MHP lideri Bahçeli’nin yeni tavsiyesi hem zaman hem de dönem ayarlı olunca haliyle çok ses getirdi.
Önce en çarpıcı kısımları alıntılayalım:
“(...) en tepede Cumhurbaşkanı, aşağıdaki iki köşesinde de Cumhurbaşkanı Yardımcısı olabileceği siyasi bir önerme olarak gündeme gelmiştir. (...) Terörsüz Türkiye’nin adım adım ilerlediği bir dönemde, iki Cumhurbaşkanı Yardımcısından birisinin Alevi, diğerinin de Kürt olabileceği değerlendirilmiştir.”
Şimdi arka planını konuşmaya başlayabiliriz.
Sizi 18 Şubat 2025 tarihli yazıya götürmek isterim. Başlığını “MHP yüzünden CHP bir aday daha çıkarır mı?” şeklinde atmıştım...
Nedeni de şuydu..
2024 yılının ilk aylarında MHP’nin 100 maddelik yeni anayasa teklifini tartışmıştı.
Paylaşılan metinde, bugün yeniden gündemde olan ilk 4 madde ile 66. maddenin korunacağı vaat ediliyordu ama işaret etmek istediğim ayrıntı başkaydı...
Şimdilerde çoktan unutulmuş belli ki...
MHP’nin 100 maddelik yeni anayasa paketinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın da seçimle göreve gelmesi önerilmişti.
Hatta MHP’li Feti Yıldız ilgili maddeyi şöyle anlatmıştı:
“Cumhurbaşkanı yardımcılığı iki ile sınırlandırılacak. Cumhurbaşkanı yardımcılığına seçimle gelinecek. Yani, atama ile değil, seçimi kazanan yardımcı olacak. Cumhurbaşkanı yurt dışına çıktığında yerine vekalet eden kişinin seçilmiş cumhurbaşkanı yardımcısı olması esas olmalı.”
Şimdi o yardımcıların Kürt ve Alevi olması önerildi.
Meselenin geçmişi biraz eski yani...
Dikkat edilmesi gereken ise; MHP’nin o günlerde “Cumhurbaşkanı yardımcılığı seçimi de yapılsın” demesiydi.
Bu önerme, şimdi konuşulacak anayasa masasında geçerliliğini korursa siyasi aritmetik nasıl etkilenecektir?
KÖŞENİN GÖZÜ
Tarih: 29 Nisan 2023.
Yani tarihi Mayıs seçimlerine giderken...
Adres: Eskişehir.
MHP lideri Bahçeli, altılı masanın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu için şunları söylemişti:
“Geçtiğimiz günlerde ilk kez Alevi olduğunu itiraf etti. Elbette saygı duyarız, Alevi olduğunu söylemesini de hakkı görürüz. Ancak bugüne kadar niye konuşmadığını, 14 Mayıs’a yaklaşırken neden bu açıklamaya gerek duyduğunu da kararlılıkla sorarız. Herkesin etnik kökeni, mezhebi, yöresi, anasının dili muteber ve muhteremdir... Fakat mezhepçiliği, etnikçiliği milletimiz ve ülkemiz için korkunç bir tehdit olarak görürüz. Etnik ve mezhep istismarı yapanların iyi niyetli olmadığını gayet iyi biliriz. Kılıçdaroğlu’nun Aleviliği samimi değildir. Bu kapsamda hiçbir uzlaşmaya bugüne kadar yanaşmamıştır”.
Bugünden bakınca, yukarıdaki satırlar ne düşündürüyor?
KÖŞENİN SÖZÜ
“Ağır yükü son deve alır”. - Moğol atasözü.