Benim de dünkü yazılarımdan birinde eleştirdiğim konu üzerinden:
Tenkit etmişler...
[caption id="attachment_380000" align="alignnone" width="600"]

★
Ahmet acayip kızmış...
Cemal Enginyurt’a:
Katıldığı bir televizyon programında...
Bir gazeteciye ettiği:
Küfürleri hatırlatıyor...
Ve:
“Sen de küfürbazsın” diyor...
[caption id="attachment_380003" align="alignnone" width="600"]

★
Ece Üner’i ise...
“Facebook’tan alıntı yapmakla” suçluyor...
★
Canlarım...
Amacım Enginyurt ve Üner’i savunmak değil...
Kaldı ki...
Kendilerini savunabilecek imkânları benden çok daha fazla...
Ben...
Ahmet Hakan zihniyetini neden eleştirdiğimi anlatmaya çalışacağım...
[caption id="attachment_380004" align="alignnone" width="600"]

★
Ahmet’e göre...
Cemal Enginyurt da...
Ece Üner de:
“Sağlam pabuç” değil...
★
Ece Üner ve Cemal Enginyurt ise...
Ahmet’in:
“Sağlam pabuç” olmadığını düşünüyorlar ki...
Ahmet’in:
“Gazetecilik ilke ve ahlâkına uymayan” meslek anlayışını:
Eleştirmişler...
★
Taraflar...
Birbirlerinin:
“Sağlam pabuç” olmadıkları konusundaki görüşlerinde haklıysalar...
İki taraf da:
“Sağlam pabuç” değil...
★
Doğru söylemiyorlarsa...
İki taraf da:
Müfteri...
★
Canlarım...
Kişiler genelde:
“Ayranım ekşi” demez...
Demiyor...
Ahmet de haliyle...
Kendisinin “sağlam pabuç” olduğuna inanıyor...
Ancak...
★
Ahmet’in...
Gazetecilik ilke ve ahlâkı açısından “sağlam pabuç” olmadığını:
Cumhurbaşkanı söyledi...
[caption id="attachment_380005" align="alignnone" width="600"]

★
Abdülkadir Selvi’ye:
Muhalefeti eleştirmesi için:
“Gereğini yap” diyen Cumhurbaşkanı...
Bu konuda Ahmet Hakan’ı örnek gösterdi...
Ve...
Şöyle dedi:
“Bak, Ahmet Bey (Hakan) gereğini yaptı, yapıyor...”.
★
Canlarım...
Bir gazeteci...
Bir siyasetçiyi savunmak için:
“İşin gereğini” yapmaz...
★
Bir siyasetçi...
Bir gazeteciye:
“Gereğini yap” diyemez...
Çünkü...
★
Temiz ahlâklı bir gazeteci...
Bir siyasetçiye o hakkı vermez...
Siyasetçiyle yüz göz olmaz...
★
Canlarım...
Ahmet Hakan’ı ve Abdülkadir Selvi’yi diğer iktidar destekçileri gazetecilerden daha çok eleştiriyorum...
Çünkü diğerleri:
Kişisel çıkarları için gerçekleri saptırıyor olabilirler...
Ama...
★
Ahmet ve Abdülkadir:
“Operasyon gazeteciliği” yapıyorlar...
İşte bu bir: Gazetecilik felâketi...
★
Meselâ...
Cemal’in küfürbaz olması...
Onun tipik bir Türk Müslümanı olduğunu gösterir...
Ama:
Kimseye zararı yok...
★
Ece’nin Facebook’tan alıntı yapması da keza:
Ne ayıp...
Ne de suç...
Her gazeteci (Ben de dâhil) kamuya açık platformlardan bir şeyler alıyoruz...
★
Ama...
Hiç kimse, hiçbir siyasi lider bugüne kadar Ece Üner için:
“Gereğini yap dedim yaptı” demedi...
Diyemez...
★
Cemal’e gelince...
Sevimli bir küfürbaz...
Bence kötü olan küfürleri değil...
Öfkesi...
Ve öfke...
Bir kişinin en çok kendine zarar verir...
Nereden mi biliyorum?..
★
Şeker hastası olduğumu...
Acayip öfkeli oluşumdan öğrendim...
Ve...
Öfke kontrolü tedavisi gördüm de:
Oradan biliyorum...
★
Yani Ahmet...
Ece’nin Facebook’tan alıntı yapmasının kimseye zararı yok...
Hatta...
Onun okuduğu bazı özlü sözleri okumayanlar da öğrendikleri için:
Yararı bile var...
★
Cemal’in küfürleri de sadece ayıp...
Ve o küfürlerin zararı da kendisine...
Keza şiddete dönüşmemek şartıyla:
Öfkesi de öyle...
Sadece kendisine zarar verir...
★
Ama be Ahmet...
Senin ve Selvi’nin:
Operasyon gazeteciliğiniz...
Bütün ülkeye zarar veriyor...
Hepimize zarar veriyor...
Erdoğan tedavi olmalı
Ünlü filozof Arthur Schopenhauer’in babaannesi Hollandalı bir armatörün kızıydı...
Haliyle...
Baba tarafından Hollandalı sayılırdı...
[caption id="attachment_380006" align="alignnone" width="600"]

