Aydın Büyükşehir Belediyesi Başkanı Özlem Çerçioğlu dün resmen AKP’ye katıldı.
Lakabı “efe”ydi ama CHP’den istifa kararını açıklamak için basın toplantısı bile yapamadı... Yani “efeler” gibi gazetecilerin önüne çıkıp soruları yanıtlayamadı.
Kuru bir sosyal medya mesajından öğrendik hanfendinin partisinden ayrılma gerekçesini:
“Cumhuriyet Halk Partisi içinde yaşadığımız sorunlar...
Yaşanan anti-demokratik uygulamalar...
Aydınlılara ve aileme verdiğim dürüstlük, yasalar çerçevesinde hizmet, kamu ahlakından taviz vermeme ilkeleri nedeniyle...”
Sonra da ekledi:
“CHP içinde her seviyede dürüstlük, ahlak, yasalara uygunluk taleplerimizi dile getirmemize rağmen, şahsım ve ailem hedef alındık.”
★★★
Ayıptır, günahtır...
İnsanda biraz utanma, sıkılma olur!
Senin dün suçladığın parti, 2003 seçimlerinden bu yana seni baş tacı etmiş...
Koca Aydın’da başka kimse kalmamış gibi; iki kez milletvekili, dört kez de belediye başkanı seçtirmiş...
En kötü zamanında arkanda olmuş...
Sen şimdi kalkmış, “parti içinde yaşadığın sorunlar”dan bansediyorsun...
Ne sorunu yaşadın?
Kim, senin tavuğuna “Kışt” dedi?
Ne istedin de yapamadın?
Ya da istemediğin neyi, sırf partin istedi diye yapmak zorunda kaldın?
Sözünü ettiğin “anti-demokratik uygulamalar” neydi?
Özgür Özel gelip de koltuğuna mı çöktü?
Ya da şimdi transfer olduğun parti CHP’den daha mı demokratik?
Bir de kalkmış diyorsun ki, “dürüstlük, yasalar çerçevesinde hizmet, kamu ahlakı” falan...
Söylemezsen müfterisin:
Hangi CHP yöneticisi ne zaman senden hangi konularda dürüst davranmamanı, yasaların dışına çıkmanı, ahlaktan taviz vermeni istedi?
★★★
Diyelim ki bunların hepsi doğru ve 2003’ten beri seni bulunmaz Hint kumaşı gibi üzerinde taşıyan CHP’den ayrılmak zorunda kaldın...
İyi de neden görevini bağımsız olarak sürdürmek yerine, apar topar iktidar partisine katıldın?
Bu transfer için kim, sana ne önerdi?
Hadi; kendin geçtin, neden ilçe belediye başkanlarına ve belediye meclis üyelerine de CHP’den istifa edip AKP’ye katılmaları için baskı yaptın?
Düne kadar yerden yere vurduğun partiyi, neden “ak”ladın?
★★★
Gerçekleri söylemiyorsun, Özlem Hanım...
Özgür Özel’in iddia ettiği gibi, “Ya içeri tıkıl, ya AK Parti’ye katıl” diyenlerden korktun...
Batmanın eşiğine gelen ailene ait jant fabrikasını, Aydın’a tercih ettin...
Sadece CHP’yi ve partiye leke sürmemek için cezaevine atılmayı göze alan arkadaşlarını satmakla kalmadın; Aydınlılara ve demokrasiye inanan herkese ihanet ettin.
Milyonların hayallerini kırdın.
“Sana değil senin gibi dönekleri o görevlere layık görenlere kızıyorum” diyeceğim ama...
Kavun değilsiniz ki bacım... Nerenizden anlasınlar “kelek” çıkacağınızı!
GÜNÜN SORUSU
Sorum Özlem Çerçioğlu’na:
AKP’nin siyasi simgesi olan türbanı da kafana geçirecek misin?
Tehdit, şantaj, rüşvet!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel dün, “AK Parti kuruluş yıldönümü hediyen geliyor, bekle” dediği dosyayı açıkladı.
Özel, AKP’li eski vekil ve Av. Mücahit Birinci’nin İBB soruşturması kapsamında tutuklu olan işadamı Murat Kapki’yle 31 Temmuz 2025 günü cezaevinde görüştüğünü...
1.5 sayfalık bir ifade tutanağını önüne koyup, “Bunu imzalayacaksın ve üstüne de 2 milyon dolar vereceksin, buradan tıpış tıpış çıkıp gideceksin” dediğini öne sürdü.
Özel daha sonra Murat Kapki’nin Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı suç duyurusunun metnini paylaştı.
Sonra ne oldu?
Bir: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, işi Tekirdağ’a bırakmadı ve daha basın toplantısı sürerken bu konuda bir soruşturma başlattığını duyurdu. Yani Özel’in suçladığı kurum, soruşturmayı üstlendi.
İki: Mücahit Birinci, üstü örtülü bir şekilde Özgür Özel’i tehdit etti.
Üç: Adalet Bakanı, konuşmanın “şüpheli” ile bir avukat arasında geçtiğini öne sürdü, “Yargıyla alakası yok” diyerek topu taca attı.
İyi de şu anda onlarca kişi, “iki kişi arasında geçen” ve “duydum, öğrendim, bana söylendi” denilen suçlamalar yüzünden cezaevinde değil mi?
Bu ülkede iki ayrı hukuk yoksa, içerdekilerin dışarı çıkması ya da dışarıdakilerin içeri girmesi gerekmiyor mu?
‘Lan’ demek suçsa...
Cumhurbaşkanı’nın avukatları önceki gün Silivri’de basın açıklaması yaparken “Lan” diyen Özgür Özel hakkında, bu sözü Erdoğan’a söylediği gerekçesiyle hem tazminat davası açtı hem de suç duyurusunda bulundu.
Acaba bu avukat arkadaşlar müvekkilleri Erdoğan’ın, 11 Şubat 2006’da “Anamız ağlıyor” diyen Mersinli çiftçi Mustafa Kemal Öncel’e hitaben, “Ananı da al git lan” dediğini hatırlıyor mu?
Yoksa... Cumhurbaşkanı “lan” deyince suç olmuyor da başkası ona söyleyince suç mu oluyor?
Eğer öyleyse buna “adalet” değil, “rezalet” denmez mi?