İYİ Parti Ankara İl Başkanı Faruk Köylüoğlu istifa etti...

Gerçi bizim memlekette genellikle istifa değil, istifanın “de” hali geçerlidir yani “istifade!” Ancak ender de olsa geri dönüşü olmayan istifalar olabiliyor; Köylüoğlu’nunki de öyleydi. Başkanı yalnız bırakmayan 23 kişi de onunla birlikte istifasını verdi... Peki bu önemli kentin başkanı ve arkadaşları niçin bu noktaya geldi?

-İstifanın özelliği gerekçesinde!

İYİ Parti’nin kurucularından biri olan Köylüoğlu, ayrılma gerekçesi olarak öyle bir iddiada bulundu ki, ben. Okuduğumda ürperdiğimi hissettim! İddiasını eksiksiz paylaşıyorum:

-AKP’yi bitirmek için gösterdiğimiz çabayı şimdi de CHP’ye ve Yavaş’a kaybettirmek için sergilememiz isteniyor...

Vay ki vay, bu nasıl bir öfke, bu ne biçim bir siyaset anlamaktan acizim... Köylüoğlu, asıl vurguyu ise hemen bu cümlenin ardından yaptı:

-Gelişmeler AKP’ye seçim kazandırma operasyonu gibi oldu...

İşte İYİ Parti’nin ve tabi Meral Akşener’in seçim sonrasından itibaren süratle “değişime uğramasının” ardındaki ana sebep buydu!

Akşener, ilk konuşmasından başlayarak, CHP’yi suçlamaya, daha çok kısa zaman öncesine kadar cumhurbaşkanlığına layık gördüğü Mansur Yavaş’ı adeta gömmek için savaşmaya başladığında, seçim otobüsünün üzerinde kucakladığı, her ortamda tam destek verdiğini açıkça söylediği Ekrem İmamoğlu ile de tüm ilişkileri buzdolabına kaldırdığında çok şaşırmamış, şöyle düşünmüştüm:

-Bu yolculuk AKP’ye çıkar!

Aksini düşünen tramvaydan iner!

Sağ olsun Meral hanım beni yanıltmadı!

Yeni stratejisini adım adım ilerletti; sonuçta “81ilde aday çıkartacağız” aşamasına kadar geldi... Tabii ki parti içinde rahatsız olan, karşı çıkan il, ilçe başkanları oldu. Bunlardan biri olan İstanbul İl Başkanı görevden alındı ve yerine genel merkezden atama yapıldı. Ankara İl Başkanı istifa etmeseydi görevden alacaklarını açıkça söyledi.

Dahası var; İYİ Parti Teşkilat Başkanı Buğra Kavuncu, GİK kararının aksine açıklamalar yapan başkanları arayıp ‘Ya görevi bırakmalarını ya da Genel Merkez tarafından görevden alınacaklarını” açıkça bildirdi. Bu süreç devam ediyor göründüğü kadarıyla...

CHP’den 15 milletvekili ödünç alarak İYİ Parti’yi doğmadan yok olmaktan kurtaran, oylarını bir ara yüzde 14’lere kadar yükselten Akşener, geçen Mart ayı başında Kılıçdaroğlu’nun adaylığına rest çekerek Altılı Masa’yı devirince kısa sürede partinin oy oranı yüzde 10’un altına düşmüş, genel seçimde de sandıktan yüzde 9.75 oy çıkmıştı!

Perde arkası görüşmeler” konusunda net bir bilgiye sahip değiliz. Ancak Meral Hanım’ın ve parti ileri gelenlerinin açıklamaları başka bir yolda yürüdükleri şeklinde yaygın söylentilere neden oldu. Durup düşünmek lazım, İYİ Partinin tüm illerde aday çıkarması en çok kimin ekmeğine yağ sürer? Tabii ki Cumhur İttifakı’nın ekmeğine!

-Başta CHP olmak üzere muhalefete kaybettirir, İYİ Parti ise büyük bir bozguna uğrar...

Meral Hanım ne yapmak istiyor?

Bu soruya Meral Akşener yanıt versin!

Bakın, Altılı Masa’nın son toplantısından önce Meral Hanım FOX TV’de kafasındaki planı nasıl açık etmişti:

-Erdoğan yeniden seçilirse, beş yıllık
süreç içinde AKP’nin seçmeni bana gelir, birinci parti olarak iktidara gelirim!

İleriyi görme yeteneğine bakın... Ancak bunları söylediğinde henüz genel seçimler bile yapılmamıştı! Demek ki seçimlerde kazanmak filan yoktu kafasında, CHP’yi de ekarte etmek, sağı kendi partisinde toplamak ve tek başına iktidar olmak vardı!

Ham hayal olması bir yana aradan geçen süre içinde “alt lige” düşmenin sınırlarına kadar da geriledi... Tüm bunlara karşın, Akşener büyük bir ısrarla CHP’ye özellikle büyük kentleri kaybettirmeye, AKP’nin elini güçlendirmeye çalışıyor...

İYİ Parti tabanı bu oyuna katılacak mı sorusu tabii ki çok önemli. Belki biraz erken olacak ama Meral Hanım’ın büyük bir sükutu hayale uğrayacağını, partisini ise çok daha gerilere sürükleyeceğini söyleyebilirim...

-Türk siyasetinin aynı zamanda bir “partiler mezarlığı” olduğunu kendisi de bilir!