Okan Buruk’un, “Bir daha bu sahada maç yönetemezsiniz” dediği, hakemlerden Ali Şansalan, sanki arayı düzeltmek için Antalyaspor-Galatasaray maçındaydı.
Bir takımın istemediği hakem hemen o takımın maçına verilirse, o takımdan yana eyyam yapmadığını göstermek için bilinç altından olsa bile Ali Şansalan gibi İcardi’nin bariz penaltısını vermemek veya anlamsız sarı kart göstermek gibi ciddi hatalar yapabilir. Ya da rakip takımın lehine, aleyhine kararlar verebilir. Her durumda da adalet terazisi şaşmış olur. Bu gibi nedenlerle istenmeyen hakemlere hemen değil de daha sonraki maçlarda görev verilmesi daha iyi olur kanımca.
Bu anlamda ‘dediğim dedik, çaldığım düdük’ mantığı, centilmenlik ile bağdaşmadığı gibi MHK’nın vakurluğuna da yakışmaz. MHK bir şeyi ispatlama, bir inat yeri değildir. Hele hele takımlarla itişme kakışma, çekişme yeri hiç değildir. MHK her zaman her durumda, barış saçmalı, uzlaşmacı olmalı, çözümler üretmelidir.
Samsunspor- Fenerbahçe müsabakasında Muhammet Ali Metoğlu iyiydi. Son dakikadaki golde sana, bana göre faul durumu vardı. Ancak hakem hiçbir golü tartışmaya açık bırakmamalıdır.
Beşiktaş- Konyaspor maçında Kadir Sağlam’ı özellikle tebrik ediyorum.
Mehmet Türkmen ise sakın ‘ben iyi hakem oldum’ demesin hemen. Sivasspor maçında da kredisinden yediğini bilmeli!