Dün bizim beldenin kahvesinde Bahçedere’den Osman amcayla karşılaştım.
Allah uzun ömür versin; 86 yaşında... Ama önüne top yuvarla, 90’a takar; öyle zinde... Zeytinlerini hâlâ kendisi topluyor, hem de 6-7 metrelik ağacın tepesinde sırık sallayarak...
Kendisinden 40 yaş küçük bir kadınla evlendi iki yıl önce... Karılarının birincisi sizlere ömür, ikincisi baba evine kaçmış!
Dediğine göre yaşlanmış zaten...
★★★
Ayda bir gün bizim buralara gelir Osman amca; kuyumcuya...
Pazarcı esnafına sattığı yumurtaların parasını altına çevirir.
Biz de ona, “Desene Osman emmi, senin tavuklar altın yumurtluyor” diye takılırız.
“He, öyle valla” der, dişsiz ağzını açarak kahkahayla güler...
“Zeytinyağı” der sağlığının sırrını soranlara... Sonra da ekler, “Bi de... Kafaya takmaycaaaan!”
“Neyi kafaya takmaycan Osman emmi?”
“Heçbir şeyi... Hayat bir gün... O da bugün...”
★★★
Dün baktım sürekli gülen, etrafa neşe saçan Osman amcanın suratı asık... Selam verip oturdum masasına... İki oralet söyledi; bizim buralarda köylülerin milli içeceğidir!
Sonra yine sustu. Baktım çıtı çıkmıyor, “Hayırdır” dedim, “Midilli’de kayığın mı battı? Neyin var?”
“Neyim olcek? Hırkızı düşünüyom.”
“Ne hırkızı?”
“Altın hırkızı!”
“Hoppala altınlarını mı çaldılar? Kim çaldı?”
“Bilmiyom ki... İşte ben de onu düşünüyom. Kim çalıyo benim altınları...”
★★★
Konuştukça ortaya çıktı:
“Yumurtadan kazandığım parayla her ay iki tam cumhuriyet altını alıyom... Ne olur, ne olmaz diye! En son yılbaşında iki ‘tam’a 38 bin 602 lira saymışım... Bak burada yazıyor. Tanesi 19 bin 301 liraymış...”
“Eeee?”
“Bugün yine iki ‘tam’ aldım. Tanesi olmuş mu 30 bin 793 lira... İkisine 61 bin 500 lira verdim Kuyumcu Musdıfa’ya...”
“Yok ya?”
“Var ya... Sen gelmeden bizim gayvecinin çırağına hesaplatıverdim, ne kadar artmış diye...”
“Eeee? Ne kadar artmış?”
“Yüzde 37...”
Sonra şapkasını çıkardı, kel kafasını kaşıdı... Gözümün içine bakarak sordu:
“Sen okumuş adamsın... De bakalım, sekiz ayda benim 100 altınımın 37’sini kim çaldı?”
★★★
Zor soru, çıkamadım işin içinden...
Sessizliği bozmak için “CHP” dedim, “Onlar çalmıştır...”
Güleceğine daha da bozuldu, “De git alla sen... Benim derdim boyumu aşmış, sen gafa buluyon?”
Üzerinde “GOLF” yazan genç işi beyaz şapkasını başına geçirdi, ayağa kalktı, masaya bir tane 100’lük banknot bırakıp gitti.
Giderken hâlâ söyleniyordu:
“Kim çalıyo ulen bizim altınları?”
Nereye sürülecekler?
Dünün bana göre en sürpriz gelişmesi, 27 Şubat’ta gözaltına alınan, 3 Mart’tan bu yana da yolsuzluk iddiasıyla tutuklu bulunan Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in tahliye edilmesiydi.
Hem de kendisiyle birlikte yargılanan 25 sanıkla birlikte...
Dünkü duruşmada savcılık Köseler’in toplam 17 yıl 6 aydan, 67 yıl 3 aya kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.
Mahkeme heyeti ise tüm sanıkların tahliye edilmesine karar verdi.
★★★
Bu dönemde böylesine özgürce karar veren ve adalet duygusunu yeniden bu ülkenin yurttaşlarına hissettiren mahkeme heyetine teşekkür ediyor; bu karardan sonra nereye sürüleceklerini ise merakla bekliyorum!
CHP bombacısı!
CHP İstanbul İl Yönetimi’ne kayyum olarak atanan Gürsel Tekin’e en yakın isimlerin başında Barış Yarkadaş geliyor.
O kadar yakın ki Barış’ı CHP’den milletvekili seçtiren de bizzat Gürsel Tekin...
Bu arkadaşın yeni yönetimle arası yok... Kendisi fanatik bir Kemal Kılıçdaroğlu taraftarı.
Öyle ki tartışmalı kurultaydan önce, “Özgür Özel’in seçilme ihtimali yok. Seçilirse gazeteciliği bırakırım” bile demişti. Sonra bu sözünü yalamış, yandaş TGRT Haber’de ekranlara çıkıp CHP’yi “bombalamaya” devam etmişti.
CHP’nin ihraç talebiyle tedbirli olarak disiplin kuruluna sevk ettiği bu arkadaş, son olarak da Özgür Özel ve yönetiminin, yeni bir parti kurmak için hazırlıklara başladığını, hatta Ankara’da bina bile tuttuğunu öne sürmüş...
Çok merak ediyorum; acaba bu konuda da iddiaya girecek mi?
GÜNÜN SORUSU
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, yeni yayın döneminde yalan haber ve dezenformasyondan uzak durulması dileğinde bulunmuş... Sorum kendisine:
Bu güzel dileğiniz, 24 saat aralıksız olarak yalan ve yönlü haber yapan iktidar medyası için de geçerli mi; yoksa onların dışındakileri mi kapsıyor?