Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan dün yine üç kez “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde” dediği bir basın açıklaması yaptı...
Konu memur maaşlarına yapılacak zamdı.
Konuşmaya öyle başladı ki; memur sendikalarıyla anlaşma sağlandı sandık...
“Bugün 25 gün süren çalışmalarımız neticesinde 11 hizmet kolunun tamamında imzalarımızı attık” dedi...
Ne anlarsınız?
Bu iş bitti! İktidarın verdiği zam oranına, memurlar razı oldu...
Ama konuşma, şöyle devam etti:
“Oransal zamla ilgili olarak karar, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na ait olacaktır. Hakem Kurulu’nun vereceği karara hepimiz saygılı olacağız...”
Türkçesi ne bu sözlerin?
“Milyonlarca memur yine bir katakulliye kurban gitti!”
★★★
Bakan Bey diyor ki, “Oransal zamlar dışında kalan konularda büyük başarılara imza attık...”
Sanırsın 100 metre yarışmasında dünya şampiyonu oldu. Alt tarafı kıyafet yardımı gibi çerez konularda ağızlara bir parmak bal sürdü; o kadar!
Bir de üslubu öyle ki; sanki patronu değil de memurları temsil ediyor:
“Kazandık, sağladık...”
★★★
Bu açıklamayı canlı yayında izleyen herkes, konuşma bitince birbirine dönüp “Eeee, yani...” dedi...
Çünkü “imzalar atılmış” ama, zam oranı belli değil...
Kim belirleyecek bunu?
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu...
On bir kişilik bu Kurul’un yedi üyesi Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor:
Sayıştay Başkanı, Çalışma Bakan Yardımcısı, Hazine Bakan Yardımcısı, Çevre Şehircilik Bakan Yardımcısı, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkan Yardımcısı, bir iş hukuku profesörü, bir maliye profesörü...
Kurulda varlıkları hiçbir anlam taşımayan dört üye ise iktidara yakın Memur Sen’in başkan ve başkan yardımcısı, Türkiye Kamu Sen temsilcisi, KESK temsilcisi...
★★★
Yani sistemin adı toplu sözleşme ama kendisi bal gibi “Yersen” sistemi...
Yersen sendika...
Yersen toplu pazarlık...
Yersen anlaşmazlık...
Yersen direniş...
Yersen hakem kurulu...
Yersen demokrasi...
Sonuçta tıpkı asgari ücrette, emekli maaşlarında, işçi zamlarında olduğu gibi memur maaşlarına yapılacak artışlara da tek bir kişi karar veriyor...
“Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde...”
★★★
Vedat Işıkhan’a gelince...
Ondan bakan makan değil, olsa olsa ayakkabı mağazasına tezgahtar olur...
Ayağınıza iki numara küçük gelen ayakkabıyı bile size öyle bir kakalar ki, acıdan kıvranıp durursunuz!
Fena borulanmışız!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, Meclis’teki en çalışkan milletvekilleri sıralamasında kesinlikle ilk beşe girer...
Nerede bir hırsızlık, nerede bir yolsuzluk var üzerine gidiyor.
Sadece Zonguldak’ın ve madencilerin değil, tüm halkın vekili olmaya çalışıyor.
Vurduğu yerden de ses getiriyor.
Şimdi de Avrupa’ya giden Irak petrollerinin geçtiği Türkiye-Irak Ham Petrol Boru Hattı’ndaki usulsüzlükleri ortaya çıkarmış...
Diyor ki:
“AKP, 2014-2023 yılları arasında, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’yle anlaşarak, Irak Merkezi Hükümeti’nin onayı olmadan, bu boru hattından petrol taşıyıp, Ceyhan’dan Avrupa’ya yükleme yaptı. Bunun için, uluslararası tahkimde cezaya çarptırıldık. Karar da kesinleşti.
AKP’nin, anlaşmalara aykırı olarak taşıdığı ham petrol için Irak Bölgesel Kürt Yönetiminden 2 milyar 320 milyon dolar taşıma ücreti aldığını tespit ettik. Bu tutar önce, AKP hükümetinin Jersey Adası’nda kurduğu Turkish Energy Company (TEC) adlı şirkete transfer ediliyor. Ardından 904 milyon doları Türkiye’ye BOTAŞ’a aktarılıyor.
Geriye kalan 1 milyar 416 milyon dolara ise ne olduğu meçhul.
Bu para, adeta bir kara delik olan Jersey Adası’nda buharlaşıyor!
Ayrıca Uluslararası Tahkim Mahkemesi söz konusu ticaretle ilgili; Türkiye’nin uluslararası anlaşmalara aykırı olarak, fazladan 1 milyar 324 milyon dolar ham petrol taşıma ücreti aldığını tespit ediyor. Türkiye’nin bu tutardaki cezayı da Irak Merkezi Hükümeti’ne ödemesine hükmediyor.”
★★★
1 milyar 416 milyon dolar kayıp...
1 milyar 324 milyon dolar ise Irak Merkezi Hükümeti’ne ödenecek ceza...
Ne ediyor?
Tam 2 milyar 740 milyon dolar...
Güncel kurla 112 milyar Türk Lirası...
İktidar bu vahim iddiaya cevap veriyor mu?
★★★
Ben de ne komiğim değil mi?
Hah, hah, hah!
GÜNÜN SÖZÜ
2004 yılında en çok gelir vergisi veren 100 kişi “açıklanamamış...”
Çünkü bu listeye giren sadece 21 kişi, isimlerinin açıklanmasına izin vermiş... Diğer 79 kişi ise “gizli kalmayı” tercih etmiş... Sorum onlara:
Vergi vermek değil vermemek ayıptır. Neden saklanıyorsunuz ki?