Tarihin tekerleği
1.Meşrutiyet’ten bu yana yüzlerce siyasi parti kuruldu. En uzun ömürlüsü ise Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti oldu. O nedenle Müdafaa-i Hukuk’un devamı olan CHP, Türk siyasi tarihinde hem kurtuluşu başaran hem de Cumhuriyeti kuran parti olarak dünya tarihinde yerini aldı...
2.Meşrutiyet’i İttihat ve Terakki getirmişti. Karşısında II. Abdülhamit’in yeğeni Prens Sebahattin’in kurduğu Ahrar Fırkası vardı. 31 Mart isyanı nedeni ile kapatılan Ahrar yerine Hürriyet ve İtilaf kurulacaktı.
İttihat Terakki üniter yapıyı savunurken Hürriyet ve İtilaf ise âdem-i merkeziyetçilikten yani federasyonu savunuyordu. İttihat Terakki Osmanlılık fikrini savunurken Hürriyet İtilaf ise tüm etnik yapıların haklarını vererek bir arada kalmayı savunuyordu.
İttihat Terakki; 31 Mart Vakası ve Trablusgarp’ın işgali ardından, Balkanlar başta olmak üzere tüm ayrılıkçı yapıların, Hürriyet ve İtilaf çatısında birleştiğini görünce Osmanlılıktan vazgeçerek ve Anadolu merkezli milli devlet çizgisine gelecekti.
Elbette bugünkü gibi bir federasyondan bahsedilmiyordu. Osmanlıdan ayrılma mücadelesi veren etnik yapılar hariç fırkayı kuranlar, İngiliz emperyalizmi karşısında Osmanlıyı bir arada tutmanın yolu olarak âdem-i merkeziyetçiliği görüyorlardı. En acısı da İngilizleri ya da ayrılıkçıları tehlike görmeyip İttihat ve Terakki’yi görmeleriydi...
Hürriyet ve İtilaf tüzüğünün 1.Maddesi’nde, ülkenin bazı bölgeleri için özel kanunlar ile eğitim, güvenlik, ekonomi ve tarım gibi konuların yerel yönetimlere bırakılması yer alıyordu. İttihat Terakki’nin programında ise tam tersi yazıyordu. İlerleme birlikte olacaktı! Yurdun dört bir yanında, aynı anda...
En önemli ayrımlardan birisi de kapitülasyonlardı. İttihat Terakki’nin, “Memleketin hayrına uygun milli bir iktisadi ve mali politika takib edebilmesi için” diyerek kapitülasyonları kaldırmıştı! Hürriyet ve İtilaf’ın kapitülasyonları bilmemesi mümkün değildi ancak ne tüzüğünde ne de programında tek kelime yoktu!
Hürriyet ve İtilaf kısa sürede Osmanlıdan ayrılmak isteyenlerin merkezi olmuştu. Arap etnik ayrımcısı Mutedil Hürriyetperveran Fırkası, hoca ve şeyhlerin kurduğu Ahali Partisi, Rumlar ve Ermeniler başta olmak üzere tüm ayrılıkçılar Hürriyet ve İtilaf’a katılmıştı.
Hürriyet ve İtilaf için “Hülasa, Hürriyet ve İtilaf Partisi, memlekette ne kadar muhalif, muarız şahıs ve şahsiyetler varsa fikir ve kanaat gözetmeden, hemen hepsini toplayıp “intikam partisi” halinde, ordu subaylarından bazılarını da içine almak şartiyle meydana çıkmıştı!” diyen Celal Bayar aslında her şeyi özetliyordu.
Trablusgarp işgal edilmiş, Enver ve Mustafa Kemal Paşa gönüllü olarak gitmişlerdi. İttihat ve Terakki Osmanlıyı bütün tutmaya çalışırken genel başkanı Damat Ferit olan Hürriyet ve İtilaf ise dağıtmak için çalışıyordu!
İleride SEVR’i imzalayacak olan Hoca Sabri Efendi’den tutun da Arnavutluk’un Osmanlıdan ayrılması için çalışan Dr. Rıza Nur’a kadar herkes Hürriyet ve İtilaf’ın içindeydi! Rıza Nur ileride de durmayacak, Atatürk’e hadsiz ve haksız saldırılar yapacaktı.
Kurtuluşa ve Cumhuriyete giden yol zordu. Yine de bu millet, O’nun önderliğinde başardı...