Haftalar geçti ama bir tartışma yerli yerinde duruyor.
Nisan ayının 16’sı...
CHP’li TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, Meclis’i yönetirken bir karar okuttu.
O metin; Türkiye İşçi Partili (TİP) hukukçu Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne yapılan itiraz sonrası verilen “yok hükmünde” kararıydı.
AK Parti’den büyük tepki yükseldi. Karar, Meclis tutanaklarına dipnot dışında geçmedi.
Numan Kurtulmuş, “TBMM Başkanı olarak Yüce Meclis’in saygınlığını korumak adına, hukuken yok hükmündeki bu tutumlarıyla görevlerini kötüye kullanan TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca ve Katip Üye Sibel Suiçmez’i kınıyor, haklarında Anayasa ve İçtüzük’ten kaynaklanan yetkilerimi kullanacağımı beyan ediyorum” demişti.
Hafta başladı, Meclis’i “sırası gelen” AK Partili Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ yönetmeye başladı. (Aslında sıra vefat eden Önder’deydi, bu yüzden yeni görevlendirme yapıldı)
Gülizar Biçer Karaca’nın oturum yönetme takvimi ise gelecek yani 13 Mayıs haftasına işaret ediyor.
Yukarıdaki satırlar işin görünen kısmı. Arka planda neler olduğuna geçelim...
Meclis kulislerinden bu krizin bilinmeyen ayrıntılarını öğrendim.
Karar okunduktan sonra Meclis Başkanı Kurtulmuş, CHP’li Karaca’ya bir mektup yazarak yoğun bakımdaki Meclis Başkanvekili Önder’e saygısızlık yapıldığı yönünde satırlara yer vermiş.
Mektubun sonunda ise “Buna benzer uygulamaların yenilenmemesini ümit eden” bir uyarı cümlesi yer almış.
İkinci ayrıntı ise çok daha öncesine dair...
Atalay konusunun belirsiz olduğu günlerden.
Sırrı Süreyya Önder, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a hitaben bir dilekçe kaleme alarak “Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararı” kendi oturum sırasına geldiği takdirde bunu okumayacağını ifade etmiş.
Yani Önder de tıpkı Karaca gibi Atalay lehine bir karardan taraf, aleyhindeki karara karşıt olduğunu uzun zaman önce bildirmiş.
Şimdi yeni dönemde kritik birkaç soru var:
1- Gülizar Biçer Karaca haftaya oturumu yönetebilecek mi?
2- CHP yeni dönemde (3 Haziran) Karaca’yı yeniden Başkanvekili olarak gösterecek mi?
İlk sorunun cevabı “evet” ise bu kriz, en azından oturum yönetme haliyle kısmen aşılmış sayılabilir. Yanıt “hayır” ise; CHP’li Karaca’nın üzeri bir nevi “geçici olarak” çizilmiş olacak.
“Hayır” yanıtı bizi ikinci sorunun kritik noktasına götürüyor.
AYM’nin Atalay lehine kararını Meclis’te okutan Karaca, partisinden yeni dönemde de görev alacak mı?
Alır ise Kurtulmuş, AK Parti, MHP ne diyecek?
Almaz ise bu durum nasıl anlaşılacak, nasıl karşılanacak?
Ya da diğer yönden... Kurtulmuş Meclis Başkanlığı makamına yeniden aday olacak mı?
CHP lideri Özel, “Numan Bey’e söylüyorum. Sakın bize savaş ilan etmeye kalkma. Savaş ilanı kabul ederim. Meclis Başkanvekilimi tehdit etme, savaş ilanı kabul ederim” demişti...
Bakalım Haziran itibarıyla Meclis Başkanlığı ve Başkanvekilliği seçim gündemi Meclis’e neler getirecek?
KÖŞENİN GÖZÜ
Burası Mileyha Kuş Cenneti...
Adında cennet var ama aslında çöp yığını ve molozlarla hatırlıyoruz.
Neyse ki; bir iyi haber aldık.
SÖZCÜ TV’den Gülnur Saydam’ın ısrarlı takip haberleri, TİP’li Hatay Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay’ın bürokratik çabaları ve kuş gözlemcisi Emin Yoğurtçuoğlu’nun çalışmaları bir çözüm getirmiş gibi...
Son olarak bölgenin AK Parti ve MHP milletvekilleri de Çevre Bakanı Murat Kurum’u ziyaret etti ve bakan bu konuya çok çözüm odaklı yaklaşarak gereğinin yapılmasını istedi.
Keşke orman, doğa, ağaç ve akarsularıyla ilgili itirazlarda bulunan her bölgemizin istekleri karşılansa...
Bu kadar maden ruhsatı verilmese...
Kirliliğe karşı girişilen bu çözüm tebriği, diğer alanlardaki ihlalller ise tepkiyi ve yeni çözüm beklentilerini beraberinde getiriyor.
KÖŞENİN SÖZÜ
“Rüzgar yoksa dalga da yoktur.” - Çin atasözü.