CHP peş peşe gelen yargı kararlarından sonra hem partiyi yönetilebilir tutmaya hem kayyuma teslim etmemeye hem de siyaset kotarmaya çalışıyor. 1.5 yıl önce seçim zaferiyle yerel seçimlerden çıkan bir parti, bugünlerde artık sadece kendisine gösterilen mahkeme koridorlarını arşınlamak zorunda bırakıldı.
İstanbul İl Başkanlığı üzerinden başlayan kayyum atamalarına karşı son hamle kurultayı yapmaktan geçiyor, bu açık. Lakin 15 Eylül tarihinde bir mutlak butlan kararı çıkar da Kılıçdaroğlu kayyum olarak gelirse ne olacak?
Başkent hattında şöyle bir iddiadan bahsediliyor:
“15 Eylül’de Kılıçdaroğlu’na görev verilirse, kurultay yapılmaz. 8-9 kentte delegelerle ilgili rüşvet iddiaları ortadayken, kayyum Kılıçdaroğlu kurultayı durdurma kararı aldırabilir. Tedbiren durdurma kararı verilmesi için mahkemeye başvurabilir.”
Fakat bu senaryoda epey açık var.
Bir defa; bu iddialarla verilmiş bir mahkeme kararı yok. Kararı bırakın, yetkilerini zora sokacak bir dava dahi yok. Kayyum atansa da görevi 21 Eylül’de bitmeli, tıpkı 24 Eylül’deki İstanbul kongresiyle kayyum Gürsel Tekin’in görevinin biteceği gibi.
YSK da kurultaya yeşil ışık yakmışken iş bitmiş gibi... Fakat... Yine de... Burası... Türkiye...
İzmir ve TUSAŞ
Ege’deki terör saldırısında IŞİD motivasyonu belirince akla ister istemez TUSAŞ saldırısı da geldi. Çözüm sürecinden sonra harekete geçirilen ve provokasyonu beraberinde getiren kimi hücrelerin varlığı aşikar. Bu PKK kanadında ve IŞİD kanadında olabiliyor.
TUSAŞ saldırısı, MHP lideri Bahçeli’nin Öcalan’a dönük çağrısının hemen ardından gelmişti.
Şimdi ise bir başka terör örgütünün motivasyonuyla polislerimiz şehit edildi.
Buradan çıkarılacak çok sonuç var. Çözüm sürecine karşıt unsurların harekete geçirilmesi dışında...
İlki, buradan alelade münferit bir saldırı yorumu yapılamaz. Belli ki terör örgütünün motivasyonuyla hareket eden bu saldırgan, yaşına rağmen hal ve hareketleri, silah kullanımı ve siper alımıyla bir eğitim döneminden geçmiş. Bu eğitim yüz yüze olmasa da uzaktan internet üzerinden verilmiş olmalı.
İkincisi çocuk yaştaki saldırganların artışı. Bu ister terör isterse suç şebekeleri üzerinden olsun... Artık yeni bir düzenleme ile suça sürüklenen çocuk algısından kurtulup 15-16 yaşlarındaki saldırganlara daha farklı yargı muamelesi gerektiği ortada.
Ama çözümün tabanı bu. Çözümün tavanında iktidar var, şiddet dili var, liyakatsizlik var, eğitimsizlik var, ekonomik kriz var, yetersizlik var.
KÖŞENİN GÖZÜ
Tarih: 22 Mayıs 2010, CHP kurultayı.
CHP’nin tek genel başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu, büyük coşku, teveccüh ve ilgiyle salona girerken...
Bir daha hayatı boyunca yapamayacağı kadar CHP’lileri umutlandırırken...
Ancak hatırlatmak istediğim bu ilgi değil.
O gün, bugünün kayyumu o günün İstanbul İl Başkanı olan Gürsel Tekin’in söyledikleri...
O günün gazetelerinden aynen alıntılıyorum:
Kemal Kılıçdaroğlu’nun direk Başbakan Erdoğan’ı hedef alan kurultay konuşması en yakınındaki isim olan Gürsel Tekin’i şoke etti. CHP Kurultayı’nı takip eden Taraf Gazetesi yazarı Elif Çakır, kurultay esnasında Radisson Otel’de yemek yerken yanına gelen CHP istanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’le görüştüğünü ve Tekin’in, Genel Başkan seçilen Kemal Kılıçdaroğlu’na, polemik içermeyen, iktidara muhalefet etmeyen bir konuşma metni hazırladıklarını ama bunun gece yarısı operasyonuyla değiştirildiğini söylediğini kaydetti. Çakır, Gürsel Tekin’in “CHP olarak bizim bu halka ne yapacağımızı anlatmamız gerekiyor. Şu anda bütün Türkiye bizi izliyor. Genel başkan olarak CHP’deki değişimi anlatması gerekiyordu. Biz böyle bir konuşma beklemiyorduk. Kesinlikle polemik ve iktidara muhalefet olmayacaktı. İstediğimiz ve ekip olarak hazırladığımız metin tamamen CHP’deki değişimi, yeni vizyonunu anlatan bir metindi. Ben de ilk defa şimdi dinliyorum.” dediğini ifade eden Çakır, CHP İstanbul İl Başkanı Tekin’in “Medya Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanlış yönlendiriyor” serzenişinde bulunduğunu da ifade etti.
KÖŞENİN SÖZÜ
“Koyma akıl, akıl olmaz.” - Anonim.