Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Her şeyi bilen adamın ülkesi...

Yediden yetmişe hepimiz, koronavirüsten korunmanın üç temel şartını ezberledik...

Çünkü...

Sağlık Bakanı her gün halkı uyarıyor...

“Temas, mesafe, izolasyon” diyor...



Aslında üçü de aynı kapıya çıkıyor...

Bakan demek istiyor ki:

“Oturun oturduğunuz yerde... Bizim Başkan yasaklamasa da siz kendi kendinize yasak uygulayın”...



Yani...

İnsanlar belirli bir süre evlerinde oturacaklar...

Kimse kimseye gidip gelmeyecek...

Zorunlu üretim yapmak zorunda kalanlar ise her gün, önce sağlık ekipleri tarafından kontrol edilecek, sonra ve o da maskeyle çalışmaya başlayacaklar...



Sağlık Bakanı, Başkan’dan korkusundan söyleyemiyor ama aslında her gün; “Temas, mesafe, izolasyon” diyerek sokağa çıkma yasağı ilan edilmesini istiyor...

Bilim Kurulu üyeleri de kesinlikle sokağa çıkma yasağı uygulanmasını öneriyor...

Ama...

“Her şeyi bilen adam” kabul etmiyor...



İşin kötüsü...

Neden kabul etmediğini de bir türlü açıklamıyor...

Tek yaptığı:

“Her şey güzel, sorun yok, fakire, fukaraya, garibe, gurebaya her türlü yardım yapılıyor” diyerek insanlara gaz vermek...



Oysa halkın bilhassa en yoksul ve zaten yıllardır işsiz ile son günlerde işinden olanlarının gaza değil nakit paraya ihtiyacı var...

Ama hayır...

“Her şeyi bilen adam” halkla ve muhalefet partileriyle aynı şeyi düşünmüyor...

Israrla, ne kadar müreffeh bir ülke olduğumuzu anlatıyor...



Hani neredeyse Suriyelilerden sonra Almanlar, Fransızlar, İngilizler, Amerikalılar, Kanadalılar bile kendi ülkelerini bırakıp bizim ülkemize iltica edecekler...

Ve bundan sonra...

Bizimle ve Suriyeli misafirlerimizle birlikte yaşayacaklar...

DEVLET İNSANI VE POLİTİKACI


Devlet insanı az konuşur çok dinler.

Politikacı hiç dinlemez sürekli konuşur.



Devlet insanı neden az konuşur çok dinler?..

Çünkü...

Onun görevi halkın sorunlarını öğrenmek ve çözüm bulmaktır...

Dinlemezse nereden bilecek sorunları...



Politikacı ise niçin hiç dinlemez sürekli konuşur?..

Çünkü...

Politikacının derdi halkın sorunlarını çözmek değildir...

Politikacı, halkı laf kalabalığına getirip kandırmak ve her seçimde oyunu alarak iktidarda kalmak ister...



Diyeceksiniz ki “Sen neden YouTube’da hiç dinlemiyor da sürekli konuşuyorsun?..”...

Ben politikacı da değilim, devlet insanı da değilim.

Ben, politikacıların devlet adamı rolünü dahi oynayamadığı bir ülkede, halka onların nasıl büyük yalancılar olduklarını anlatmak için konuşup duruyorum...



NOT:

Bu yazdıklarım bütün politikacılar için değildir...

Devlet adamı olmayı politikacı olmaya tercih edenler lütfen üzerlerine alınmasınlar...

Benim tarif ettiklerim kendilerini bilirler...

Ve zaten yazdıklarımdan utanmazlar da...

Biliyorsunuz...

Utanmak için bazı damarların alınlarında bulunması şarttır...

YA BEN DE İNANIRSAM...


AKP Genel Başkanı ve Damadı Türkiye ekonomisini anlatmaya başlayınca utancımdan yüzüm kızarıyor...

Neden mi?..

Ya söyledikleri sahi ise...

Ya eleştirilerimde haksızsam diye ...

Ama sonra titreyip kendime geliyorum ve diyorum ki kendi kendime:

“Yahu geç bunları geç... Onlar reklam yapıyor sen ise bizzat yaşıyorsun memleketin durumunu...”



Bir yandan da korkuyorum...

O kadar sahi ve gerçekmiş gibi konuşuyorlar ki...

Ya ben de inanırsam...

Ve ben de medyadaki kimileri gibi yalakalık yapmaya başlarsam...

Nasıl bakarım sevdiklerimin yüzüne?..

Vııvvvvvv.....

Tüylerim diken diken oldu...

Allah korusun...

SATMAKTAN VAZGEÇMİŞ...


Çocukluğumda tellallar vardı...

Biri bir şeylerini satmak isterse tellala verirdi...

O da sokak aralarında bağırarak satardı...

İşte o dönemlerde adamın biri...

Pazar yerine götürmüş ineğini...

Tellalı bulup teslim etmiş...

Kabul edebileceği fiyatı da söyleyip gitmiş...

Tellal almış yedeğine ineği...

Başlamış dolaşmaya pazarı...

Bir taraftan da bağırıyormuş:

“Bu inek hem soyludur hem de boylu posludur... Bu inek cinstir, bir sağımda 50 kilo süt verir ve hemi de 8 aylık gebedir...”

O sırada ineğin sahibi köylü de gezinirmiş orada...

Tellalın seslenişini duyunca koşmuş gitmiş yanına...

Eğilip fısıldamış kulağına:

“Yahu arkadaş... İneğimi satmaktan vazgeçtim, eğer söylediklerin doğruysa...”...

BEKLEYİP GÖRELİM...


Tek adam...

Haykırıyor bir yandan:

“Biz bize yeteriz”...

Eyvah ki eyvah...

Ülkeyi dışarıya kapayacağının sinyalleri mi bunlar acaba?..

Gözdağı vermek için muhaliflerine...

“Biz sizi yeriz” mesajı mı yoksa?..

Bekleyip görelim...

Belki de...

Yanılırız bu defa...

“Biz birbirimizi yeriz” alışkanlığı depreşmez inşallah...