İstanbul Ticaret Odası Gayrimenkul Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Hakan Akdoğan hepimizi uyarmış:

“Konut fiyatları reel olarak düştü. Bu 2025’in Nisan ayına kadar sürecek... Daha sonra mevduat faizleri ve konut kredileri düşecek. Parası olan da yeniden emlak almaya başlayacak. Konut almak için acele edin!”

★★★

Beyefendinin iyi niyetinden kuşku duysam, “Bizimle dalga mı geçiyor?” derdim...

Bu ülkede yaşayanların yüzde 80’i pazardan karnabaharı zor alıyor; o, “Koşun ev alın” demeye getiriyor!

Alalım da... Hangi parayla?

Hakan Bey’e haksızlık etmeyeyim; o aslında bize yapmıyor bu çağrıyı...

Paradan para kazananlara yapıyor.

Evi “barınma yeri” olarak değil de “yatırım aracı” olarak görenleri uyarıyor!

★★★

Daha önce 12punto.com.tr’de de yazdım; kimse düş görmesin: Bu ülkede “ortalamanın üstü bir geliri” olanların bile, para biriktirerek ev sahibi olma devri çoktan bitti.

Çünkü en üst gelir gruplarında yaşayanlar, sırf yatırım amacıyla onlarca hatta yüzlerce konut sahibi oluyor.

Onların konutu yatırım aracı olarak görmesi, konut fiyatlarını özellikle büyük şehirlerde akıl almaz rakamlara yükseltiyor.

Bu yüzden de halkımızın yüzde 80’i artık ev sahibi olmayı hayal bile edemiyor.

★★★

Biliyorum; bu yazı “tuzu kuru” olan birilerini kızdıracak...

Ama “barınma hakkının temel bir insan hakkı” olduğuna inanan biri olarak, bu çarpık düzene artık bir son verilmesi gerektiğine inanıyorum.

Bunun da yolu belli:

Konut, bir yatırım aracı olmaktan çıkarılmalı...

Her bireyin “iki ya da en fazla üç konut tapusu”ndan daha fazlasına sahip olması kanunen yasaklanmalı.

Bunun için tüm konut sahiplerine beş yıllık bir “geçiş süresi” verilmeli.

Ve elbette yabancılara konut satışı zorlaştırılmalı!

★★★

Bazılarınız diyecek ki, “Servet düşmanlığı mı yapıyorsun?”

Hayır...

İstediğiniz kadar servet sahibi olabilirsiniz, bize ne?

Gidin; paranızı üçe, beşe katlayacak başka bir yatırım aracı bulun!

Üretim yapmayı deneyin örneğin...

Ticarete atılın!

Ama bizim barınma hakkımızla oynamayın!

Sizin beş, on, yirmi hatta yüzlerce müstakil ev, köşk, yalı, daire ve dükkan sahibi olma hırsınız yüzünden emlak fiyatları kontrol edilemez şekilde artıyor. Siz “aşırı zenginler” konut almak için birbirinizle yarışırken, biz başımızı sokacak baraka bile bulamıyoruz.

★★★

Sakın birileri çıkıp bana “Böyle bir şey hukuka aykırı” falan demesin...

Nasıl ki iktidar “Üst üste iki yıl ekilmeyen tarlalara el koyma ve birilerine kira adı altında peşkeş çekme hakkı”nı kendinde buluyorsa, benim dediğim de bal gibi olur.

Barınma hakkı, insanın en önemli hakkıdır ve asla bazı spekülatörlerin inrsafına terk edilemez.

Bu nasıl hesap?

Kiralara gelince yıllık enflasyon yüzde 60, emekli maaş artışlarına gelince yüzde 40...

Diyorlar ki, “Emeklilere zaten temmuz ayında yüzde 20 zam yapıldı. Şimdi en fazla bir yüzde 20-25 daha yapılacak, o kadar!”

Gerçekten bu hesabı anlamıyorum.

Kiramız yüzde 60, alacağımız maaş yüzde 20 artıyor; ikisinin de dayanağı sözüm ona enflasyon!

★★★

Bu kadarını Sülün Osman bile beceremedi!

GÜNÜN SORUSU

Tuzla’da yedi yaşındaki bir çocuğu önce yumruklayan, sonra da yere fırlatan yaratığa mahkeme tarafından sadece 1 yıl 6 ay ceza verilmiş... Hakim, sanığın aynı suçu bir daha işlemeyeceğine kanaat getirdiği için cezayı ertelemiş... Sorum o Hakim’e:

Peki ya aynı suçu yeniden işlerse... O zaman senin cezan ne olacak Hakim Bey?

‘Kara leke’ olur!

Bahçeli’nin çağrısı üzerine terörist başı Apo’yla görüşmek üzere İmralı’ya gidecek heyette Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’in de olacağı söyleniyor.

Meclis Başkanvekilliği, kamusal bir görevdir.

Başkanvekilleri sadece kendilerini ve partilerini değil, Meclis’in tamamını da temsil eder.

Bu yüzden önceki yıllarda Ada’ya giden heyette defalarca yer almış olsa da Sırrı Süreyya Önder’in bu heyette yer alması bana göre kesinlikle doğru değil.

İlla gitmek istiyorsa, Başkanvekilliği görevini bıraksın, sıradan bir DEM Milletvekili olarak gitsin.

Aksi halde Atatürk’ün kurduğu Yüce Meclis, idamdan anayasa değişikliğiyle kurtulan bir bebek katiliyle “kurumsal olarak” ilişkiye geçmiş olur.

Bu da Meclis’in 104 yıllık tarihine “kocaman bir kara leke” olarak geçer!

MAYDANOZ

İşkenceciler eskiden insanlara elektrik veriyordu...

Şimdi elektrik faturası veriyorlar! (İ.L.)