Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu dün altıncı toplantısını yaptı.

Bütün Türkiye, geçtiğimiz haftadan beri dördüncü toplantıda protez gözünü çıkarıp masaya koyan gazimizi konuşuyor.

Meclis’teki komisyona gelen Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı Genel Başkanı Lokman Aylar, protez gözünü çıkarıp konuşmuştu:

“Bu topraklarda yaşamanın bedeli için bir böbreğimi ve bir gözümü kaybettim. 30 yıldır bu gözle yaşıyorum, bakın gözümü elime alıyorum. Terörün bitmesini istiyoruz ama devletimizin birliğine kastetmiş terör örgütü üyelerinin, elini kolunu sallayarak ülkemizde gezmesi de bizleri derinden üzer.”

★★★

Beni, sizi etkiledi o konuşmalar...

Peki; DEM’li Pervin Buldan’ı etkiledi mi?

Masanın üzerindeki o göz, Pervin Hanım’ı ve diğerlerini, Ankara’da barış güvercinini, Hakkari’de zafer kazanmış komutanı oynamaktan alıkoyacak mı?

Hiç sanmıyorum...

Halkımızın büyük bir bölümü de benim gibi düşünüyor olmalı ki, o gözün masaya konduğu andan itibaren, İmralı Heyeti’nin gedikli üyesi Pervin Buldan’ın üç ay önce Hakkari’de toplanan partililere yaptığı konuşmanın videosu dönmeye başladı yeniden...

İşte; Pervin Buldan’ın üç ay önce Hakkari’de halka hitap ederken söylediği o sözler:

“Geçmiş olsun diyoruz. Geçmiş olsun AKP’ye... Kürtler statüsünü elde etti artık. Suriye’de elde edilen statü, çok yakında Türkiye’de de Kürt halkının mücadelesiyle elde edilecektir. Kandil’deki dostlarımız, arkadaşlarımız, kardeşlerimiz, yoldaşlarımız Türkiye’ye gelmelidir. Türkiye’de siyaset yapmalıdır. Sayın Karayılan, Sayın Bayık, Sayın Ak bu insanlar dağlarda...”

★★★

Bir yanda masadaki göz...

Diğer yanda insanı deliye döndüren söz!

Siz politikacılara inanmayın...

Hepsi kandırıyor bizi...

Pervin Hanım’ın Kandil’deki dostları, arkadaşları, kardeşleri yoldaşları; yani “Gelip siyaset yapsınlar” dediği o katiller var ya... Binlerce insanın kanı var ellerinde!

Sırf birileri istedi diye, masadaki göz unutmaz onları...

O göze göre “sayın” değil “hayın”dır hepsi!

Mahkeme kurulup, hesap kesilmedikçe de...

O göz, o “hayın”ların peşini bırakmayacaktır!

Göbek meselesi!

Konya Meram Devlet Hastanesi’nde genç bir hasta, giydiği crop tişört nedeniyle muayene edilmedi. Olay, göz muayenesi için Konya Meram Devlet Hastanesi’ne giden genç bir kızın başına geldi.

Dinci İHH Vakfı’nın Konya İl Başkanı da olan Dr. Hasan Hüseyin Uysal muayene olmak isteyen genç kızı, giydiği crop (göbeği açık) tişört nedeniyle “Kendini teşhir eden çıplakları muayene etmiyorum” diyerek odasından kovmaya çalıştı.

Adam doktor...

Yani; işi insan vücudu!

Uzmanlık alanı ise göz...

Ama hastasının gözüne değil göbeğine odaklandığı için dünya tıp tarihine geçecek böyle bir olaya imza attı.

Hekimlik andı açık:

“Görevimle hastam arasına; yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, ırk, cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin girmesine izin vermeyeceğime onurum üzerine ant içerim.”

★★★

Yeminine ihanet eden bu adamın meslekten ihraç edilmesini duyacağım anı iple çekiyorum.

GÜNÜN SORUSU

ABD’nin Suriye ile Lübnan Özel Temsilcisi ve Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack, Lübnan’da kendisine soru sormaya çalışan gazetecileri “hayvan”a benzetmiş...

Ona “Aynaya bak” falan demeyeceğim; çünkü hayvanları seviyorum. Sorum basit:

Kafayı mı yedin?

Ulaşılamayanlar!

Kaçak pırlanta soruşturması kapsamında, Kapalıçarşı’da 23 iş yerine operasyon düzenlendi 40 kişi gözaltına alındı. 1 milyar 250 milyon liralık mücevhere el konuldu.

Ne güzel...

Olur böyle vakalar, Türk polisi yakalar...

Yakalar da...

Kimi kaçakçıları mahkemeye bile çıkaramaz.

★★★

Sözünü ettiğim kaçakçıların uzmanlık alanı da altın, pırlanta, değerli taş gibi konular...

Çantalar dolusu “mal”la yakalandılar ama...

Olay kapatıldı!

Bu kişiler AKP ve MHP milletvekilleriydi.

Hava alanlarının VIP kapısını kullanarak onlarca kez Dubai’ye gidip geldiler.

Arama yapılamadığı için kilolarca altını, pırlantayı yurda soktular. Yakalandılar...

Partilerinden istifa ettiler ama vekilliğe devam ediyorlar.

Şimdi iş kahraman savcılara düşüyor. Bu vekillerin dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke hazırlayıp Meclis Başkanlığı’na göndermeleri gerekiyor.

Ama olmuyor... Sokakta slogan atan gençleri zindana atmaya benzemiyor bu işler!

★★★

Peki; dün yakalananlar kim?

Birkaç gariban...

Onların Meclis’teki ağabalarına ise...

Ulaşılamıyor!