İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta bir şafak operasyonuyla evinden alınıp, tutuklandığından bu yana eylemler sürüyor.

Cumartesi günü CHP lideri Özgür Özel’in ifadesiyle 2.2 milyon insan Maltepe’de bir araya geldi. 2.2 milyon insan bir aradaydı ve hiçbir olay çıkmadı.

Gençler, yaşlılar, çocuklar, beyaz yakalılar, işçiler, hemen her partiden seçmenler ve hatta bir politik aidiyeti olmayanlar...

Bir aradaydı...

Önce Ekrem İmamoğlu’nun annesi Havva İmamoğlu çıktı sahneye. “Her şey çok güzel olacak. Oğlum devlete hizmet ediyor. Bütün halkını seviyor, halk onu seviyor. Teşekkür ediyorum oğlum benim. Canım oğlum çalışkan oğlum” deyiverdi.

Anneydi o...

Gözleri dolu dolu ama evladının 2.2 milyonu bir araya getirecek kadar haklı bulunduğunu görmenin kıvancıyla sahnedeydi. O kadar doğaldı ki... Çocukluğumun bir bölümü Karadeniz’de geçti. Tam bir Karadeniz kadınıydı Havva Ana. İzlerken etrafımdaki herkesin ifadesine dikkat kesildim. Dudaklar titredi, burunlar sızladı, fark ettim.

★★★

Üniversiteler 27 Mart günü İstanbul Şişli’deki Cevahir AVM önünde toplandı. Öğrencilere polis müdahale etti, çok sayıda öğrenci gözaltına alındı. Gözaltına alınan öğrenciler emniyetteki işlemlerin ardından savcılığa sevk edildi. Öğrencilerin aileleri Çağlayan Adliyesi önünde çocuklarını görebilmek için beklemeye başladı. Bir anne çocuğuna, “Oğlum. Gel. Hadi yavrum. Sıra sana gelmedi mi yavrum? Perşembe geçti. Cuma geçti. Neredesin oğlum” diye seslenirken ya da İstanbul’da tutuklanan 18 yaşındaki oğluna “Dik dur oğlum, arkandayız. Sen kimsenin malına, mülküne el koymadın. Kara para aklamadın. Hırsızlık yapmadın. Hakkını aradın annem” derken yine aynı şeyi hissettik.

★★★

Mahir Polat...

Aynı soruşturmalar kapsamında tutuklandı.

İstanbul Miras’a kısa sürede imzasını atan, gençlere kültürümüzü tanımaları, onu yaşamaları için kapıları açan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat İmamoğlu’yla birlikte tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Birçok rahatsızlığı bulunan Polat’ın ambulansla hastaneye kaldırıldığını yayın sırasında öğrendik. Mehmet Akif Kalp Damar Yoğun Bakım üniversitesinde yoğun bakım, sonra anjiyoya alındı.

★★★

Milyonlar, hak/hukuk/adalet talebiyle meydanları dolduruyor.

Vicdanlar rahat değil.

Geçim derdini bile bir kenara koydu insanlar.

Tam da bu sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla 10 hükümlünün cezası affedildi ancak bu 10 ismin arasında Hizbullah davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan iki isim de vardı.

Şehmus Alpsoy ve Hamit Çöklü...

Hizbullah davasında ‘Anayasal düzeni zorla ortadan kaldırmak’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezası almışlardı.

Kalan cezaları, Erdoğan’ın imzasıyla sürekli hastalık gerekçesiyle affedildi.

Erdoğan bu iki isim ile birlikte toplam on hükümlünün cezasını kaldırdı. Kararlar, Resmi Gazete’de yayımlandı. 

Oh ne âlâ memleket!

Cem Yılmaz dayanışmak zorunda mı?

Şarkıcı Atilla Taş, X’te Cem Yılmaz’a şöyle dedi: “Ölü taklidine devam mı hocam?  Eğer değer görmek isterseniz, Cem Yılmaz’ın bozuk masa lambası olun!”