★
Babaannesi:
Endişeli...
Şiddete meyilli...
Ve...
Birden öfkelenen bir kadındı...
İlginçtir...
Aynı özellikler:
Arthur’un babasında da vardı.
★
Endişeli...
Biraz melankolik...
Ve çokça da...
Öfkeli halinin...
Baba tarafından geldiğini düşünen Schopenhauer şöyle diyordu:
“İrademden aldığım bütün gücümü, babamdan miras kaldığını zannettiğim şu lanet olasıca endişeden kurtulabilmek için harcıyorum...”.
★
Baba anneciğim öfkeliydi...
Babam öfkeliydi...
Ama...
İkisi de şeker hastası değildi...
Ben de öfkemin şeker hastalığından gelebileceğini hiç düşünmemiş...
“Genetik herhalde” deyip kendi kendime önleyebileceğimi zannetmiştim...
[caption id="attachment_380007" align="alignnone" width="600"]

★
Erdoğan’ın babası ve baba annesi de öfkeli miydi bilemem...
Eğer öfkeli idiyseler...
Erdoğan da:
“Genetik” demeden hemen şeker kontrollerine başlasın...
Onun bu öfkesi...
Hem kendisini...
Hem partisini...
Hem de: Milletimizi perişan etti...
Günün yürek yakanı
ATAKIZ (@ATAISIK_)
İmam maaşı 12.500 TL,
Vaiz maaşı 12.770 TL,
Cenaze kaldırma, mevlitlerle birlikte 10.000 TL, ayrıca lojman...
Ekonomiye, üretime katkısı sıfır!
★
Yıllarca emek vererek bu ülke için üretmiş emeklinin aylığı 3.500 TL,
Çalışana verilen aylık 5.500 TL, lojman, ek gelir de yok.
★
Bu haberi okuduktan sonra anladım ki...
Bu ülkede:
Adalet yok...
Rezalet çok...
Beni de kullandılar
Bundan 29 sene kadar önce...
Gazetecilikten gelmediğim...
“Tepeden inme” köşe sahibi olduğum için olsa gerek...
Bazı siyasetçilerle yüz-göz oldum...
Ve kendimi:
Tepe tepe kullandırdım...
★
Yaptığımın gazetecilik (Tabii ki köşe yazarlığı) olmadığını...
Gazetecilik ilke ve ahlâkına uymadığını öğrendiğimde:
Bekâretim (Tabii ki mesleki açıdan) çoktan bozulmuştu...
★
Ancak...
Bütün gazetecilik camiası bilir ki:
Gereğini yaptığım için...
Hiçbir maddi çıkar elde etmedim...
Hiçbir şirket adına iş takip etmedim...
Köşemi: Kişisel çıkarlarım için...
Ya da: Dostlarımın ticari kazançları adına kullanmadım...
Kullandırmadım...
★
İktidarları eleştirdiğim için:
Defalarca işimden oldum...
Ama...
İnançlarımdan...
Ve...
Fikirlerimden taviz vermedim...
★
Sözümün özü...
Sadi-i Şirazi’nin dediği gibi: “Eksik olsun zilletle elde ettiğin yemek, tenceren kaynıyor, şerefin devrilmiş...”
★
Şükür kaynayan tenceremiz var...
Ama...
Şerefimizden de hiç şüphemiz yok...
Yalan söyleme...
Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notunu dün gece:
“B+”dan “B”ye düşürdü...
Kuruluş, Türkiye’nin kredi notu görünümünün de:
“Durağan” olduğunu bildirdi...

★
Bu not küresel yatırımcıya:
“Sakın ha, Türkiye’ye bulaşma” demektir...
★
Şimdi...
Bizim zevat yine çıkacak...
Ve şöyle diyecek:
“Dış güçler bizi kıskanıyor, ekonomimizi sabote ediyor...”.
★
Yahu arkadaş...
Sen yanlış yapmazsan...
Hiçbir “dış güç...”.
Senin ekonomini:
Sabote edemez...
★
Yani...
Ekonomini sabote eden...
“Dış güçler” değil:
Bizzat, sensin...
Günün sihri
Fatih ERGİN (@Fergin923)
Sayıştay’ın raporlarında; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kayıtlarında inşa edilmiş görünen Hazine’ye ait 70 bine yakın konutun kayıp olduğu ortaya çıktı.
Hayali konut!
TOKİ projesine başvuracakların bilgisine!
Bu arada; Erdoğan Sayıştay’a “Açık aramayın” demişti, hatırladınız mı?
★
Günaha girince kendisini suçlayan hacı adayına Şeytan’ın tokadı yapıştırıp dediği gibi:
“Hastir lan, çok iş gördüm ama senin yaptığın gibi makaralısını ben bile ilk defa şahit oldum...”.
★
Çok hırsızlık gördüm...
Ama...
70 bin konutun çalındığına ilk kez rastlıyorum...
★
Belli ki...
Hiç konut yapılmamış...
Ama...
Yapılmış gibi...
Devlet’ten: Para alınmış...
Günün esprisi
İMAM efendi (@muhalif_imam_)
Melih; “madem Selahattin Demirtaş’ın Müslüman olduğunu söylüyorsunuz, camide çekilmiş bir fotoğrafı var mı?” demiş.
Sizin de hırsız olduğunuzu söylüyorlar; kafanızda külotlu çorap ile bir tane fotoğrafınız var mı?..