DEM Parti Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder’in başkanlığındaki heyetin, İmralı’da “bebek katili”yle yaptığı ikinci görüşmeden de de Devlet Bahçeli’nin beklediği “haber” çıkmadı.

Geçen hafta yaptığı açıklamada ne demişti Devlet Bey?

“DEM heyeti ile İmralı arasında yapılacak ikinci görüşme sonrası, PKK’nın örgütsel varlığının bittiği hiçbir şart ileri sürülmeksizin açıklanmalıdır. Kesin ve tavizsiz beklentimiz budur.”

★★★

Kesin ve tavizsiz...

Yani olmazsa olmaz!

İyi de; olmadı; şimdi ne olacak? Ne yapacaksınız?

Belli ki yıllardır içeride “çürümeye bırakılan” bebek katili, yeniden gündeme gelmekten, güç sahibi olmaktan memnun...

Bu yüzden de bu oyunu uzatabildiği kadar uzatmak istiyor.

Bahçeli’nin “Kesin ve tavizsiz beklentimiz budur” diye vurgulamasına rağmen, “Çalışmalarım devam etmektedir. Bu konudaki hazırlıklar tamamlandıktan sonra kamuoyuna gerekli açıklamalar yapılacaktır” diye yanıt veriyor...

Yani, “Yok öyle üç kuruşa beş köfte. Daha oturacağız,  konuşacağız, pazarlık edeceğiz” demek istiyor.

★★★

Daha birkaç gün önce, bebek katilinden, ikinci görüşme sonrasında PKK’nın bittiğini “kesin ve tavizsiz” bir şekilde açıklamasını beklediğini, aksi taktirde “Ya silahlarını gömecekler ya da kaçınılmaz sonla karşılaşacaklar” diyen Devlet Bahçeli, bakalım şimdi ne diyecek?

Tehdidini ciddiye almayan terörist başından medet ummaya devam mı edecek, yoksa “Senden gelecek hayır Allah’tan gelsin” diyerek zindanının kapısını bir daha açılmamak üzere suratına mı kapatacak?

Sahte demokrat!

Şamil Tayyar, kumpas davalarının sürdüğü yıllarda yandaş Star Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi’ydi.

FETÖ’cü savcıların hazırladığı ve yayınlanması yasak olan “hazırlık soruşturmaları”ndaki iddiaları “gerçekmiş” gibi yayınlayıp durdu.

Bu nedenle hakkında çok sayıda dava açıldı.

Fakat arkasında koskoca AKP iktidarı vardı; sahipsiz kalmazdı... Kalmadı da...

Hemen milletvekili yapıldı ve üç dönem üst üste seçilmesi sağlandı.

Ancak bir sure sonra parti içinde de kavgalara başladı. Çok sayıda isimle, “Ben Recep Tayyip Erdoğan’ı sizden daha fazla seviyorum ve düşünüyorum” kavgasına girdi.

Bunu, Erdoğan’la daha fazla yakınlaşmak için yaptığı söylendi. Fakat görev süresi bitince yeniden aday gösterilmedi.

Şimdi “x mesajı” atıyor ve “sudan çıkma ak kaşık ve doğrucu Davut” havalarına bürünüyor.

Böylece hem AKP’ye muhalif kesimlerin gözünde itibarını kurtardığını sanıyor; hem de parti içindeki rakipleriyle didişmeye devam etmiş oluyor.

★★★

Son olarak Kartalkaya’daki facia ile ilgili denetim sorumluluğunun CHP’li Bolu Belediyesi’nde değil, Turizm Bakanlığı’nda olduğunu söyleyerek dikkatleri çekti. Muhalif kanallarda kendisine övgüler yağdı.

★★★

Siz siz olun; inanmayın!

Duran saat misali günde iki kez doğruyu gösteriyor olabilir.

Bugünkü sahte demokrat tavırları, Ergenekon ve Balyoz’da yargılanan ve bu yüzden hastalanıp ölen, onur intiharında bulunan yurtseverlerin kanını, kaleminden silip atamaz!

GÜNÜN SORUSU

İYİ Parti eski Genel Başkanı Meral Akşener, saçlarını sarıya boyatmadan önce... Yani “Altılı Masa” günlerinde her fırsatta kendisini çarşıya-pazara atıyor, esnafın ve vatandaşların sorunlarını dinliyordu. Şimdi, o günlerde yerin dibine soktuğu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yardımcısı olacağı söyleniyor. Sorum kendisine:

Yine sokağa çıkacak mısınız?

Tam 32 yıl!

Hani bazı “isim”ler vardır; daha duyduğunuz ya da hatırladığınız anda gözleriniz yaşarır ya... Benim için bunlardan biri de Uğur Mumcu’dur...

Gazeteciliğiyle, mücadeleciğiyle, dünya görüşüyle “kahramanım”dı.

Hemşerimdi.

Henüz 17-18 yaşlarında bir genç adayıyken kendisine yazdığım “hayran mektubu”na yanıt vererek hayat yörüngemi belirleyen insandı.

Yanıt olarak gönderdiği mektupta aynen şöyle diyordu:

“Sevgili Mustafa... Türkçeyi kullanışından, yazım kuralları konusundaki titizliğinden etkilendim. Mutlaka gazetecilik oku genç kardeşim.”

O güne kadar hiç düşünmemiştim gazeteci olmayı. O andan sonra ise başka bir şey düşünemez oldum. Üniversite sınavlarında sadece gazetecilik yüksek okullarının isimlerini yazdım ve kazandım.

★★★

Bugün onun katledilmesinin üzerinden tam 32 yıl geçti.

Ve ben... Onunla ilgili şu kısa yazıyı yazarken bile ağlıyorum.