Dün yine enflasyon rakamları açıklandı:

Türkiye İstatistik Kurumu’nun resmi verilerine inansak bile, cebimizdeki 100 liranın alım gücü sadece son bir ayda 2 lira 55 kuruş azalmış...

Ayrıca bir yıl önce 100 lirayla aldığımız mal ve hizmetlere bugün 132 lira 87 kuruş ödediğimiz hesaplanmış...

Dedim ya bunlar, TÜİK’in rakamları...

Emeklilere, asgari ücretlilere az zam vermek için gerçek enflasyonun gizlendiği ortada!

★★★

Akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre ise durum çok daha vahim:

Eylül ayının son günü 100 liraya aldığımız mal ve hizmete Ekim ayının sonunda 103 lira 74 kuruş ödemişiz...

Geçen sene bu ayda 100 lirayla aldığımız mal ve hizmetlere ise şimdi tam 160 lira veriyormuşuz...

Peki; emekli Temmuz’da ilk altı ay için ne kadar zam aldı?

Yüzde 16.67...

Asgari ücret ise geçen yılın sonunda sadece yüzde 30 zamlandı.

Varın hırsızın sizden ne kadar çaldığını da siz hesaplayın!

★★★

Her enflasyon yazımda bağırıyorum; yine haykıracağım:

Enflasyon, halkın cebinden para çalmaktır!

Hırsızlıktır.

Soygundur.

Gasptır.

Sabit gelirlisine gerçek enflasyon kadar maaş artışı sağlamayan, milyonlarca insanı yoksullaştıran her iktidar suç işliyor demektir.

Kısacası soyulan, bu ülkede yaşayan herkes!

Soyansa...

Yok... Bunu yazıp başımı belaya sokmayacağım...

Siz zaten biliyorsunuz...

★★★

“Düyayı ayağa kaldıran en büyük hırsızlık olayı nedir?” diye sorsam çoğunuz Paris’teki Louvre Müzesi’ndeki yedi dakikalık soygunu söylersiniz...

İyi de o soygunda çalınanların piyasa değeri en fazla 88 milyon Euro...

Bizi ise enflasyon yoluyla üstelik her ay misliyle soyuyorlar, umrumuzda olmuyor.

Temel amacımız!

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye Destek Programı’nı başlatacaklarını dile getirip, “Komşumuz Suriye’nin bir an önce ayağa kalkması temel amacımız” demiş...

Ben de günlerdir sorup duruyordum, “Türkiye olarak biz neyi ihmal ediyoruz?” diye...

İyi ki Erdoğan var; hemen vermiş bu sorunun yanıtını...

Komşumuz Suriye’nin bir an önce ayağa kalkmasını!

★★★

Böyle bolluk bereket içinde yaşarken...

Emeklilerimiz dünya turuna çıkarken...

Esnafımız, çiftçimiz kazandıkları paraları koyacak yer bulamazken...

Hiç Suriye’yi unutmak olur mu?

Haklı Cumhurbaşkanı...

Madem Türkiye’de aç kalmadı, medem yoksulluk tarihe karıştı; o zaman elimizdeki parayı öbür dünyaya mı götüreceğiz?

Verelim Suriyeli kardeşlerimize!

Yeter ki onlar bir an önce ayağa kalksın...

Temel amacımız, hatta tek amacımız, varlık nedenimiz bu...

İyi ki Suriyeliler var...

Yoksa biz kime yardım edip sevap kazanacağız?

Önce yıllarca kendi topraklarımızı babalarının malı gibi kullanmalarını sağladık, şimdi sıra ceplerine para koymaya geldi...

★★★

Sayın AKP Genel Başkanı’nı tebrik ediyorum...

Ne de güzel düşünmüş!

Muhteşemkurum!

Osmaniye’de kurulacak yeni bir mahalleye Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un adı verilecekmiş... Öneri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den gelmiş...

Murat Kurum, bakanlığı döneminde:

Kanal İstanbul’u hayata geçirmek için dişini tırnağına taktı.

Türkiye’nin Maldivleri olarak bilinen Salda Gölü’ne millet bahçesi yapma fikri ondan çıktı.

2018 yılında çıkardığı İmar Affı Yasası ile 9 milyona yakın usulsüz konuta iskan verdi.

Bunların 294 bininin 2023 Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen 10 ilde bulunduğu ortaya çıktı.

Paralarını topladığı 100 bin TOKİ evini sahiplerine teslim etmedi.

Ve hâlâ Bakan!

★★★

Böyle bir adamın adını mahalleye vermek olur mu?

Ne büyük ayıp!

Şehre verilmeli onun ismi...

Osmaniye’nin adı Muhteşemkurum olmalı mesela...

Şanlıurfa, Gaziantep, Kahramanmaraş gibi...

★★★

Dalga geçmiyorum, oluruna bıraktım...

Hepsi bu!

GÜNÜN SORUSU

Aczmendi tarikatı lideri Müslüm Gündüz, “Biz Kemalizm’in belasıyız” demiş... Sorum kendisine:

Sen olsan olsan din sömürüsüyle kandırdığın Fadime Şahin gibilerin belası olabilirsin. Aradan 26 sene geçti diye unuttuğumuzu mu sandın?