Aslında yeni bir tartışma değil, hem de iki yönden.

Bir defa, Kanal İstanbul 2011’den bu yana “çılgın proje” ön adıyla birlikte hayatımızda. Ara ara ısınıyor bazen soğumaya bırakılıyor. 

İkincisi, referandum ihtimalinin bir şehir özelinde belirmesi de eski. Gezi Parkı protestoları sırasında da bu ihtimal gündeme gelmişti. O günlerde muhalefetin İstanbul seçmeninde bulduğu karşılık çok daha az olmasına rağmen referandum resti çekilebilmiş ama iktidar tarafından karşılık bulmamıştı. 

Bugün yeniden raftan indirildiğini anladığımız Kanal İstanbul tartışmalarıyla sınanıyoruz. 

İBB seçimlerinin kaybeden adayı, bugünün Çevre Bakanı Murat Kurum “Bugün için gündemimizde yok” diyor. 

Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ise “Elbet yapılacak” notunu düşüyor. 

İşte bu çıkışların karşılığı CHP lideri Özel’den referandum restiyle geldi. 

İktidar, sandıkta çok daha güçlü olduğu ve belediyeyi elinde tuttuğu 2013 yılında dahi Gezi Parkı için referandum yapmamışken şimdi bu yola girer mi? İmkansıza yakın. 

Bir plebisit (halk oylaması) yapılarak İstanbullunun kendi kararını görmenin bir tehlikesi olmasa gerek...

En fazla proje rafa kalkar... 

Galiba bunun için çok geç.

Neden böyle söylediğimi, bizzat AK Parti’den aldığım bir kulisle izah edeyim. 

Konuştuğum kişi, projenin ilk açıklandığı yıllarda konuya vakıf bir bürokrattı. Şimdi ise iktidara mensup bir milletvekilinin uzaktan danışmanı...

“Bu kez cidden yapılacak mı yoksa yine bir süre tartışıp gündemden düşecek mi?” diye sorduğumda cevabını oldukça farklı verdi:

“Konuşulur olması, yapılmasından daha önemli. Hem içeride kullanışlı bir tartışma hem de ticari yönden albenisi yüksek bir proje. Gerçekten adım atılır ise ihalelerden oluşan bir deniz karşılayacak hepimizi, teklifler havada uçuşacak.”

Peki ya referandum... Hazır konuşuyoruz, bir ipucu da oradan alabileceğimi düşünerek sordum. 

“Referandum yapılmaz, yapılamaz. Bu ekonomik şartlarda projenin bir süre daha sürüncemede ama gündemde tutulması hedeflenir. Referandumda olası ters sonuç konuşulma ihtimalini de bitirir. Pazarlama kısmı sekteye uğrar. Kredi için avantajlı günler yeniden belirdiğinde zaten bu proje mutlaka ciddiyetle yapılmak istenecek” yorumunu yaptı. 

Anlaşılan iktidar, ekonominin biraz refaha kavuştuğu günlerde sadece seçimi değil çılgın projesini hayata geçirmeyi de hedefliyor. 

Kim bilir, belki hepsi aynı günlere denk düşer ve biz uzatmalı çılgın projeyi bir de ilk seçim gündeminde yeniden tartışırız. 

KÖŞENİN GÖZÜ

Adres: Saraçhane. 

Tarih: 1 Mayıs 2024.

Dün yüzlerce gözaltı ile geçirdiğimiz 1 Mayıs sonrası hatırlatmak gerek. 

Tam bir yıl önce mitingin adresi Saraçhane’ydi.

CHP uzun yıllar sonra Özel liderliğinde birinci parti olduktan ve İmamoğlu yeniden belediye başkanı seçildikten 30 gün sonra emekçiler Saraçhane’deki İBB merkez binası önüne gelmiş ve taleplerini haykırmışlardı. 

O gün de Saraçhane su kemerini aşıp Taksim’e yürümek isteyen yüzlerce kişi gözaltına alınmıştı. 

Bir yılda ne değişti, ne değişmedi...

Hatırlamak iyidir. 

KÖŞENİN SÖZÜ

“Korkak olduğunu bilmeyen herkes cesurdur.” - Alman atasözü