Korkusuz
Ümit Zileli

Ortaya çıkmayan diplomanın enteresan macerası!

Aslında 32 kısım tekmili birden yazılmıştı...

Yıllar içinde hukukçular, yurttaşlar, bazı siyasi partiler Recep Tayyip Erdoğan’ın diplomasıyla ilgili olarak Yüksek Seçim Kurulu’na, yargıya, Yüksek Öğretim Kurulu’na defalarca başvuru yapmışlardı...

Hatta Hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu, 2016 yılında Tayyip Erdoğan’ın 12’nci Cumhurbaşkanı seçildiğine ilişkin seçim tutanağının “tam kanunsuzluk” nedeniyle iptali ve seçimin yenilenmesi için YSK’ya başvurmuş, yetinmemiş Erdoğan hakkında konu ile ilgili suçlar yanında, Türk Ceza Kanunu’nun 204-1-3 maddesi uyarınca “SAHTE RESMİ EVRAK KULLANMAK SUÇUNDAN” Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasını da istemişti.

Sonuçta hiçbir şey olmadı! Ortaya çıkmayan diploma ile başka seçimleri, referandumları 13. Cumhurbaşkanlığını da kazandı Tayyip Bey...

Günümüze geldiğimiz de AKP’li Cumhurbaşkanı’nın önüne ortada olmayan diploma ile birlikte bir de anayasaya aykırı olarak üçüncü kez seçime girme sorunu çıktı!

-Diğer bir deyişle olmayan diploma geride kalmış, “seçilemez” iddiaları öne çıkmıştı...

YÖK eski başkanından ağır iddia!


Ancak öyle olmadı...

Yüksek Öğretim Kurumu’nun 2007-2011 yılları arasında başkanlığını yürüten Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan bir anda sahne aldı ve KRT TV’de ‘Görev süresince Erdoğan’ın diplomasını çok araştırdığı ve bulamadığı’ yönünde açıklamada bulundu. Ortalık karıştı tabii. Bakın ne diyordu Prof. Özcan:

-YÖK Başkanı olduğumda iki şeyi merak ettim. Birisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasıydı. Marmara Üniversitesi’ndeki arkadaşlara sordum. ‘Hocam tek bir tane kayıt yok’ dediler.

Normal şartlarda bu mümkün değildi, verilen diplomaların tümü YÖK arşivinde muhafaza edilirdi. Ancak YÖK eski başkanı “Yok, bulamadık” diyordu!

Bunun üzerine İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray, YÖK’e bir dilekçe ile müracaat ederek bir türlü ortaya çıkmayan diplomayı bir kez daha sordu:

- 14.05.2023 tarihinde yapılacak olan 2023 yılı Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı seçiminde cumhurbaşkanı adaylığı başvurusunda bulunan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 101’inci maddesinde belirtildiği şekilde yükseköğrenim yapmış olduğunu gösteren bir üniversite diplomasına sahip bulunup bulunmadığı hususunun, varsa diploma örneği de kamuoyuyla paylaşılmak suretiyle tarafıma bildirilmesini rica ederim.

Gayet açık bir istek değil mi, bekleyelim bakalım ne yanıt gelecek?

“Her şey sahte her şey yalan!”


Aytun Çıray’ın dilekçesini okurken yıllar önce Almanya’nın başkenti Berlin’de tanıştığım ve sütunumda paylaştığım Mustafa Temelli aklıma geldi. Arşivimde bulduğum o konuşmayı ve Temelli’nin iddialarını bunca zaman sonra bir kez daha paylaşmak istiyorum:

2016 yılında “Türk yürüyüşü” için Berlin’deydim... Miting meydanına doğru yürürken, yanıma Almanya’da yaşadığını, serbest gazetecilik ve fotoğrafçılık yaptığını söyleyen Mustafa Temel isimli bir yurttaşımız geldi. Tayyip Erdoğan’la aynı yüksekokulun farklı bölümlerinde birlikte okuduklarını, kendisinin diplomasını tam 35 yıl sonra almaya gittiğini ve “şak” diye çıkarıp verdiklerini anlattı...

Daha sonra kendi “çıkış belgesi” ile Erdoğan’ın “mezuniyet belgesi”ni çıkarıp yan yana koydu ve onunkini göstererek “Bu kesinlikle sahte” dedi!.. Nedenini sorduğumda ise tam 13 madde yazılı bir liste çıkarıp, “Okuyun, göreceksiniz” diye konuştu...

Okudum ve açıkça söylemek gerekirse etkilendim!. Bu listeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Başlık şöyle: “Tayyip Erdoğan’ın diploması neden sahtedir? İşte nedenleri.” Ardından da şu gerekçeler sıralanıyor:

- Yüksek Okul Geçici Çıkış Belgesinde “GEÇİCİ ÇIKIŞ BELGESİ” yazar, “MEZUNİYET BELGESİ” değil. Bir not: Bunu okuyunca dönüşümde benim okuldan aldığım belgeye baktım, “Geçici Çıkış Belgesi” yazıyordu!..

- RTE’nin sahte belgesinde “YUKARIDA FOTOĞRAFI ONAYLANMIŞ BULUNAN” diye yazıyor. Ama yukarıda fotoğraf yok. Bu bir sahteliktir.

- RTE’nin Yüksek Okul Çıkış belgesinde iki tane belge numarası vardır. 440 ve 677. Bu yasal değildir. Bir belgeye tek numara verilir. Bu da sahteciliktir.

- 1980’li yıllarda Yüksekokulları Müdürlükler yönetirdi. DEKAN değil. Bu da yasal değil. Benim yüksekokul belgem örnektir. RTE’nin Yüksekokul Diploması, sahtecilikle hazırlanmıştır, yok hükmündedir.

Ağır ve incitici değil mi?.. Ama son iki madde olayı iyice vahim hale getiriyor:

- RTE’nin bu sahteciliği kendi ıslak el imzası ile onaylaması, sahteciliği bilerek ve isteyerek yaptığının kanıtıdır.

- RTE’nin “Yüksekokul Mezuniyet Belgesi” Microsoft’un  2005 yılında piyasaya çıkardığı “CALİBRİ FONT” ya da 2008’de ortaya çıkan yazı türü “MALGİN GOTIC FONT” ile düzenlenmiştir. Bu açıkça resmi belgede sahteciliktir. Çünkü Erdoğan’ın  aldığını iddia ettiği İktisat Yüksekokul Mezuniyet belgesinin tarihi 1980-81’de böyle bir yazı türü yoktu!..

Bu son maddeyi okuyunca aklıma Balyoz ve Ergenekon davalarında yapılan “fahiş hatalar” geldi. Orada da kullanılan yazı türleri suç isnat edilen tarihlerden çok sonra piyasaya çıkmıştı!

Bir bölümünü paylaştığım bu yazının tarihi 03.06.2016... 7 yıl sonra aynı macera devam ediyor...

-Mutlaka çıkacaktır bu diploma ortaya zannımca.