Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum açıklamış:

Orman arazilerini yağmalayan 5 milyon kişiye tapu verilecekmiş...

Bu kararla özellikle İstanbul’un Beykoz, Sarıyer ve Çatalca ilçeleriyle...

Antalya, Muğla, Aydın, Mersin, Yalova, Bursa ve Balıkesir gibi denize kıyısı bulunan şehirlerdeki ormanları katledenler milyonlarca liralık servete kavuşacak.

★★★

Bakan Kurum açıklamasında diyor ki:

“Bu alanlar orman vasfını yitirdi...”

Ne diyordu Metin Akpınar?

“Malkara-Keşan, hoppala paşam!”

İyi de kim yaptı bunu?

Kim o güzelim ağaçları keserek ve beş kuruş para ödemeden kendisine “arsa”, “tarla” ya da “turizm alanı” yarattı?

Kim bu arsaların üzerine apartmanlar, oteller dikerek servet edindi?

Kim ya da kimler bu talana, soyguna göz yumdu?

★★★

İlk kez yapılmıyor bu 2-B soygunu...

Yok bunların çoğu tarlaymış da... Vatandaş hayvancılık amacıyla kullanıyormuş da.

Geç bunları anam babam, geç bunları...

İstanbul’un en güzel ormanları 2-B sayesinde yok edilmedi mi?

Hepsini bırakın, canım Çamlıca Tepesi bu yüzden betonlaşmadı mı?

Ve... Çok tehlikeli bir soru olacak ama... Sormazsam uyuyamam:

Bugün devletin en tepesindeki kişi de zamanında benzer bir düzenlemeden yararlanıp Üsküdar Kısıklı’daki evine bu yolla tapu almadı mı?

Bir soru daha:

Neden bu habere, Google’daki aramalarda ulaşılamıyor?

★★★

İyi vatandaş yasalara uyar...

Vergisini zamanında verir, askerliğini yapar, başkasının malına göz dikmez, kamu malını yağmalamaz!

Biz; bu ülkenin yüzde 70’i hep “iyi vatandaş” olarak kalmaya çalıştık. Devletten korktuk.

Vergimizi ödedik; iktidarlar vergisini ödemeyen uyanıklar için af çıkarttı, biz enayi durumuna düştük!

Askerliğimizi yaptık; karda kışta nöbet tuttuk. Askerden kaçanlar affedildi; parayla askerlik yaptı.

Elli metre bir daire almak için yıllarca çalıştık, yemedik, içmedik; gidip beş kuruş harcamadan devletin arazisine çökenler affedildi. Biz yine “enayi” olduk.

★★★

Peki; ne oldu da iktidar yine 2-B’yi hatırladı?

Çünkü bu konu, “oy garantili...”

Ayrıca paraya sıkışan iktidar için can simidi:

Yağmacı başına 100 bin lira alsa, 500 milyar liralık taze kaynak...

Yani nereden baksan 13.5 milyar dolar!

Taş atıp da kolu mu yorulacak?

★★★

Peki biz, namuslu vatandaşlar ne yapacağız?

Bu soruya yanıtı Mehmet Yücel’in “Düzen” şiirinin bir dörtlüğüyle yanıt vermeye çalışayım:

“Alanlar yalancı, satan yalancı.

Düzeni belirsiz, yolcu ve hancı.

Çöker yüreğime bir buruk sancı.

Beni hazırlıksız vurdu bu düzen!”

100 numaralı siyasetçi!

Bir zamanlar CHP’de Deniz Baykal’ın sağ kolu olan, daha sonra AKP’ye geçip Erdoğan’a düzdüğü övgülerle Ağrı Belediye Başkanlığı yapan Savcı Sayan isimli dönek arkadaş yeniden gündeme gelmek istiyor ki ilginç sözler etmiş...

Parti içinde Erdoğan’a çok yakın olduğunu söylediği ama kimliğini açıklamadığı bir yöneticiyi yerden yere vurmuş:

“Sayın Cumhurbaşkanı’na en yakın olduğunu iddia edip her tarafta işini hallediyorsun.

PKK ve FETÖ’yü idare ediyorsun.

CHP’yi dizayn ediyorsun.

Medyanın ve büyük şirketlerin el değiştirmelerinde etkin oluyorsun.

Beş kuruş vermeden büyük şirketlere yüzde 50 ortak oluyorsun.

Devletin arazilerine doymuyorsun.

Yurt içi ve yurt dışı bütün ballı işler, rantlar sende...

´Sen nasıl bir karaktersin? Nasıl bu kadar başarabiliyorsun?

Bence senin karakterin okullarda tez olarak okutulmalıdır...

Lakabın da ‘100 numaralı siyasetçi ve iş adamı’ olmalıdır...

Bu memleket senin gibilerden çok çekti...

Bu gidişle çekmeye de devam edecek...”

★★★

AKP’de bunlardan o kadar çok var ki... Kimi kastettiğini ben anlayamadım.

Anlayanınız varsa bana da yazsın!

GÜNÜN SORUSU

Sorum dün bir açıklama yapan ve “Yeni anayasayı kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz. Benim tekrar seçilme ve tekrar aday olma gibi bir derdim yok” diyen AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a:

Mevcut anayasa uyarınca “yeni bir anayasa” yapılamayacağını, sadece bugünkü anayasanın değiştirilebileceğini...

Ve...

Yeniden seçilmeyle ilgili sözlerinize bu ülkede inanan bir kişi bile çıkmayacağını...

Gerçekten bilmiyor musunuz?