Güzel Türkiye’mizde bir süre öncesine kadar her şeyimiz vardı. Fabrikalarımız, bankalarımız, limanlarımız, şirketlerimiz, neredeyse hepsi satıldı... Ekonomimiz çöktü, yoksulluk derinleşti.
Takvim yaprakları hızla dökülüyor. Şimdi yılın son ayındayız.
İşçiler, memurlar, emekliler, dul ve yetimler 2025 yılını umutla bekliyor.
Yeni yılda maaşlara yapılacak zamla biraz olsun rahatlayacaklarını umuyorlar... Fakat...
Konuşulan rakamlara sadece “Sadaka zammı” denir. Artış yüzde 15, yüzde 20 olacakmış, yüzde 25 de olabilirmiş filan... Herkes bir rakam sallıyor.
Her fedakârlığı vatandaştan bekleyen iktidarın kafası karışık... Yüzde kaç zam yapılacağına karar veremiyor...
Peki, vatandaş ne istiyor?
Enflasyonun hâlâ doludizgin koştuğu bu dönemde insanlar asgari ücrete de, emekli maaşlarına da yüzde 100 zam yapılması gerektiğini düşünüyor.
TÜİK’in açıkladığı yıllık yüzde 47.09’luk enflasyona kimse inanmıyor! Devlet kuruluşuna inanmayan insanlar, bağımsız bir kuruluş olan ENAG’ın açıkladığı yüzde 86.76’lık enflasyon rakamına inanıyor. Çünkü çarşıda-pazarda gerçek enflasyonu bizzat yaşıyorlar!
Fedakarlık yalnızca vatandaştan beklenirse, bu onlara zulüm olur!