Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un son demeci, af tartışmasını yeniden alevlendirmiş görünüyor. İnsanlar haliyle bu durumu İmralı süreci ile bağdaştırıyor. 

Önce Tunç’un cümlelerine mercek tutalım:

“Kovid yasasından faydalanamayan bazı mahkûmlar cezaevinde kalmaya devam etti. Ancak suç tarihleri nedeniyle bazı hükümlüler bu düzenlemeden yararlanamazken, daha sonra suç işleyenler yararlanabildi. Bu konuda mağduriyet iddiaları var. TBMM’nin takdirine bağlı olarak, eşitlik ilkesi çerçevesinde bir düzenleme yapılabilir ama bu kesinlikle bir af değil.”

Bu sözler tek başına bir şey ifade etmiyor olabilir. O halde Cumhur İttifakı’nın paydaşından gelen açıklamalarla birlikte bakalım. 

MHP’li Feti Yıldız daha birkaç hafta önce ne söylemişti? Hatırlatayım:

“Hapis cezasının infazı, mahkûmun hayatı için kesin bir tehlike teşkil ediyorsa, iyileşinceye kadar infazın geri bırakılması tartışma konusu olmamalıdır. İnsan Hakları Sözleşmelerinde ve Anayasamızın 17. maddesinde belirtildiği üzere; “her insan doğuştan gelen yaşama hakkına sahiptir. Devlet bu hakka saygı göstermekle yükümlü, etkin olarak korumakla görevlidir. Hükümlü ve tutuklular ile gözaltına alınan kişiler bakımından yaşama hakkı özel bir öneme sahiptir. Çünkü, bu kişiler devletin denetimi ve gözetimi altındadır.”

Sizce gelen “şey” ne? 

İmralı meselesinde olduğu gibi adı konulmasın diye özel bir uğraş var gibi görünüyor.

Af değil, düzenleme. Süreç değil, yeni pencere. Peki.

Bu “kısmi af” işinin detayları yakında netleşecek, en azından bunu söylemiş olayım. 

Çünkü AK Parti’nin içerisinden aldığım bilgiler hazırlıkların olduğu yönünde. 

“Pandemi döneminde uygulanan, açık cezaevlerindeki hükümlülerin kalan cezalarını dışarıda denetimli serbestlikle tamamlamalarına olanak veren imkan tekrar başlayacak ve bu kez basit suçları içeren mükerrer suçlar da bu imkana dahil edilecek” deniyor. 

Birkaç haftaya duyacaklarımızın kısa özeti gibi bir kulis...

İmamoğlu’nun talebi kabul görürse

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili 27 Ocak’taki basın toplantısında, davalarda görevli bilirkişiyi hedef gösterdiği iddiasıyla iddianame düzenlenmişti.

İmamoğlu’nun şikayeti üzerine İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu, bilirkişi S.B. hakkında disiplin soruşturması başlattı. 

İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat’la konuştum, “Bilirkişilik sicilinden ve listesinden çıkarılması için yaptırım talebimiz var. Şikayetimiz üzerine soruşturma kararı alınmış” dedi. 

“Bilirkişiliği sonlandırılırsa bahse konu davalar etkilenecek mi?” sorusuna Polat, “Muhakkak etkilenir” yanıtını verdi.

Belli ki başka başvuruları da olacak. 

Disiplin soruşturması bitince ihtimalleri konuşabiliriz. 

KÖŞENİN GÖZÜ

Tarih: 12 Şubat 2017.

Adres: Atatürk Havalimanı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Körfez ülkelerini ziyareti öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlamış ve 16 Nisan’da yapılacak referandumda anayasa değişikliğine “hayır” diyenlerin 15 Temmuz darbe girişiminin yanında yer alanlar olduğunu söylemişti.

Şimdi olası referandumda bakalım hangi kıyasa şahit olacağız...

KÖŞENİN SÖZÜ

“Özgürlükler genelde aniden değil, yavaş yavaş yitirilir.” - Bülent Ecevit.