Ben bu yazıyı 27 Şubat 2025 Perşembe günü yazıyorum. Saat 15:00...

Haber kanallarındaki spiker arkadaşlar, İmralı’ya giden DEM Heyeti’nin saat 17:00’de Ada’dan döneceğini ve Öcalan’ın “PKK’yı feshetme” çağrısını açıklayacağını söylüyorlar.

Bölücübaşının çağrısı umrumda bile değil. Çünkü kendisi benim için “siyasi faaliyeti yasak olan bir idam mahkumu...”

Eminim milyonlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da benim gibi düşünüyor.

Bu nedenle ben size bu filmin kamera arkasını anlatacağım:

★★★

Bir: Terörle müzakere olmaz, mücadele olur. Hele hele bir devlet, bir terör örgütüyle “barış” görüşmesi falan yapamaz. Bunu yapanlar, mutlaka hesabını verir.

İki: Ada’ya giden DEM heyeti, bu görüşmelerden ısrarla “barış görüşmesi” olarak söz ediyor. Böylece, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni terör örgütü PKK ile aynı statüye indiriyor. Bu da görüşmeyi yapanlar ve izin verenler açısından ağır cezalık bir suçtur.

Üç: Bölücübaşı Apo, bu açıklamayla, “terör örgütü yöneticiliğini” halen sürdürdüğünü, örgütün üzerinde etkili ve yetkili olduğunu itiraf etmiş olmaktadır. Bu nedenle ölüm cezasına mahkum edildiği 29 Haziran 1999’dan sonra; örgütün işlemeye devam ettiği bütün suçlardan sorumludur ve ayrıca yargılanmalıdır.

Dört: Terör suçu, zaman aşımına uğramayan, affedilemez suçlardandır. Bu yüzden teslim olsalar bile terör örgütü yöneticilerinden ve elemanlarından, bugüne kadar işledikleri her cinayetin, sıktıkları her kurşunun, gasp ettikleri her kamu malının hesabı sorulmalıdır.

Beş: İktidarı oluşturan ve terörü bitirme bahanesiyle bu katili “ülkenin geleceği” konusunda söz hakkına sahipmiş gibi gösteren... Başta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olmak üzere herkes açıkça suç işlemektedir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “terör örgütüyle işbirliği” suçunu işleyen MHP hakkında hemen bir “kapatma davası” açması gerekmektedir.

★★★

Birilerinin “sahte barış güvercinliği”ne soyunmasına aldırmayın!

İktidar ortaklarının sırf olası bir anayasa değişikliğinde DEM’i yanlarına çekebilmek için vizyona soktukları bu filmi ciddiye almayın.

Çünkü bu daha birinci perde...

Yargı bağımsızlığının hayata geçirilmesi mümkün olursa, yukarıda sıraladığım beş madde, birilerinin “vatana ihanet” suçlamasıyla yargılanmasına neden olacak...

★★★

Bu arada CHP yöneticilerine de bir tavsiyem olacak:

İktidar ortaklarının sırf sizin yükselişinizden çekindikleri için attıkları bu yeme sazan gibi atlamayın.

Yukarıdaki beş maddeyi tekrar, tekrar okuyun!

GÜNÜN SORUSU

Sorum teröristbaşının çağrısıyla PKK’nın feshedileceğine inanan bazı saf liboşlara:

Teör örgütüne “bölge karakolu” rolü veren, milyarlarca dolarlık silah ve mühimmat gönderen ABD’nin ve Avrupa’ya uyuşturucu sevkiyatını bu örgüt üzerinden gerçekleştiren baronların bu işe ne diyeceklerini hiç düşündünüz mü?

Sırada kim var?

Esenyurt ve Beşiktaş belediye başkanlarından sonra Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’e de operasyon düzenlendi. Sabahın dördünde evinden yaka paça alınarak emniyete götürüldü.

CHP’nin yükselişi sürdükçe, bu siyasi davaların ardı arkası gelmeyecek. Şu anda hazırlık aşamasında olan soruşturmalar, hedefte Çekmeköy, Ataşehir ve Kartal belediye başkanlarının olduğunu gösteriyor.

Sonrasını Allah bilir!

CHP yönetiminin her belediye operasyonundan sonra bağırmak yerine çok daha etkili bir “direniş formülü” bulmasının vakti geldi de geçiyor!

Özür, erdemdir!

Özgür Özel, CHP Kurultayı’nın iptal
edilmesi için dava açan Lütfü Savaş ile ilgili soru soran meslektaşımıza, “Sizin nefesinize yazık oldu ama ben nefesime yazık etmeyeceğim” diyerek yanıt vermiş...

Yok; Özgür Bey, bu kadar basit değil!

Depremzede Hatay halkı, bu adamı, büyük yıkımın sorumlularından biri olarak gördü. Bu yüzden yeniden aday yapılmasına karşı çıktı; aldırmadınız!

Israrla arkasında durdunuz, yeniden aday yaptınız.

Sonuçta yüzde 99 olasılıkla kazanacağınız Hatay Belediye Başkanlığı’nı, bu yanlış tercih yüzünden AKP’ye kaptırdınız...

Şimdi diyorsunuz ki, “Lütfü Savaş hakkında konuşup nefesime yazık etmeyeceğim...”

★★★

Size yakışan, “Nefesime yazık” diyerek topu taca atacağınıza, çıkıp Hataylılardan ve CHP tabanından özür dilemektir.