AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan yıllardır ne diyordu?
“Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet...”
Açın Cumhurbaşkanlığı’nın internet sitesini, en yukarıda hala bu sözler yazılı.
Ama...
Aynı Erdoğan dün kişisel tarihinde ilk kez bu dört “tek”i, iki “tek”e indirdi.
★★★
Partisinin Grup Toplantısı’nda PKK’nın fesih kararını yorumlarken aynen şu cümleyi kurdu:
“Terör sorununun ortak akıl, ortak vicdan, tek vatan, tek bayrak temelinde çözüme girmesini memnuniyetle karşılıyoruz.”
Gördüğünüz gibi Erdoğan’ın konuşmasında “tek vatan” ve “tek bayrak” yerli yerinde duruyor ama...
“Tek devlet” ile “tek millet” birden bire buharlaşmışa benziyor!
★★★
Bu kavramların dörtten ikiye inmesi bana oldukça “anlamlı” geliyor.
Çünkü fesih kararı alan PKK’nın Anayasa’da “iki milletli federatif bir yapıya” geçilmesini istediği şu günlerde Erdoğan’ın böyle bir yanlışı asla bilmeden istemeden yapacağını düşünmüyorum.
★★★
Bu gerçeği size, her gece televizyonlarda boy gösteren “her b..u bilir” arkadaşlar söylemez...
Çünkü çoğunun ne devlet umurunda, ne de millet!
Ütopik olarak “dünyada tüm sınırların kaldırıldığını ve herkesin istediği her yerde ‘eşit’ olarak yaşaması gerektiğini hayal eden” biri olarak “devlet ve millet”in buharlaşmasıyla ben ilgileniyorum da...
Bir zamanlar bu uğurda binlerce cinayet işleyen arkadaşlar susuyor.
Ben böyle siyasetin ta...
Neyse!
CHP’de çatlak!
Bunca yıldır gazeteci olarak siyaseti izliyorum... Öğrendiğim tek bir şey var:
Tabanıyla yönetimi bütünleşen siyasi partiler, hızla yükseliyor; tabanı ayrı, yönetimi ayrı telden çalanlar ise eriyip gidiyor.
Yani taban, partiyi yönetenlerin dayatmasını her zaman kabul etmiyor.
★★★
Neden mi bu girişi yaptım?
CHP yönetiminin MHP ve AKP’nin oyununa geldiğini düşünüyorum da ondan!
PKK’lı katiller “sözde fesih” kararı aldıklarını açıklamak için bir bildiri yayınlıyor.
Bu bildiride...
Cumhuriyet döneminin ilk anayasası olan 1923 Anayasası’nı...
Ve bugün her şeyimizi borçlu olduğumuz Lozan Antlaşması’nı tanımadığını açıklıyor...
Yetmiyor; Türkiye’nin Kürtleri soykırıma uğrattığı yalanını ortaya atarak uluslararası toplumda bizi mahkum ettirmek istiyor...
“Türk devletini sahada yendik ve masaya oturmak zorunda bıraktık” mesajı veriyor...
Üstelik, YPG, PEJAK, PYD gibi diğer unsurların da feshedileceğine ilişkin taahhütte bile bulunmuyor.
Özgür Bey ekranlara çıkıp, “Barış sürecine destek vereceklerini” söyleyip duruyor.
★★★
Peki; CHP üyeleri ve seçmeni bu konuda ne düşünüyor?
Çevremdeki gözlemlerime dayanarak söylüyorum:
Bu konuda tabanla yönetim arasında büyük bir düşünce farkı var.
Eğer Özgür Özel “sözde fesih ve sözde barış” konusunda bugünkü tavrını sürdürürse, iktidar karşısında son aylarda kazandığı destek çığ gibi düşer.
★★★
Hani, “Her konuda sürekli araştırma yaptırıyoruz ve ona göre pozisyon alıyoruz” diyor ya...
Kendisine tavsiyem, bu konuda da hemen bir taban yoklaması yaptırması ve yanlışta ısrar etmemesi...
Eğer, “Genel Başkan benim, politikaları ben belirlerim, taban bana uyar” derse büyük bir yanılgıya düşer.
Çünkü CHP seçmeni diğer partilerin seçmenine benzemez; “baş”ın gittiği yer yanlışsa, doğru bildiğini yapar.
Gerekirse o başı kesip atar ama özellikle “Atatürk, vatan, toprak bütünlüğü, laiklik ve bağımsızlık” konularında hata yapmaz...
★★★
Umarım Özel ve arkadaşları mesajı çabuk alır da yıllar sonra oluşmaya başlayan umut havası, hayal kırıklığıyla bitmez!
Ne yaparlar?
Yukarıda “sözde barış havası”na tam destek veren ve Recep Tayyip Erdoğan’dan da teşekkür” alan CHP Genel Başkanı’nın, tabanda yarattığı rahatsızlıktan söz ettim.
Peki; Özgür Özel burnunun dikine gitmeye devam ederse bu insanlar ne yapacak?
İlk edindiğim izlenim bu sürecin İYİ Parti’ye ve Zafer Partisi’ne yarayacağı...
Bu da Atatürkçü oyların bölünmesi anlamına gelir ki... Muhalefetin yeniden güçsüzleşmesine ve bölünmesine yol açar!
Tek umudum; Cumhuriyet’in ve Lozan’ın mimarları Atatürk’ün ve İnönü’nün partisinin, bir an önce kendine gelip fabrika ayarlarına dönmesi...
Yoksa... Erdoğan’ı ölünceye kadar o koltuktan kimse kaldıramaz!
GÜNÜN SORUSU
Sorum DEM Parti Eş Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan’a:
İktidar temsilcileri sizden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görev süresinin uzatılması için destek istedi mi? Cumhur İttifakı’na girmeniz söz konusu mu?