Cem Yılmaz, Taş’a ve kendisinden bir tepki göstermesini bekleyenlere şöyle yazdı: “Yarın Bayram! Herkese iyi bayramlar dilerim. Günlük siyaseti bırakalı yıllar oldu, hani işini yap bırak siyaseti denen siyasetten söz ediyorum. Ama memleketimizde son 15-20 yıldır siyaset, millete hizmet yarışından ziyade, birbirini kökten yok etme, aşağılama, yıldırma ile yapılır oldu. Ülkenin normali kalmadı. Yağmur yağsa, sana mı yağıyor ulan bana yağıyor kavgası yapılıyor. Benim bildiğim ramazanda kalabalığa bi iyilik gelirdi, o da yıllardır yok ortada.

Yarın bayram. Dileğim alanlara çıkan onca insana kulak verilmesi ve devletin millete yasalarda yeminlerde söylendiği gibi hizmet etmesidir. Bir iki merkep meşrepe de bilgi; benim menajerim yok, hiç olmadı. 30 senedir vergi mükellefiyim, maliye bir kapıdan plaket veriyor diğer kapıdan defterine bi daha bakıcaz diyor 20 senedir. Sorun yok keşke herkese bakılsa. Ben canım ne zaman isterse paylaşım yaparım. Benim zihnimde sokaktaki vatandaştan farkım, ayrıcalığım yoktur. Olsa olsa Pikaçu’ya gülmeyecek kadar dertli olabilirim. Gidişattan memnun değilim. Serseri mayın gibi ağzıma geleni söylememi isteyen deliler de dahil hakkını isteyen herkese hakkının verilmesini istiyorum. Beni boykot etmek istiyorsanız küçük bir bilgi; ben bir şey satmıyorum sevgili kardeşim. Ben sen kazan istiyorum. Gençleri sal abi, gerçekten gerek yok. Bayram yarın.”

Daha sonra da “Sen giderken ben dönüyordum” diyerek “Her şey çok güzel Olacak” filminin afişini paylaştı.

Cevap, Şahan Gökbakar’dan geldi. “Asıl sen giderken onlar dönüyordu” diye.

Bir fotoğraf paylaştı, Tarık Akan, Semra Özdamar ve Müjdat Gezen eylemdeydi.

★★★

Cem Yılmaz, 2021’de Rüstem Batum’un YouTube kanalında yayınladığı programına katılmış, Kavala ve Demirtaş’ın durumuyla ilgili düşüncesi sorulunca şunları söylemişti: “Evrensel standartlarda, bir ülkede böyle şeylerin olmaması gerektiğini düşünüyorum. Başka ne düşüneyim. Çünkü elimde gerçekten dediğin gibi en yalın haliyle, evinde oturan bir vatandaş olarak, kim olduğu, ne olduğu bilinen, ne yaptığı bilinen bir insanın böyle gizemli bir suçu varmış gibi gösterilmesini biz oturduğumuz evden anlayamıyoruz. Doğrusu bu” demiş, günlerce linç yemişti.

Kimine göre korktu, köşesine çekildi.

Kimine göre ‘sermayen varsa susarsın’.

Hepsi olabilir, hiçbiri olmayabilir.

Tepkilerini paylaşan, dayanışmayı büyütenlere saygımız büyük. Ancak bir tweet atsaydı ne değişecekti? Cem Yılmaz tweet atmadı diye, herkes evine mi döndü? Sesi içine mi kaçtı?

Kimin canı, ne istiyorsa onu yapsın bırakın. Dayanışmak isteyenler kol kola girsin, sessiz köşesinde oturmak isteyenler otursun.

Bunlar zorla olacak işler değil, gönüllülük esastır.

★★★

Ve Tarkan...

Ne doğru düzgün röportaj verir, ne demeç.

Ama söz konusu toplumsal duyarlılıklarsa bazen adını koymadan bir şarkıyla verir desteğini, bazen Kaz Dağları’ndan seslenir...

Bir tweet ile dayanıştı bu sefer: “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Bugün bu sözün anlamını daha derinden hissediyoruz. Günlerdir her kesimden insanın, en temel hakları olan demokrasi ve adalet için omuz omuza verdiğini görmek, ülkem adına bana umut veriyor. Bayram arifesinde en büyük dileğim ise masum çocukların ve gençlerin serbest bırakılıp, özgürlüğüne kavuşması.”

Öyle boşuna megastar olunmuyor yani...