Korkusuz
İbrahim Daş

Irak’taki gelişmelerin 14 Mayıs’a etkisi ne olur?

Dışişleri Bakanlığı; Türk hava sahasının, Irak Süleymaniye Uluslararası Havalimanı’nı kullanacak hava araçlarına, 3 Nisan’dan itibaren kapatıldığını açıkladı.

Karar “Süleymaniye’de PKK terör örgütünün faaliyetlerinin yoğunlaşması, terör örgütünün havalimanına nüfuz etmesi ve böylece uçuş güvenliğinin tehdit edilmesi çerçevesinde alınmıştır.” dedi.

Kararın, 3 Temmuz 2023 tarihine kadar geçerli olduğu da açıklandı.

Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın ise Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, “Süleymaniye ayağında PKK'nin çok ciddi bir yapılanmasının olduğunu biliyoruz.” dedi.

Öncesindeki gelişmelere de bakalım.

Irak Federal Devleti; 9 yıl önce Türkiye’ye, izinsiz olarak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden petrol aldığı için KBY’den petrol ithalatını durdurmasını ve zararını karşılaması için de Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nde (ICC), tazminat davası açmıştı.

28 Mart’ta Irak’ın davayı kazandığı ve Türkiye’nin 1,4 milyar dolar tazminata mahkûm edildiği haberi geldi.

Durdurulan petrol sevkiyatı, 4 Nisan’da Irak Federal Devleti ve KBY anlaşınca Türkiye üzerinden tekrar başladı.

Hatırlatmakta fayda var.

2021’de Irak Federal Devleti ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi petrol konusunda anlaşamadığında, Süleymaniye yerel yönetimi, anlaşma sağlanamadığında federal devletle çalışacaklarını bildirmişti.

16 Mart’ta da Barzani denetiminde bulunan Duhok’ta, SDG’nin bir helikopteri düştü.

Mazlum Abdi, helikopterin hava şartları nedeniyle düştüğünü açıkladı.

KBY Başbakanı Mesrur Barzani, düşen helikopterin Talabani yönetimi tarafından alındığını açıklayarak her ne hikmetse dikkatleri Süleymaniye’ye çevirdi.

Oysaki Süleymaniye’nin de içinde bulunduğu Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin kontrolü KBY’nin elindeydi…

İşte tüm bu gelişmelerin üzerine hava sahası kapatma haberi geldi.

Süleymaniye’de Talabani’nin, Duhok ve Erbil’de ise Barzani’nin etkili olduğu doğrudur.

Her ne kadar Barzani ile Talabani arasında ideolojik fark varmış görünse de genel amaçlarda yoktur.

Birisi sağ el diğeri sol eldir!

ABD Irak’ı parçalarken her ikisinin de görev aldığı ise tarihi bir gerçektir.

Türkiye’de ve bölgemizde yaşanan hiçbir olay birbirinden bağımsız değildir.

Parçalanmış Suriye’nin yeni haritası çizilirken ABD ve BOP eşbaşkanı, risk istemiyor.

Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinin birleşmesinin ve Türkiye’nin federasyona dönüştürülerek parçaların Türkiye’ye bağlanmasının önü açılıyor.

AKP’nin BOP’taki rolü ve Barzani ile yakınlığına da bakılırsa ABD, bu ikili ile yoluna devam edecek görünüyor.

Parçalanmış Suriye haritası SDG ile değil Barzani ile şekillendirilmek istenmektedir.

Peki, 14 Mayıs öncesi bölgede yaşanacak bir gerilim, kamuoyunda nasıl algılanacaktır.

Seçime giden yolu değiştirmek için bir anayasal gerekçe arayışı olarak değerlendirilecektir…