Partisinin Düzce İl Kongresi’nde konuşan Erbakan, “Büyük Orta Doğu Projesi’nin Eş Başkanıyım diye yıllarca bu projelere destek oldular. Irak’ın işgal edilmesine destek oldular, hava sahamızı açtılar, üslerimizi kullandırdılar hatta kara sahamızı da açacaklardı ama Meclis’te tezkere reddedildi”dedi.
Libya’nın ve Suriye’nin parçalanmasında ABD’ye destek verildiğini söyleyen Erbakan; “...bir defa Sayın Cumhurbaşkanı’nın çıkıp diğer ismi Büyük İsrail Projesi olan ‘Büyük Orta Doğu Projesinin Eş Başkanlığı görevini bugün itibari ile bıraktım, Büyük Orta Doğu projesinden Türkiye olarak çekildik’ diye mutlaka ilan etmesi lazım. Büyük Orta Doğu Projesi demek Büyük İsrail Projesi demek, Irak’a yutan Suriye’yi bu hale getiren şimdi İran’ı yutmaya çalışan ve arkasından Türkiye’yi yutmak isteyen projenin adı Büyük Orta Doğu Projesi.”diye devam etti. Hepsi doğru tespitler...
Erbakan’ın, İran’ın ardından sıranın Türkiye’ye geleceğini ifadesi ile BOP eşbaşkanlığı için söyledikleri biraz çelişti. Eğer BOP eşbaşkanlığı ile yönetiliyorsak sıra bizde değildir! Üstelik Atatürk rejimi değiştirildiğine göre BOP, Türkiye’de epey yol almış demektir. Geriye sadece yeni anayasa kalmış demektir...
★★★
ABD Başkanı Trump’ın, ateşkese uymadıkları için İran ve İsrail’e çok sinirlendiği ve küfürlü konuştuğu gündemdeydi. Trump’ın, BOP’ta görevli olan İhvan’ı ve yardımcısı İsrail’i kullanırken çok kibar olmasının ya da küfretmesinin bir anlamı var mı?
Irak, Libya, Sudan ve Suriye parçalanırken ABD başkanları küfretmedi ancak sonuç da değişmedi. Parçalandılar! İran için de sonuç değişmeyecek çünkü 2002’de yola çıkan BOP hala devam ediyor!
★★★
Trump, İran’ın rejimi ile ilgili farklı açıklamalarda bulundu. Önce “Rejim değişikliği terimini kullanmak siyaseten doğru değil ancak mevcut İran Rejimi, İran’ı yeniden büyük yapamıyorsa neden bir Rejim değişikliği olmasın?” dedi.
İki gün sonra da “Rejim değişikliği kargaşa gerektirir ve ideal olarak bu kadar fazla kargaşa görmek istemiyoruz” dedi. Ne kadar insancıl değil mi! İran halkının kargaşa yaşamasını istemiyor üstelik İsrail’e küfretmiş, barışı da sağlamış! Tam Nobellik!
Georgia eyaleti Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Üyesi Carter, Nobel Barış Ödülü Komitesi’ne başvurdu. Trump’ı “İsrail ile İran arasındaki silahlı çatışmayı sona erdirme ve İran’ın ölümcül silah edinmesini engelleme konusunda olağanüstü ve tarihi bir rol oynadığını” için aday gösterdi.
2024’te de aday gösterilen Trump, en son 21 Haziran’da Pakistan tarafından aday gösterilmişti! Trump Nobel Barış Ödülü’nü alabilir mi bilemem ancak en büyük rakibi, KCK elebaşı Öcalan olacaktır!
Nede olsa O da nisanda, Roma’da KCK’nın düzenlediği konferansta Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmişti!
★★★
Esas konuya gelelim. Rejim denince ne anlayacağız. Eğer bir millet, emperyalizmin müdahalesi olmadan kendi yönetim şeklini, devlet mekanizmasını kendisi belirledi ise diyecek bir şey yoktur.
Ancak emperyalizmin içerden ve dışarıdan müdahalesi ile getirilen rejime ise söyleyecek sözümüz vardır. Suriye’yi parçalayan yeni rejim için Suriye halkının kararıdır diyebilir miyiz? BOP görevlilerinin müdahalesi sonucu Suriye’ye getirilen rejim, köylere kadar bölme rejimidir.
İran’a gelelim. Bir yanda rejim yanlıları, bir yanda (içeride ve dışarıda) rejim karşıtları, bölücüler var. ABD emperyalizminin sonsuz desteğini almışlar. Yine de İran tüm ambargolara karşı ayakta kalmayı başarabilmişti. İsrail ve ABD’nin saldırıları bile dengeyi değiştiremedi.
Ancak rejime olan güveni sarstı. İran’ın adeta belini kırdı. Şimdi de parçalanma, iç kargaşa ile devam edecektir.
Bugün İran’ın dini hükümlere dayalı rejimine bakarak karar verecek durumda değiliz. İran, dini hükümleri ile yönetildiği için hedef alınmış olsaydı, BOP görevilerinin Suudi Arabistan’ı bombalaması, Suriye’yi de baş tacı yapması gerekirdi!
Dolayısıyla ABD ve BOP görevlileri için mesele İran’ın dini rejimi değildir. Nükleer silah hiç değildir. Mesele İran rejimin ABD karşıtlığıdır! Aynı zamanda da ulus devlet olmasıdır.