi olan, adına aşina olduğunuz Abdullah Cenkçiler bu soruları daha ısrarlı biçimde ve üstelik yasal haklarını kullanarak soruyor.

Cenkçiler önce Milli Piyango’ya başvurmuş.

Cevap alamayınca da sarayın ihbar merkezi gibi çalışan CİMER’e yöneltmiş aynı soruları.

Cenkçiler’in bilgi edinme hakkı çerçevesinde CİMER’e gönderdiği soru şöyle;

Piyango biletlerini olasılık ve istatistiki bilgileri göz önünde bulundurarak alıyorum.

Bu nedenle, geçtiğimiz yılbaşı ile bu yılbaşı çekilişlerinde basılan tam, yarım ve çeyrek bilet sayıları ile bu çekilişlerde satılmayan tam, yarım ve çeyrek bilet sayılarının tarafıma bildirilmesi hususunda ilgili kuruluşa gerekli talimatın verilmesini arzederim. Abdullah Cenkciler

CİMER’den cevap gelmiş.

Şöyle diyorlar;

Cevap: TÜRKİYE VARLIK FONU YÖNETİMİ ANONİM ŞİRKETİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (08.02.2022 16:51)

Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne göndermiş olduğunuz başvurunuz incelenmiştir.

Gerekli inceleme sonrasında talep edilen bilginin ticari sır niteliğinde bilgi olduğu anlaşılmış olup, kanunlarda ticari sır olarak nitelenen bilgi ve belgeler ile kurum ve kuruluşlar tarafından gerçek ve tüzel kişilerden gizli kalması kaydıyla sağlanan ticari ve mali bilgiler, Bilgi Edinme Kanunu’nun kapsamı dışındadır. Bu sebeple ilgili bilginin açıklanması tarafımızca uygun bulunmamıştır. 

Yani neymiş?

Milli Piyango’nun bastığı bilet sayıları ve satılmayan biletlere çıkan ikramiye konusu “ticari sır” kapsamındaymış.

İyi de ya Milli Piyango bir kısım bileti elinde tutuyor ve ikramiyeleri de bu biletlere çıkarıyorsa ne olacak?