Başlıktaki sözler Latince, “Kaostan Doğan Düzen” anlamına geliyor.
“Hedefe ulaşmak için bir kaos ortamı yaratmak ve bunu sürekli körüklemek, beslemek ve düzenlemek...”
Dünyayı yönettiği söylenen İlluminati isimli gizli grubun temel yöntemi bu!
“Yürüdüğün yolda seni engellemeye kalkışanları, başka konularda yaratacağın seri krizlerle oyala... Bu arada sen bildiğin yolda devam et” anlayışına dayanıyor.
İki de katı kuralı var:
Yaratılacak kriz “yapay” ama “kontrol edilebilir” olacak...
Yoksa seni de alır götürür!
★★★
Bugün ülkede olup bitenlere bakın, AKP iktidarının yaptığı tam da bu:
Ordo Ab Chao!
Baktılar ki ekonomik krizi önleyemiyorlar...
Halkın üçte ikisi yoksulluk, üçte biri açlık sınırının altında yaşıyor.
Emekliler, çiftçiler, asgari ücretliler patlamak üzere...
Ülkenin her gün bir başka köşesinde bir ya da birkaç kadın, çocuk cinayeti işleniyor.
Yargıya güven sıfırlanıyor, eğitim yerlerde sürünüyor...
Ve tüm bunlar çok partili sisteme geçtiğimiz günden beri iktidar olamayan CHP’nin oylarının hızla artmasına neden oluyor...
O zaman bilerek ya da bilmeyerek “Ordo Ab Chao”ya sarıldılar...
★★★
Yaklaşık bir yıldır, her sabah yeni bir krizle uyanıyoruz.
Gözaltılar, tutuklamalar, itirafçılar, iftiracılar, içi boş yolsuzluk dosyaları, tehditler, şantajlar, transferler, siyasi rüşvetler, CHP’nin tüzel kimliğine yönelik hamleler...
Her gün bir başka büyük olay, her gün yükselen siyasi tansiyon!
Ve tamamına yakını “yargı destekli” bu operasyonlara karşı CHP yönetiminin var olma çırpınışları!
Bu arada sinsi Kemaller, Brütüs Gürseller, Lütfüler... Yangına benzinle koşan Barışlar... Cumhurbaşkanı’nın kanatlarının altına giren Özlemler!
“Ne çok hain” dedirten daha niceleri!
★★★
Neydi “Ordo Ab Chao”nun temel felsefesi...
“Yapay ve kontrol edilebilir krizler yarat, kendi bildiğin yolda devam et...”
Onların 23 yıldır bildiği yol ne?
Laikliği, sosyal devleti yok etmek, demokrasiyi işlerine geldiği gibi düzenlemek, yargıyı yandaşlaştırmak!
Tüm bunları yapabilmek için de halkın dikkatini başka yerlere çekip zaman kazanmak!
“Masum” pozlarına bürünüp, “Beş yıl daha, beş yıl daha” diye çırpınıp durmak!
★★★
Dün İstanbul İl Kongresi’nin yapıldığı binanın önündeki rezaleti izlerken düşündüm bunları...
Bu oyunu bozmanın tek yol var:
Direnmek...
★★★
Canları ve özgürlükleri pahasına direnenlere selam olsun!
Hakimin amacı ne?
İki hafta önce CHP İl Başkanlığı’na Gürsel Tekin’i kayyum olarak atayan İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin hakimi, dün de CHP’nin Olağanüstü İstanbul İl Kongresi’ni durdurma kararı verdi.
Oysa YSK daha önce CHP’nin ilçe ve il örgütlerinde kongre sürecinin devam edeceğine oy birliğiyle karar vermişti...
Peki; Hakim Bey, neden Anayasa’ya ve YSK kararlarına aykırı olduğu halde durmadan CHP aleyhine karar veriyor?
Özgür Özel’in deyimiyle, “Eski bir AKP’li olduğu için mi?”
İyi de o zaman neden Hakim ve Savcılar Kurulu bu Hakim Bey’in görev yerini değiştirmiyor?
Ve bir soru daha: Bir başka hakimin de eski CHP’li olduğu ortaya çıksa ve o da Cumhurbaşkanı aleyhine bir karar verse... En geç kaç dakika sonra görevinden alınır?
GÜNÜN SORUSU
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, yandaş bir YouTube kanalında katıldığı programda “Allah’a binlerce şükür, emeklilerin maaşını zor da olsa ödüyoruz” demiş... Sorum kendisine:
Neden, bozuk para mı bulamıyorsunuz?
Tiyatronun Brütüs’ü...
Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü, doksanıncı yılına “sanatçı hocası” olmadan başlamış...
Çünkü...
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı’nın
“Bunların hepsi bana muhalif” demesi üzerine tiyatro bölümünde yıllardır ders veren 12 hocanın sözleşmesi yenilenmemiş...
★★★
Brütüsler her yerde...
Medyada, yargıda, yerel yönetimde, siyasette, akademide, sanatta!
Tek dertleri, “ego”ları...
İçlerinden çıktıkları yerleri beğenmiyor, arkadaşlarını, hatta kendilerini yetiştiren hocalarını sırtlarından bıçaklıyorlar.
Ne diyeyim; ucuz eğlence dizilerinde “taş fırın erkeğini” yıllarca oynayabilirsin ve kendini birilerine “sanatçı” olarak kakalayabilirsin ama...
Gerçek hayatta cıvık bir hamur olarak kalırsın!
Bu da... İşte, o hesap!