İspanya’nın Hırvatistan galibiyetinden bahsederken örnek almamız gereken bir konu var. Boğaların ilk on birinde 21’lik Nico Williams ve Pedri ile 17’sine basmamış Yamal vardı. Pedri taktiksel değişiklik yapılana kadar sahanın en iyilerindendi, Yamal da kendine hayran bırakan bir özgüvenle oynuyordu. Nico etkili olamadı belki ama sırıtmadı da...

İyi ve hazır oyuncu, yaşına bakmadan oynamalı; oynatılmalı. Montella’nın ‘daha erken’ gibisinden sözleriyle milli takımımızdaki genç oyuncuların süresini sınırlayacağı sinyalini vermesi üzücü. Madem ki ev sahiplerinden olduğumuz EURO 2032’deki hedefimiz şampiyonluk, yaşına bakmadan Arda Güler, Kenan Yıldız veya Semih Kılıçsoy mümkün olan en fazla süreyi almalı.

Maça dönersek... İspanya’nın DNA’sındaki pas ezberi ilk yarıda kendini gösterince, bir anda goller geldi. Kalabalık savunma arasında bu dripling becerisini en iyi gösteren ülke belki de İspanya. Temassız oynayan bir rakip buldular mı deşiyorlar.

Hırvatlar aslında üç gol yiyecek bir oyun oynamadı. Livakovic iyiydi ancak zayıf yanları stoperler çok yumuşak kaldı. Penaltılarla Dünya Kupası’na damga vuran bir takımın maç içindeki penaltıyı kaçırması da ironikti. Modric elinden geleni yapsa da Hırvatların ondan sonraki dönemi planlaması şart. Kadroyu gençleştirme konusunda onlar da cesur olmalı.