BM Genel Sekreterliği döneminde Kofi Annan’a, özel danışmanlık da yapan Sachs, 4. Antalya Diplomasi Forumu’nda, gerçeği kararttı!

Suriye, Lübnan, Irak, Libya, Somali ve Sudan’daki savaşı ABD ve İsrail’in çıkardığını söyledi. Batı Şeria ve Gazze’deki katliamda da ABD ve İsrail’i suçladı. 

Sachs’ı eleştirenler, övenler oldu. Hatta ABD’ye laf söyledi diye, “Helal olsun” diyerek Amerika’yı yeniden keşfedenler de oldu! ABD ve İsrail ile ilgili söyledikleri kısmen doğru olsa da ABD emperyalizmine zarar verecek bir şey söylemedi.

Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi’ni ağzına hiç almadı! BOP diye bilinen ve 22 ülkenin rejimlerini ve sınırlarını değiştirme projesinden hiç söz etmedi. BOP eşbaşkanlığının ve İhvan’ın kıyısından geçmedi!

Sachs, ABD’nin dış politikasına karşı değil sadece yöntemlerine karşı birisidir! Türkiye’de ülkeleri parçalayan BOP görevlilerini konuşmadan sadece ABD ve İsrail’i konuşmak, ABD’yi güçlendirir...

KKTC’nin sonunu getiren Annan Planı!

Sachs, BM Genel Sekreterleri Kofi Annan ve Ban Ki-moon’un özel danışmanıydı! Bugün hala BM’de görev yapıyor. BM’nin finansını ABD’nin sağladığını bilmeyen de yok. Yani parayı veren düdüğü çalıyor!

Sachs eğer doğru adam olsa Kıbrıs’ta Annan Planı’na evet demezdi! O günlerde hiç sesi çıkmamış! BM Genel Sekreteri Annan 2002’de, Kıbrıs için bir çözüm plan hazırladıklarını açıkladı. Denktaş, ikili görüşmeler sonrası açıklayacaktı. Kofi Annan, adını taşıyan planı bile okumamıştı! Ne de olsa Sachs gibi danışmanları vardı!

Türkiye’de Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Gül ve KKTC Başbakanı Talat, Plan’ı destekliyordu. Cumhurbaşkanı Denktaş ise karşıydı. BM nezdinde, Ada’da tek devlet olarak tanınan GKRY de karşıydı! Gül, Türklerin “evet”, Rumların “hayır” demesi durumunda, KKTC’nin tanınması çalışmalarına başlayacaklarını ifade ediyordu.

Hatta Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev Biz tanırız” bile demişti! Oysaki Azerbaycan, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni (GKRY) 1991’de tanımıştı! Aliyev, o gün bugündür hala KKTC’yi tanımadı!

Annan Planı, Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti adında bir federasyon kurma planıydı. KKTC, eyalete dönüştürülecekti! 24 Nisan 2004’te referanduma gidildi. Türk kesimi %64,91 ile “Yes be annem”, Rum kesimi ise %75,38 ile “Hayır” demişti.

AB’nin “Gökten Avrolar yağacak” dediği, ABD’nin 30 milyon dolar harcadığı referandum sonuçları herkesi şaşırtmıştı!  Kıbrıs’a barış gelecekti neden “Hayır” diyorlardı!

Referandumdan bir hafta sonra da “Kıbrıs Cumhuriyeti” AB üyesi oldu. Çünkü referandum ile Kıbrıs tek devlet olmuştu!

2008 yılında KKTC Cumhurbaşkanı Talat, GKRY ile Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti ve KKTC’nin GKRY’e katılması konusunda, uzlaştıklarını açıklaması ise asla unutulmayacaktı!

Türkiye’de medya aracılığı ile plan hayata geçmedi, yalanı herkese yutturuldu! Oysaki Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti federasyonu, Annan Planı ile KKTC’de yasalaşmıştı! Plana bakın göreceksiniz! Gerçi 9 bin sayfa biraz zaman alabilir! Uygulamalar ise hemen başlamıştı.

Referandum sonrası, tabelada kolordu yazsa da Kıbrıs’ta, bir tabur Türk askeri dahi kalmayacaktı. Kalmadı da! Annan Planı’nın 8. Maddesine bakan herkes bu cümlenin teyidi olduğunu görecektir...

Oysaki Denktaş, Lozan’ı ve Türkiye’yi tehdit ettiği için “Hayır” dediğini haykırmıştı. Yunanistan Ege’deki adaları hangi gerekçe ile işgal edebiliyor sanıyorsunuz!

Ancak en önemli şeyi söylemeden olmaz! AB Türkiye’ye, “Gümrük Birliği’ni sürdürecek isen AB’ye yeni katılan 10 üyeyi de kapsayacak şekilde ‘Ankara Anlaşması’nı güncelleyeceksin’” dedi!

İktidar, 29 Temmuz 2005’te Ankara Anlaşması ek protokolünü imzaladı! Ek protokolde 10 üye içinde sözde Kıbrıs Cumhuriyeti de vardı!

Her ne kadar imzanın ardından Dışişleri Bakanlığı’nın yayınlandığı Kıbrıs Bildirisi ile “Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımadık” denilse de uluslararası hukukta karşılığı yoktu.

Denktaş 2009’da Antalya’da katıldığı bir konferansta, “Kıbrıs’ın ardından Ermenistan kartını masaya koyacaklar ve toprak isteyecekler. Sonra Kürt meselesini gündeme getirip, Doğu illerine özerlik isteyecekler. Ekümenlik isteyecekler. Tam üyelik için Türkiye’nin önüne 20 yıl kondu, neden peşin peşin Kıbrıs’ı veriyorsun” demişti.

Konferans sonrası bir ortamda Denktaş’a, “Bugüne kadar Atatürk’ün kurduğu rejime bağlı kalın mesajı verdiniz ya Türkiye’de rejim değişirse ne yapacaksınız?” diye sormuştum.

Denktaş “O zaman Allah yardımcımız olsun!” demişti...