BBC, 26 Nisan’da Yeni Suriye’nin Kamışlı özerk bölgesinde “Kürt Ulusal Konferansı” düzenlendiğini duyurdu! Türkiye’den de DEM katıldı.
PYD ve Barzani’nin güdümündeki ENKS’in öncülüğünde düzenlenen konferansın sonuç bildirgesi dikkat çekti.
Türkiye’de iktidar ve bileşenlerinden gelen tepkiler ise şaşırtıcıydı. PYD ve ENKS’in, KCK bileşenlerinin parçası olduğunu bilmemeleri mümkün müdür? Değildir!
Konferans sonuç bildirisinde, ‘Suriye Ulusal Alanı’ başlığında, Suriye’deki Kürtlerin anayasal olarak tanınması için Şam ile müzakere edecek bir heyetinin oluşturulması kararı yer aldı.
Federasyon ve eşit yurttaşlık talebi ile devam eden bildirgede, iki meclisli ve ademi merkeziyetçi bir rejim talebi ile devam etti.
Nüfus yoğunluğunu ve coğrafi alanı dikkate alarak mevcut idari yapının belirlenmesini istedi! Yani bir bölgede %51 çoğunluğu sağlayan hangi etnik ya da dinsel yapı varsa bulunduğu bölgeyi yönetsin deniyor.
Fıratnews’de yer alan habere göre Kürt Ulusal Alanı başlıklı bölüm daha netti. İlk olarak Kürt bölgelerinin federal bir Suriye çatısı altında bütünleşik bir siyasi ve idari birim olarak birleştirilmesi ifadesi yer aldı.
Kürtlerin asli unsur olarak yer alması, Kürtçenin resmi dil olması ve eğitim ve SGD’nin askeri güç olarak tanınması da yer aldı.
Bu talepler sadece Suriye’deki ayrılıkçı unsurların talebi değildir. Bu talepler KCK’nin talepleridir. Bu talepler Türkiye, Irak, Suriye ve İran’daki bölücü Kürt hareketlerin ortak talebidir.
Türkiye dahil bölgede KCK’nin silah bırakması konuşuluyor. Oysaki KCK silah bırakınca Türkiye dahil Suriye, Irak ve İran’ı parçalayarak dört parçalı bir devlet kurma ideolojisini bırakmış mı olacaklar?
İkisi aynı şey değildir...
Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar’ın, Diyarbakır Kayapınar ilçe başkanlığının olağanüstü kongresindeki konuşması da dikkat çekiciydi. Kamışlı’daki konferansı selamlayan Uçar, “Onlara buradan binlerce selam olsun. Kürt ulusal birliğini sağlamak Bakur’da da bizim sorumluluğumuz olsun” dedi.
Fıratnews’deki habere göre Uçar, halkların kendi kendini yönetebildiği bir sisteme ihtiyaç olduğunu vurguladı. “Değil iktidarın tekçiliği herkesin kendi kimliğiyle, inancıyla yaşayabildiği sisteme ihtiyacımız var. Elbette bu sistem var. Rovaja’da nasıl hayat bulduysa bu tarihi süreçte aynı modeli Türkiye’de yaşayan bütün halklarla birlikte inşa etme zorunluluğuyla karşı karşıyayız” dedi.
1 Mayıs’tan 19 Mayıs’a
Çocuklarına bırakacak mülkü olmayan ve emeği ile geçinenlere işçi denir. İster memur, ister AVM’de tezgahtar, isterse herhangi bir kurumda çalışıyor olsun fark etmez.
Bugün 1 Mayıs. Türkiye’de sadece devlette kadrolu çalışan emekçilere işçi deniyor. Oysaki okulda, hastanede, karakolda, tapuda, adliyede, AVM’de ve daha nice iş yerinde çalışan milyonlarca işçi var.
Aslında 1 Mayıs bağımsız ülkelerde kutlanır. Diğer ülkelerde ise ülkeyi bağımsız kılmak için mücadele günüdür. Ne yazık ki ne Türkiye bağımsız ne de 1 Mayıs’ta Türkiye’yi bağımsız kılmak için yürünüyor.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı yaklaşıyor. Türkiye’de Atatürk rejimi değiştirilmiş, bayramları da CHP başta olmak üzere Millet İttifakı bileşenlerinin belediyeleri kutlamaya çalışıyor.
19 Mayıs’ta en çok tartışılan, Vahdettin’in Mustafa Kemal Paşa’yı Samsun’a gönderdiği iddiasıdır. Her şeyden önce Mustafa Kemal Paşa, merkezi Sivas’ta olan 9. Ordu müfettişliğine gönderilmiştir!
Bölgeye, Türklerin Rumlara ve yer yer Ermenilere yaptığı baskıyı önlemek için gönderilmiştir! Görevi budur ve sözde asayişi bozan Türkleri engellemek için gönderilmiştir!
Görev bölgesi, Trabzon, Erzurum, Sivas, Van, Erzincan ve Samsun, Diyarbakır, Bitlis, Elâzığ, Ankara, Kastamonu, Kayseri ve Maraş’tı. Anlaşılacağı gibi Samsun’a gönderilmedi. Sivas’a gitmenin tek ve en kısa yolu deniz yoluydu ve Paşa da öyle yaptı.
Tüm bunlar Nutuk’ta yer almaktadır. İstanbul’dan çıkma fırsatını bulan Mustafa Kemal Paşa milli mücadeleyi başlatınca, İngiliz General Milne’nın talebi üzerine Vahdettin geri çağırmıştır. Mustafa Kemal Paşa dönmeyince de İstanbul hükümeti tarafından vatan haini ilan edilmiştir.
Bugün hala İngilizlerin, Türkler Rumları, Ermenileri katlediyor yalanının peşinden koşanlar var.
Hiç çekinmeden 19 Mayıs bayram değil Pontus Rum soykırımının başlangıcıdır diyebilmektedirler...